29 Kasım 2012 Perşembe

Hakim, polisten korumak için tutuklattı

Antalya Adliyesinde görev yapan ve kamuoyunda özgürlük hakimi olarak bilenen hakim önüne gelen bir soruşturmada hakim, şüphelileri "ifade sahipleri baskı altına alınabilir" gerekçesiyle tutuklattı.
Radikal Haber: MESUT HASAN BENLİ / ArşiviANKARA –
Antalya’da bulunan yasal Özgürlükler Derneği üyeleri 20 Kasım 2012 tarihinde, yasadışı bir sol bir örgüt üyesi oldukları gerekçesiyle gözaltına alındı. Soruşturma dosyasına göre, dernek üyelerine yöneltilen örgüt üyeliği suçlamasına gerekçe olarak “İstanbul’da düzenlenen 1 Mayıs törenlerin ve derneğin pikniğine katılmak, ünlü müzik grubu Grup Yorum’un konser biletlerini satmak ve çeşitli tarihlerde yapılan mezar anmalarına katılmak” gösterildi. 

AĞABEY SORGUDA 
Dernek üyeleri Emniyette susma hakkını kullandı. Bunun üzerine Antalya Emniyeti, şüphelilerin aileleriyle bağlantı kurarak, gençlerin ifade vermelerini sağlamaya çalıştı. Şüphelilerden N.İ’nin ağabeyi, Emniyete geldi. N.İ’nin ağabeyine kardeşinin ifade vermemesi halinde tutuklanacağı iletildi. Bunun üzerine “ağabey” kardeşinin ifade vermesini sağladı. Ancak diğer şüpheliler ısrarlara rağmen Emniyette susma hakkını kullandı. TUTUKLANMALARI İSTENİLDİ 
Şüpheliler 4 günlük gözaltı süresinin dolmasının üzerine savcılık sorguları için 13 şüpheliden 8’i Adliye’ye sevk edildi. Bütün şüpheliler Savcılık sorgusunda ifade verdi. Savcılık sorgusunun ardından şüphelilerden 8’i tutuklanma istemiyle kamuoyunda özgürlük hakimi olarak bilinen TMK 10. madde ile görevli Antalya 1 Nolu Hakimliğine sevk edildi. Şüpheliler, savunmalarında örgüt üyeliği suçlamasını reddetti. 

‘PSİKOLOJİK BASKI YAPILDI’ 
Şüpheliler gözaltında bulunduğu süre içerisinde Emniyette hukuksuzca sorguladıklarını, alileri aracılığıyla duygusal baskı yöntemi kullanıldığını öne sürdü. Şüphelilerden N.İ de hakimlik sorgusunda “Kollukta verdiğim ifadeyi kabul etmiyorum. O ifadeyi 7 saatlik bir sorgu sonrasında verdim. Ağabeyim ve yanında getirilen bir avukat huzurunda ifade verdim. Hatta avukat ifade başlangıcında yanımızda yoktu” dedi. 

SAMİMİ İFADE SAYILDI 
Şüphelilerin sorgularının ardından hakim kararını açıkladı. Hakim, Emniyette psikolojik baskı yöntemiyle ifadesi alınan N.İ’ yi serbest bırakırken 7 şüphelinin tutuklanmasına karar verdi. Hakim verdiği kararın gerekçesinde ilginç değerlendirmelerde bulundu. Özgürlük hakimi psikolojik baskı yöntemiyle ifadesi alındığı iddia edilen N.İ için, “Şüpheli N.İ’nin kollukta verdiği samimi ifadeleri dikkate alınarak şüphelinin tutuklanma talebinin reddine karar verildi” dedi. 
KORUMAK İÇİN TUTUKLADIM 
Özgürlük Hakimi, diğer 7 şüpheli için verdiği tutuklama kararın gerekçesi ise şaşkınlık yarattı. Hakim kararında N.İ’ye yönelik baskıya dikkat çekerek şöyle dedi: “Şüphelilerden N.İ’te olduğu gibi ifade sahiplerinin baskı altına alınma ihtimalleri, delilerin tam olarak toplanmamış olması nedeniyle adli kontrolün tutuklamadan beklenen amacı sağlamayacağı anlaşılma şüphelilerin tutuklanmalarına karar verildi.” 

BASKI YAPANI TUTUKLAMASI GEREKİR 
Şüphelilerin avukatı Evrim Deniz Karatana Radikal’e yaptığı açıklamada, müvekkillerinin gözaltında tutulduğu 4 gün boyunca psikolojik baskıya maruz kaldığını iddia ederek “Müvekkiller aileleri üzerinde tehdit edildi. Ayrıca hakimin tutuklama gerekçesinden çıkarabildiğimiz tek sonuç; hakimin, müvekkilleri polisin baskısından korumak için tutukladığıdır. Ancak bu gerekçe mantığımızın sınırlarını zorluyor. Polisin baskı yapmasını engellemenin tek yolu, hakimin suç duyurusunda bulunarak görevini kötüye kullanan ve psikolojik işkence uygulayan polisin yargılanmasını sağlamak olmalıdır. Sanıyoruz hakim CMK’da yer alan ‘tanık , mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunma’ maddesini yanlış anlamış, bu yüzden baskı yapanı değil baskıya maruz kalanı tutuklamaya karar vermiştir” diye konuştu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var