Sayfalar
- Ana Sayfa
- Mortgage
- Konut Kredisi
- Refinansman Nedir?
- Kira Nedir?
- Sigorta
- Faiz Nedir?
- Fıkralar
- Kefillik Nedir?
- Arsa Payı Nedir, Nasıl Hesaplanır?
- Gayrimenkul Satış Vaadi Nedir?
- Tahliye Taahhütnamesi nedir?
- DEĞER ARTIŞ KAZANCI NEDİR?
- DOP (Düzenleme Ortaklık Payı) NEDİR?
- EMLAK-EMLAKÇILIK NEDİR?
- HACİZ YOLU İLE TAKİP NASIL YAPILIR?
- TAPU NEDİR ?
- Emlak Vergisi
- Sözleşme ve Şekil Şartı Nedir?
- ÖRNEK DANIŞMANLIK VE KOMİSYON SÖZLEŞMESİ
- Emlak Terimler Sözlüğü
Hakkımda
29 Aralık 2015 Salı
En güzel ev anne kucağıdır!
Anneler gününde yazacaktım, olmadı… Gelecek anneler gününde, anneler günü kutlu olsun!
Duygusuz değilseniz, duygularınız nasırlaşmamış ise…
Dünyanın neresine giderseniz gidin, size bir ev lazım olduğunda bundan daha iyisini bulamayacaksınız!.
Sizin de bir anneniz var ise muhteşem bir sarayınız var, demektir. Gönül Sarayı!...
Anneniz sadece bir insan,bir anne değildir. Unutmayın! Onun yüreği, onun kucağı; kocaman bir dünyadır, büyük,içi merhamet ve şefkat dolu, sımsıcak bir evdir.
Bu içinden çıktığınız ev, zamanın acımasızlığına yenik düşmüş olabilir. Yıpranmış, yaşlı,miadını doldurmuş gibi görünebilir. Bir harabeye, yıkıntıya dönüşmüş olabilir. Bu evden daha modern bir evde otururken o eve hiç dönüp bakmayabilir, küçümseyebilir, hor görebilir, bazen acımasız da olabilirsiniz… Ama o ev yine de size kapılarını her zaman açık tutar. Sizi her zaman bekler. Her zaman…
O evin içinde bitmeyen, tükenmeyen bir ışık vardır. Her zaman yanan, her zaman aydınlatan… Sizin ne zaman gözlerinizin feri kaybolsa bu ışık yolunuzu aydınlatır. O ışık günün birinde sönmeden …
O evin içi sizin ışığınızla bir gün güçlensin, aydınlansın diye bekler!
Duvarlarını yıksanız, çatısını uçursanız da bu ev hep ayakta kalır. Hiç bir anne sizin için bir hukuk davası açmaz. Günün birinde, doluya, yağmura, kara, kışa, fırtınaya tutulduğunuzda bu ev sizden uzak olsa bile hatırladığınızda içiniz ısınır, o güçlük ve zorluk içinde hiçbir acı ve keder hissetmezsiniz.
Bu evde yakacak sorununuz olmaz. Çünkü her zaman sıcaktır. Sadece bir anne sözcüğü bile içinizi ısıtmaya yeter. Hiç aklınıza gelmediyse başınızı annenizin göğsüne koyun, göreceksiniz.
Bu ev boş ise işte o zaman yıkıntı ve harabe haline gelmiş ise bu o evde sizin yokluğunuzdandır. Siz yoksanız orada hayat yoktur. Bencilsinizdir… Yarın sizin de bir kiracınız olmayacak, sizin de eviniz boş kalacak,kimse hatırlamayacaktır.
Bu kadar güzel , bu kadar sıcak,insanı bu kadar mutlu eden bir başka yer var mıdır?
Bu evde asla kiracı, ev sahibi ilişkisi yoktur. Her şey günün birinde affedilir. Kırgınlıklar, kavgalar her an unutulmaya, bağışlanmaya hazırdır. O evin duvarlarına iyi bakın nemli ise bu gözyaşlarıdır. İçin için,sizin yokluğunuza ağlıyordur.
Sizi sevmeyen bir anneniz olamaz. Kendinizi sevdirmeyi beceremiyorsunuzdur.
Hayatta sığınacağınız 2 ev vardır. Annenizin kucağı ve inançlarınız…
Eğer bu evi günün birinde bulamayıp, yolları, sokakları hatta bulunduğu köyü, kasabayı, şehri şaşırdığınızı düşündüğünüzde anneniz bu dünyadan ayrılmış,demektir.
İşte o zaman kökünüzden kurtulmuşsunuz, yalnız bir ağaç gibisinizdir.
Hayber Gürsoy
08.09.2012
İki güzellik bir arada
Ya üçüde olmasaydı
Mehmet Akif Ersoy'dan
Gezi Parkı
Ne Denilebilir!...
Gezi
Günün Fıkrası
1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.
O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.
Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.
Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...
Avukat 1
Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.
- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...
Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş
- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.
Papaz utana sıkıla mırıldanmış.
- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.
Avukat gülümsemiş.
- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.
Avukat 2
George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:
"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "
Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"
George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.
Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.
"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".
Avukat 3
Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:
“İki kere iki kaç eder?”
Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''
Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş
En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:
''Kaç olmasını istersiniz?''
Avukat 4
Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:
Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.
Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.
Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.
“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''
Avukat 5
Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:
“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”
Avukat açtı ağzını:
“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”
Görevli yerin dibine geçmişti.
Sadece:
“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.
Avukat onun sözünü keserek devam etti:
“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”
Günün Sözü
İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder