12 Aralık 2012 Çarşamba

İstifa yetmez, yargılansın!

  • VALİ YARDIMCISI COŞKUN’UN TUTUMUNA TEPKİ:
  • Sevda Karaca
  • Öğretmen Gülşah Aktürk’ün göz göre göre ölüme sürüklenmesi, benzer şekillerde hayatını kaybeden diğer kadınların yaşadıklarını da gündeme getirdi. Hepsinin ortak bir noktası var: Devletin yetkili kurumları, yasaların verdiği görevleri yerine getirmiyor!
    Van’da öğretmenlik yapan Gülşah, Hakan Başar’dan defalarca ölüm tehdidi almıştı. Van Valiliği’ne ve Milli Eğitim Müdürlüğü’ne görevinin başka bir ile alınması için başvuran Gülşah’ın talebi sonuçsuz kaldı. Gülşah, korunmak için bütün süreçleri işletmiş, ilgili bütün kurumlara başvurmuştu. Gülşah öğretmen, öldürülmeden önce dilekçesinde “Vali Yardımcısı en kötü ihtimalle öleceğimi, ölümün hak olduğunu, kaçış olmadığını, hiç olmadı istifa edebileceğimi, yanımda biber gazı ile gezmem gerektiğini söyledi”  diye yazıyordu.
    ‘VALİ GÖREVİNİ İHMAL ETTİ’
    Avukat Hülya Gülbahar ise Van Valiliğinin Gülşah öğretmenin ölümünden yasaların mülki amire verdiği görevleri yerine getirmemeleri dolayısıyla sorumlu olduğunu ve sorumluların saddece istifasının yetmeyeceğini, görevi ihmal ve suça teşvik dolayısıyla da yargılanmaları gerektiğini söylüyor.
    “Hükümetin 8 Mart’ta çıkardığı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi Yasası’nda ilk maddelerde mülki amirlerin alması gereken önlemler düzenleniyor. Bu kanun kapsamında bütün devlet birimleri, öncelikle valilikler önleyici ve koruyucu tedbir alma yükümlülüğüne sahip.
    Yasa hazırlanırken kadın örgütlerinin en çok üzerinde durduğu konulardan biri de mülki amirliklerin görevini yerine getirmeleri için yasal sorumluluklarının olması idi. Van Vali Yardımcısı Zafer Coşkun’un görevi ihmalden yargılanması gerekiyor, sadece istifa etmesi yetmez.
    Bir de Gülşah öğretmene yaptığı açıklamalarla suçu ve suçluyu kayırdığını da görüyoruz. Ne demek ‘En fazla ölürsün, zaten böyle adamlarla gezen kadınlarda kabahat’ sözleri!”. Gülbahar, gerekli görüldüğü koşullarda ve kadının can güvenliği tehdidi varsa işyeri değişikliğinin ne kadar önemli olduğunu bu olayda da gördüğümüzü söyledi.

    GÖREVİ İHMAL KATİLLE SUÇ ORTAKLIĞIDIR
    Zozan Özgökçe (Van Kadın Derneği): Kamu kurumları kendi kurumlarında çalışan kadınların can güvenliğini bile sağlayamıyor. Öldürülme tehlikesi olan kadınlar ilgili kurumlara başvurdukları halde öldürülüyor. Valilik ve buna bağlı kurumlara başvuran kadınlar, bu kurumlardan medyumluk veya teselli değil Müdahale bekliyor. Kadın cinayetlerini azaltmak için kamu kurumlarının ellerindeki yetkileri kullanmaları yeterlidir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı kurum müdürlerini ve mülki idare amirlerini tavizsiz ve mutlak bir şekilde uyarmalıdır. Görevini ihmal eden kurum amirlerini ve mülki idare amirlerini görevden uzaklaştırmaları gerekmektedir. Gülşah Aktürk olayında açık bir şekilde görülüyor ki; ne Milli Eğitim İl Müdürlüğü ne de Valilik üzerine düşen görevi yerine  getirmiştir. Milli Eğitimden sorumlu Vali yardımcısı nasıl olur da ‘teselli ettim’ gönderdim der. Gülşah Aktürk, Vali yardımcısı ile dertleşmeye gitmemiş ki makamına, müdahale edilmesi için gitmiştir. Ayrıca Vali yardımcısı yaptığı açıklamada ‘iyilikten başka bir şey yapmadım’ demiş. İyilik yapmak değil senin görevin, senin görevin hassasiyetle müdahale etmek, yetkini kullanmak. Vali Yardımcısı Zafer Coşkun’un derhal istifa etmesi gerekmektedir. Gülşah öğretmeni katleden kadar Van Valisi, Vali Yardımcısı Zafer Coşkun ve Van Milli Eğitim Müdürlüğü de suçludur. Katille suç ortağıdırlar, yargılanmaları gerekir.

