13 Aralık 2012 Perşembe

'Ağır Roman' dizisinde 'kentsel dönüşüm' krizi

Bu gece son bölümü yayımlanacak 'Ağır Roman'da meğer kentsel dönüşüm krizi yaşanıyormuş. Dizinin yönetmenlerinden Metin Balekoğlu, kentsel dönüşüm ifadelerinin montajda ayıklandığını söyledi.
Haber: İPEK İZCİ - ipek.izci@radikal.com.tr / Arşivi
Yayından kaldırıldığı açıklanan ve bu akşam son bölümü ekrana gelecek olan ‘Ağır Roman Yeni Dünya’da kentsel dönüşüm krizi yaşandığı iddia ediliyor. Çekimleri Balat’ta yapılan; arka planda kentsel dönüşüm içinde sıkışmış insanların hayatlarını ve rant kavgasını anlatan dizide, kanalın ‘kentsel dönüşüm’ ifadesinin kullanılmamasını istediği öne sürüldü. İddiayı, diziyi sekizinci bölüme kadar yöneten Metin Balekoğlu ile başrol oyuncularından Nesrin Cavadzade ve Erkan Bektaş’a sorduk. 
Dizide Leyla isimli bir karakteri canlandıran Nesrin Cavadzade, iddiayı doğrulayarak “‘Kentsel dönüşüm’ lafının kullanılmasının engellendiği doğrudur. Büyük ihtimalle birtakım kâr odaklarını rahatsız etti çünkü dizimiz bu meseleyi eleştirel bir dille ele alıyordu. Bu birilerinin hoşuna gitmedi. Bunun yerine şehr-i nizamiye türünden muğlak bir ifade önerildi fakat dizide bunu kullandığımızı hatırlamıyorum. Biz aynı eleştirellikle fakat kentsel dönüşüm lafını kullanmadan devam ettik” dedi. 
Dizinin bir diğer oyuncusu Erkan Bektaş da yasağı onaylıyor: “İlk bölümde, Salih cezaevinden dönüyor, nedir mahalledeki durum diye soruyor, evleri parselliyorlar, kentsel dönüşüm lafı ediliyor... Ve o kentsel dönüşüm lafı yayında biplenmişti. Kanal bir sansür mü uyguladı yoksa daha mı ilerisi var bunun bilemiyorum. Muhtemelen birilerinin gazabından korkan kanal otosansür uygulamıştır diye düşünüyorum ama emin değilim bundan. Ondan sonra zaten kentsel dönüşüm lafı söylenmedi. Diyaloglarda yoktu... Kentsel dönüşümü eleştiren bir TV dizisinde o lafı biplemek, yok saymak hiçbir şeye tahammülün olmadığı anlamına geliyor. Fazla totaliter bir durum.” 

‘Böylesi daha uygun’ 
Diziyi yedinci bölüm sonuna kadar yöneten; sekizinci bölüm itibariyle koltuğunu Çağatay Tosun’a devreden Metin Balekoğlu ise senaryoyu çektikten sonra, kentsel dönüşüm ifadelerinin montajda yapım tarafından çıkarıldığını söylüyor. Balekoğlu ‘kentsel dönüşüm’ ifadesinin senaryoda olduğu halde, dördüncü bölüm itibariyle montajda çıkarıldığını anlatıyor: “Çekilenler sözleşme gereği yapımcıya ait. Bana ‘Şunu çekeceksin, bunu çekmeyeceksin’ diye bir şey denmedi. Ben senaryoyu alıp çekiyordum, ondan sonra kendileri montajda çıkarıyordu ama bu bana sorulmuyordu tabii.” Projede kentsel dönüşümü daha fazla kullanabileceklerini söyleyince, yapımdan kendisine “Bu şekilde de kullanmış oluyoruz, böyle de ifade etmiş oluyoruz” yanıtı verildiğini anlatıyor: “Böyle yapmanızın bir sebebi var mı diye sorduğumuzda ise bize ‘Böylesi daha uygun’ denildi. Projenin yola çıkış aşamasında daha sert cümleler vardı, ‘Ağır Roman Yeni Dünya’, orijinal hikâyenin 30 yıl sonrası diye başladı, daha sert daha keskin cümlelerle gelecektik. Benzer şeyler bu dönem de yaşanıyor ama bunlar bir emirle mi geliyor ondan emin değilim.” 

Son bölüm bu akşam 
Dizinin yapımcısı (Star Yapım) Kemal Can ise yazılı yaptığı açıklamada iddiaları kabul etmiyor: “Ana hikâyesi, ‘kentsel dönüşüm’ üzerine kurulmuş olan bir dizide bu kavramın gizlendiğini söylemek saçma ve dayanaksız bir iddiadır. Kaldı ki, diziyle ilgili pek çok makale, tanıtım ve eleştiri yazısında dizinin konusu, ‘kentsel dönüşüm’ olarak yazılmış, yine dizinin birçok bölümünde ‘kentsel dönüşüm’ kavram olarak da yer almıştır.” 
‘Ağır Roman Yeni Dünya’, son yıllarda epey tartışılan kentsel dönüşüm politikalarına da değindiği için dikkat çekmişti. Zira kentsel dönüşüm, hükümetin en çok önem verdiği konulardan biri ama Sulukule ya da Tarlabaşı’nda olduğu gibi süreç hayli sancılı ilerliyor. 
Metin Kaçan’ın aynı adlı romanından uyarlanan ve romandan farklı olarak seneler sonrasında geçen dizide, romandaki karakterlerin çocuklarının hikâyesi ele alınıyordu. Başrolü ise Taner Tıraşoğlu, Onur Saylak , Begüm Birgören, Murat Daltaban, Erkan Bektaş, Özge Özpirinçci ve Sumru Yavrucuk paylaşıyordu. ‘Ağır Roman’, bu akşam 22.30’da son kez soracak: “Bu dozer de ne?!”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var