27 Kasım 2012 Salı

Bu köydeki ev fiyatları yalılarla yarışıyor

Edremit Körfezi'nde bulunan eski Rum köyü Adatepe'de arsasıyla yıkık bir ev, manzarasına göre 1 milyon liraya varan fiyatlarla satılıyor
Kazdağları’nın eteklerindeki köyde, 300-400 bin liraya alınan yıkık bir evin Anıtlar Kurulu onayıyla mimariye uygun yeniden inşa edilmesi ise 1 milyon 300 bin liraya ulaşabiliyor. Evin, köyün mimarisine uygun restore edilip oturulabilir hale gelmesi için de yüz binlerce lira harcanabiliyor.
Kazdağları eteklerinde bulunan Adatepe, Rum ve Osmanlımimarisiyle yapılmış tarihi yapılarıyla biliniyor. Pers, Atina,Roma, Selçuklu ve Osmanlı hakimiyetlerini görmüş Adatepe, yüzyılların birikimini barındıran taş işçiliğin en güzel örneklerini oluşturan evleri, Arnavut kaldırımlarından oluşan yolları, ormanlık alanları, otantik yapısıyla yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor.
DENİZ MANZARASI YOK
Özellikle 1989 yılında sit alanı olarak ilan edilmesinden sonra mevcut mimarisi korunan köy, Edremit Körfezi’nin kuzey ucunda, Ayvacık’a 35 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Bölgeye gidenler, Küçükkuyu beldesinin içinden rahatlıkla ulaşılan köye, körfezin eşsiz güzelliğini seyrederek ulaşıyor.
Selçuklu mimarisiyle yapılmış tarihi camisi, Taş Mektep’i de bulunan köy, günübirlik ziyaretlerle bile haftanın stresinden kurtulmak için önerilen cazip mekanların başında geliyor.
Deniz manzarası bulunmayan köyün, Alpler’den sonra dünyanın en fazla oksijen üreten Kazdağları’nın eteklerinde kurulu olmasından dolayı temiz havası, şehir stresinden uzaklığı, sessizliği ve otantik yapısıyla özellikle son yıllarda yüksek gelirli ailelerin gözdesi olduğu belirtiliyor.
1940’lı yıllara kadar 500 evin yanı sıra hamam, fırın, kahvehane, kunduracı, kasap, berber, zeytinyağı fabrikalarının bulunduğu ancak yaşanan göçün ardından parmakla sayılacak kadar binanın kaldığı köyün kaderinin, 1989 yılında sit alanı olarak ilan edilmesinden sonra değiştiği söyleniyor.
HARABESİ BİLE 1 MİLYON LİRA
1989’dan sonra kalıntıları üzerine köyün mimarisine uygun tekrar inşa edilen, bugün yaklaşık 300 haneye ulaşan köydeki evlerin fiyatlarının, gösterilen talebin etkisiyle ciddi rakamlara ulaştığı belirtiliyor. Fiyatları adeta İstanbul Boğazı’ndaki manzaralı villalarla yarışan evleri satın almak için yüz binlerce hatta 1 milyon liranın üzerinde parayı gözden çıkarmak gerekiyor.
Köyde her bina, Anıtlar Kurulu’ndan alınan onayla restore edilip, kullanılabilir hale getirilebiliyor. Adatepe’de 300-400 bin liraya alınan yıkık bir evin Anıtlar Kurulu onayıyla mimariye uygun yeniden inşa edilmesi, 1 milyon 300 bin liraya ulaşabiliyor.
Küçükkuyu’da emlakçılık yapan Ercan Kaymakçı, köyün özellikle İstanbul’un zenginlerinin gözde mekanlarından olduğunu belirterek, " Arsasıyla 220 metrekarelik bir yıkık binanın satış bedeli 350 bin lira. Köyde, sahip olduğu alana, manzarasına ve bulunduğu konuma göre yıkık binaların fiyatları 1 milyon liraya kadar çıkabiliyor" dedi.
AA

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var