8 Aralık 2012 Cumartesi

Eyvah 'gelenek' geleceğe taşınacak!

Radyasyonlu atıkları Gaziemir'in göbeğinde bırakıp Torbalı'da yeni tesis açan işletmenin sloganı, 'Geleneği geleceğe taşımak'...
Haber: SERKAN OCAK - serkan.ocak@radikal.com.tr / Arşivi
İzmir Gaziemir’de yaklaşık 70 yıl kurşun üreten ve atıklarında beş yıl önce radyasyon tespit edilen Aslan Avcı Kurşun Fabrikası, iki yıldır kaderine terk edilmiş durumda. Ancak fabrikanın 2000’de hayatını kaybeden sahibi Hasan Yavaş’ın torunları, Gaziemir’deki arazide bir kısmı gömülü, bir kısmı halen açıkta duran atıkları temizlemeden yeni bir fabrika kurdu. İzmir Torbalı’da beş ortakla ve ‘Heper Metal’ adıyla 25 Mart 2011’de kurulan ‘yeni’ kurşun fabrikasının sloganı ise şu: “Geleneğimizi geleceğe taşıdığımız için gururluyuz...” 
Yeni fabrikanın tam adı Heper Metal Döküm Sanayi Tic. A.Ş. Torbalık’taki sanayi bölgesinde bir derenin kenarına kurulmuş durumda. Büyük bir kapalı alanın ortasında dev bir kurşun bacası yükseliyor. Fabrikanın her iki yanında üç fabrika daha var. Dışarıdan bakıldığında Heper Metal’i bulmak zor. Yanındaki mermer fabrikasının güvenliğine sorduğumda, “Zaten malzeme getiren TIR’lar da hep gelip bana soruyor. Ben de tarif ediyorum. Yeri çok sapa” diyor. 
Sora sora fabrikanın yerini öğrendikten sonra girişteki güvenliğe kendimi tanıtıp, yetkilileri ile görüşmek istediğimi anlatıyorum. Güvenlik önce fabrikada olduklarını söyleyerek haber vermeye gidiyor. Ancak bir süre sonra bir görevli gelip yetkililerin fabrikada olmadığını söylüyor.

3. jenerasyon işbaşında
Fabrika Hasan Yavaş’ın torunları tarafından kurulmuş. Resmi Gazete’ye göre şirket ortaklarının adları şöyle: Mustafa Ekener, Hasan Yavaş (Kurucu Hasan Yavaş’ın torununun torunu), Ozan Kolcuoğlu, Hayri Mert Coşan ve Şennur Yavaş. Heper Metal’in internet sitesinde, 67 yıl Gaziemir’deki fabrikayı işleten ve 12 yıl önce hayatını kaybeden Hasan Yavaş’ın fotoğrafı var. Sitede yer alan bazı bilgiler şöyle: “Heper A.Ş. Hasan Yavaş’ın ailesinin üçüncü jenerasyonu tarafından kuruldu. Üretim metotlarımız denenmiş ve test edilmiştir. 2011’de tüm üretim sistemi büyük bir yenilikten ve modifikasyondan geçmiştir. Öncü üretim kulemiz yeni lokasyonumuzda yeniden inşa edildi ve üretim kapasitemiz iki katına çıkarıldı. Çalışanlarımızın sağlığı, güvenliği ve çevreye duyarlılık yönetimimizin çalışma disiplininde ilk sırayı alır. Sorumluluklarımız: İşçilerimizi ve çevremizi korumak için o sağlık risklerini öngörmek. Kazalara karşı sağlık ve güvenlik önlemlerini almak. Doğal enerji kaynaklarını maksimum verimlilikle kullanmak. Atık ve gürültü kirliliğini, çevreyi ve sağlığı en az etkileyecek şekilde kontrol etmek.”

Temizliğin bedeli
İzmir Gaziemir’de eski fabrikanın bulunduğu yaklaşık 70 dönümlük arazinin bedeli 30-40 milyon lira. Ancak satışı ve devri konusunda TAEK’in tapu üzerinde şerhi bulunuyor. Araziye gömülü atıkların miktarının 100 bin tondan fazla olduğu tahmin ediliyor. Zehirli atıkların bertarafı ise ton başına ortalama 270 lira. Yani araziyi temizlemeye kalksalar en az arazi bedeli kadar masrafı olacak. İzmir Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü 2008’de atıkların bertarafı konusunda mevzuatlara aykırılık tespit ettiği için firmaya 321 bin TL ceza kesti. Ceza halen Maliye Bakanlığı’nın gündeminde. 

TAEK: Benim görev alanım değil
Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK), dün açıklama yaparak Gaziemir’de radyasyonlu madde bulaşmış atıkların gömüldüğü ve bir kısmının halen açıkta olduğu eski fabrikayla ilgisi olmadığını duyurdu: “Tesisin nükleer tesis ya da radyasyon tesisi olmadığı gibi bünyesinde de radyoaktif kaynak kullanılarak faaliyette bulunulmamaktadır. Dolayısıyla Aslan Avcı Döküm Sanayi A.Ş faaliyetleri açısından TAEK’in lisansına, denetimine ve yaptırımlarına tabi değildir.” 
TAEK, daha önce yaptığı çalışmaları anlattığı raporunda, İzmir Valiliği, Çevre ve Orman İl Müdürlüğü, Büyükşehir Belediyesi, Gaziemir Belediyesi ve Gaziemir Kaymakamlığı’nı konudan haberdar ettiğini anlattı. Ancak kurumlardan ses yok. Kaymakamlık yetkinin kendilerinde olmadığını öne sürerken, Valilik ile Çevre Müdürlüğü de harekete geçmedi. {İZMİR/DHA} 
İzmir Valisi henüz duymamış
Travel Turkey Fuarı’nda karşılaştığım İzmir Valisi Mustafa Cahit Kıraç’a, Radikal ’in günlerdir manşetinden duyurduğu Gaziemir’deki fabrikayla ilgili bir işlem yapıp yapmadıklarını sordum. Vali Kıraç konuyu bilmediğini söyledi. Israrlı sorularım üzerine Vali Kıraç, birkaç gündür İzmir’de olmadığını belirtti. Kıraç, brifing alıp almadığına ilişkin de “Daha yapamadım. Zamanım olmadı ama en ince noktasına kadar araştırılacak” dedi. 
Bakan Yıldırım: Kimyasal kirlilik
Gaziemir’deki zehirli fabrika, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’a da soruldu. Yıldırım “İzmir’de Çernobil vakası gibi bir şey var demek, bu kente yapılacak en büyük kötülüktür. Burada normal insan yaşamını etkileyecek hiçbir olumsuz seviyede radyoaktif malzeme yok. Bütün ortamlarda olabilecek düzeyde bir radyoaktivite var, onun ötesinde başka bir şey yok” dedi. Yıldırım, ‘radyasyon tartışmasının İzmir’in EXPO 2020 adaylığını etkileyip etkilemeyeceği’ sorusuna ise şu yanıtı verdi: “Biz, ‘İzmir’in Çernobili’ diye söylersek tabii ki etkiler. Bu insafsızca bir niteleme. Radyasyon tehdidi nükleer tesisin tahrip olması ile ortaya çıkar. Ama böyle bir durum yok. Kimyasal reaksiyon oluşmuş. Akünün kurşunları çıktıktan sonra atıkların depolandığı yerde toprakla reaksiyona girmesiyle çıkan kimyasal bir kirlilik. Gerekli tedbirleri alıyoruz.” 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var