Hayber Gürsoy : Las Vegas Adana!

8 Kasım 2012 Perşembe

Las Vegas Adana!

Son dönemde Adana’ya yasal kumarhaneler kurulacağı konuşuluyor. Adana, turizm bölgesi olmamasına rağmen otel, butik, han ve hamamlar yapılıyor. Adana’da Kıbrıs örneğindeki gibi casinolar kurulacağı söylentisi, AKP’nin işsizliğin başkenti Adana için bulduğu çözüm olarak öne çıkıyor.

Kentte 2016 sonuna kadar, konaklama tesisi sayısı 50’ye ulaşacak. Otel sayısı ve yatak kapasitesi dört yılda yüzde 66 artacak. Yapılması planlanan yasal kumarhaneler ile 34 adet dört ve beş yıldızlı otel yapılacağı belirtiliyor. Mahalle araları da dahil olmak üzere, şehrin her tarafında oteller inşa edilmeye başladı bile. Seyhan nehri kenarına da çok uluslu, lüks oteller yapılıyor. Adana’da bütün fabrikaların kapısına kilit vuruldu. 2B arazileri satışa sunuldu. Şimdilerde İsmetpaşa ve Barış Mahallelerini kapsayan kıyı boyunda uygulanan kentsel dönüşüm projesiyle yeni TOKİ konutları inşa ediliyor. Tüm bu gelişmeler, “Adana, gerçekten kumarhane merkezi mi olacak?” kaygılarını artırıyor.

AKP Hükümeti iktidara geldiği yıllarda kumarı günah diye yasaklamıştı.

VALİ İDDİALARA YANIT VERDİ

Adana Valisi Hüseyin Avni Çoş, şehrin kumarhane ve fuhuş merkezi olacağı söylentilerini yerel bir gazete üzerinden cevapladı. Adana’da kumarhaneler kurulacağı ve fuhuş sektörünün patladığı iddialarını sert bir dille eleştiren vali Çoş, bu iddiaları öne süren ve kamuoyunu yönlendirmeye çalışan dar zihniyetli insanlara karşı, iş dünyasının sesini yükseltmesi çağrısında bulundu. Vali Çoş, bu söylentileri ortaya çıkaranları, Adana’nın büyümesini engellemek isteyenlere bağlayarak; “Yatırımların önü kesmek isteyenlerin karşısında durulmalı” dedi.

MÜSİAD: GOLF SAHASINDA SAKINCA YOK

ÇUKUROVA Pres gazetesine demeç veren MÜSİAD Adana Şube Başkanı Bilal Nadir Gök, “Bu iddiaların tamamı bölgemizin gelişmesinin önünü kesmeye yöneliktir. Bu hükümet politikasına da terstir. Ayrıca kentimizin dokusu buna uygun değildir” diyerek iddiaları yalanladı. Karataş yakınlarında yapılacak olan golf sahası eleştirilerine de cevap veren Gök, “Golf sahası kumarhane için yapılmıyor. Golf için gelen her turist, geldiği yere kişi başına 10 bin dolar bırakıyor. Golf sahası yapılmasında bir sakınca yok” diye konuştu.

AKP MİLLETVEKİLLERİ SESSİZ!

KUMARHANELER kuruldukları şehirden topladıkları paraları, kısa sürede yurtdışına taşıdıklarından kentin yoksullaşmasına neden olmaktalar. Kumarhanelerle birlikte mafya, çek senet tahsilâtçılığı, fuhuş ve uyuşturucuda artış oluyor. Kumarhanelerin toplum, aile ve bireyler üzerinde olumsuz etkisi biliniyor. İslami değerleri temsil etme iddiasındaki AKP Hükümetinin, Adana’yı kumarhaneler şehri yapma projesini halktan gizli ve utangaçça yürüttüğü düşünülüyor. Adana’nın kumarhane kenti olması projesi Adana kamuoyunda ciddi yer tutarken, AKP’li milletvekilleri ve yöneticileri sessiz kalmayı tercih ediyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları (Atom)

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.

O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.

Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.

Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...

Avukat 1

Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.

Avukat 2

George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".

Avukat 3

Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''

Avukat 4

Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''

Avukat 5

Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”