8 Aralık 2012 Cumartesi

İstanbul’da yolu olmayan mahalle

     
  • BURASI ANADOLU’NUN ÜCRA BİR KÖYÜ DEĞİL
  • Sinem Uğurlu
  • Başakşehir’e bağlı Güvercintepe Mahallesi halkı sorunlarının çözülmesi için bir araya gelmiş ve önceki gün belediyeye taleplerini iletmeye gitmişti. Mahalleye bağlı 5 caddede altyapı, doğalgaz, asfalt ve atık su gideri olmaması nedeniyle Belediye Başkan Yardımcısı Bedri Sinan Gül ile görüşen halk, taleplerinin karşılığını almaya başladı. Gül, alt yapı ve asfalt sorununu 2013 yılında bitirecekleri sözünü vermişti. Halkın belediyeyle görüştüğü günün akşamı, belediyenin görevlendirdiği Fen İşleri Müdürlüğü’nden bir yetkili mahalleye gelerek, çamurlu yolları tespit etti. Asfalt yollar yapılana kadar, geçici olarak asfalt kırığı yapılacağı ve halkın çamurdan kurtulacağı sözü verildi.
    ‘ÇOCUĞUM SIRTINA KADAR ÇAMUR İÇİNDE’
    Belediye önünde, Belediye Başkan Yardımcısı ile görüşmeden çıkan vatandaşlar ile görüştük. Mahalle sakinlerinden Dudu Kazan, belediye ile görüşmelerinin sonucunu gazetemize aktardı. Tozun toprağın içinde yaşadıklarını ifade eden Kazan, “Benim çocuğum sırtına kadar çamurla geliyor. Ben vergimi ödüyorum. Elektiriği, suyu her şeyi verdiğim halde bana bu imkanlar gelmiyor. Ben hakkım olan bir şey istiyorum” diyerek içinde yaşadığı sıkınyı aktarıyor.
    Şerafettin Aras da çamur içinde kalmış ayakkabılarını göstererek, “Görüyorsunuz işte, biz bir şey giyemiyoruz ki! Bu halde belediyeye geliyoruz. Yolumuz iyi olsaydı, biz de temiz bir elbise ve ayakkabıyla belediyeye gelecektik” diye konuşurken, Çağlayan Sokak’ta oturan Hasan Keskin de belediyeden hizmet almanın en doğal hakları olduğunu dile getiriyor.
    ‘KÖYÜMÜZ BURADAN İYİYDİ’
    Mahallede bulunan çamurlu yolun hemen yanı başında bir ev var. O evin kapısını çalıyoruz ve bizi Deste Yürek karşılıyor. Evlerinin önünden bir dere geçiyor ve lağım suları da bu dereye dökülüyor. Bu durumu “Pislikten geçilmiyor buralar. Şimdi yine kış. Yazın oluınca görün siz hele, çoluk çocuk hasta oluyor sivrisinekten” diye açıklıyor.
    Deste Yürek’in evinin önündeki tablo, Anadolu’nun köylerinde bile zor karşılacak türden. Yolları çamurlu, geçişler kapatılmış ve engebeli. Zaten Deste de, “Köyümüz buradan iyi vallaha. Düz yolu var en azından. Şimdi kaldırım da gelmiş” diyor. Sık sık suları ve elektirikleri de gidiyormuş. Deste Yürek, belediyenin bir an önce sorunlarını çözmesini istiyor.(İstanbul/EVRENSEL)

    OKUL YOLU DÜZ GİTMİYOR
    GÜVERCİNTEPE Mahallesi’nin sorunları sadece alt yapı sorunuyla bitmiyor. Mahalleye gittiğimizde Hikmet Ulubay İlköğretim Okulu’nun çıkışına denk geldik. Veliler, çocuklarını okuldan almaya gelmişti. Okul yolu da tıpkı mahallenin diğer caddesi gibi engebeli ve çamurlu. Adeta bir tepeden aşağı iner gibi zorlanıyor küçük yaştaki çocuklar. kalabalığın arasında yanına yaklaştığımız Güllü Gülbeyaz isimli bir veli, “Hep çile, hep işkence” diye dert yanıyor. “Güzel yol istiyoruz. Altyapımız yapılsın isityoruz” diyor. Okul öğrencilerin bulunduğu yere çok uzakmış. Neredeyse yarım saat yol yürüyerek geliniyormuş. O sırada bizi gören bir veli, “Okul uzak. Servise de para veremiyoruz” diyor. Fotoğraf makinesini gören çocuklar toplanıyor etrafımıza. Hep bir ağızdan ko0nuşmaya başlıyorlar.: “Yol çok kötü. Takılıp takılıp düşüyoruz. Çok yoruluyoruz.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var