    YASA MÜLKİ AMİRLERE NE TÜR GÖREVLER VERİYOR?
    6288 Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi yasasının 3. maddesi mülki amirlerin görev ve sorumluluklarını ortaya koyuyor. Bu maddeye göre korunan kişilerle ilgili olarak şu görevleri yerine getirmeli:
    * Kendisine ve gerekiyorsa beraberindeki çocuklara, bulunduğu yerde veya başka bir yerde uygun barınma yeri sağlanması.
    * Diğer kanunlar kapsamında yapılacak yardımlar saklı kalmak üzere, geçici maddi yardım yapılması.
    * Psikolojik, meslekî, hukukî ve sosyal bakımdan rehberlik ve danışmanlık hizmeti verilmesi.
    * Hayatî tehlikesinin bulunması hâlinde, ilgilinin talebi üzerine veya resen geçici koruma altına alınması.
    * Gerekli olması hâlinde, korunan kişinin çocukları varsa çalışma yaşamına katılımını desteklemek üzere dört ay, kişinin çalışması hâlinde ise iki aylık süre ile sınırlı olmak kaydıyla, on altı yaşından büyükler için her yıl belirlenen aylık net asgari ücret tutarının yarısını geçmemek ve belgelendirilmek kaydıyla Bakanlık bütçesinin ilgili tertibinden karşılanmak suretiyle kreş imkânının sağlanması.

    YANIT BEKLEYEN SORULAR
    İstanbul Bağımsız Milletvekili A. Levent Tüzel, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’e Van’da eski sevgili tarafından öldürülen Gülşah öğretmeni sordu. Gülşah Aktürk’ün, Van Valiliği’ne hayati tehlikesi olduğu için başvuru yaptığını ancak Vali yardımcısının kendisine en kötü ihtimalle öleceğini, ölümün hak olduğunu kaçış olmadığını, hiç olmadı istifa edebileceğini, yanında biber gazıyla gezmesi gerektiğini söylediğini hatırlatan Tüzel, “Bir kadın ‘hayati tehlike’ kaygısı ile kamu kurumlarına başvurduğu anda, derhal adım atılmalı, önlem alınmalı, müdahale edilmelidir. Ancak bu vahim örnekte olduğu gibi, ilgili kurum yetkilileri ya kehanetlerde bulunuyor ya da kadınları başlarından atıyor” dedi. Tüzel’in Şahin’den cevaplamasını istediği sorular şöyle:
    * Kamu kurumlarının kendi kurumlarında çalışan kadınların can güvenliğini sağlamak  için yasal ve kurumsal önlemler almak zorunluğu yok mudur?
    * Gülşah öğretmen Valiliğe ve Savcılığa hayatının tehlikede olduğunu belirttiği ve koruma istediği halde neden önlem alınmamıştır?
    * Bir Vali Yardımcısı nasıl hayati tehlikesi olan bir kadına ‘en kötü ihtimalle ölürsün’ der. İşte en kötü ihmalle öldürüldü, şimdi ne yapacaksınız? Bu kişinin görevinden alınması gerekmez mi?
    * Gülşah öğretmen, mahkemeye verdiği dilekçesinde öldürülmesi halinde Van Valisi, Milli Eğitimden sorumlu Vali yardımcısı Zafer Coşkun, Van Milli Eğitim Müdürlüğü’nün sorumlu olduğunu belirtmiştir. Bu kişiler hakkında inceleme, soruşturma açılmış mıdır? (İstanbul/EVRENSEL)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var