30 Aralık 2015 Çarşamba

Kentsel dönüşümde istenen olamayabilir



Kentsel dönüşümde istenen olamayabilir
 

2012’de çıkan kentsel dönüşüm yasası ile 6.5 milyondan fazla konutun yenilenmesi hedefi ortaya konuldu. Kentsel Dönüşüm ve Şehircilik (KENTDER) raporuna göre dönüşümde sınıfta kaldık. KENTDER Başkanı Hüseyin Rıza Erkanlı, “Bu hızla 6.5 milyon evin dönüşüm hayal. Dönüşümü hızlandıracak formül bulunmalı” dedi.


KENTSEL Dönüşüm Yasası, ülke genelinde 6.5 milyon sağlıksız konutun yenilenmesi amacıyla Mayıs 2012’de TBMM’de onaylanıp yürürlüğe girdi. Yasanın üzerinden üç yıldan fazla süre geçmesine rağmen henüz yeterince ilerleme sağlanamadı. Kentsel Dönüşüm ve Şehircilik (KENTDER) dönüşümde ne kadar yol alındığını belirlemek için rapor hazırladı. Yaptıkları çalışmaları değerlendiren Erkanlı, “20 yılda dönüşüm için her yıl ortalama 330-335 bin konut yenilenmeli. Her yıl değişmekle birlikte biz bunun 3’te biri kadarını yapıyoruz. Bu hızla 6.5 milyon evin dönüşümü hayal. Gerekli adımlar atılmazsa 20 yıl değil, 40-50 yılda dönüşüm zor” dedi. 


PATİNAJ ÇEKİYORUZ 
Kentsel dönüşüm sürecinin özel sektör ağırlıklı yapıldığını hatırlatan Erkanlı, “Aslında şu an yapılan iş dönüşümden çok yenileme. Büyükşehirlerde gayrimenkul fiyatlarının yüksek olduğu yerlerde özel sektör tarafından çalışmalar yapılıyor. Ama dönüşüme giren şirketler bıkkınlık haline. Şuan dönüşüm Türkiye’de patinaj çekiyor” dedi. 6.5 milyon konut yenilenirken süreç içinde yeni sağlıksız konutların da ortaya çıkacağına dikkat çeken Erkanlı, 2023’e kadar 3 milyon civarında yeni riskli yapının ortaya çıkmasını beklediklerini söyledi. 2010 yılından bu yana 14 bin 415 hektar büyüklüğünde 275 alanın Bakanlar Kurulu kararı ile riskli alan ilan edildiğini belirten Hüseyin Erkanlı, “2014 sonuna kadar 41 bin 859 adet yapının riskli olduğu tespit edildi. Bu yapıların 111 bin 693 adeti konut, 17 bin 627 adeti ticari nitelikli. Toplamda 129 bin 320 adet bağımsız bölüm var. 41 bin 859 yapının da 12 bin 384 adedinin yıkımı yapıldı” dedi.
NE YAPILMALI?
ERKANLI, kentsel dönüşüm için atılması gereken adımları şöyle sıraladı;
*Ada ve bölge bazında dönüşümün gerçekleşmesi için kamu ve özel sektör işbirliği metotları oluşturulmalı. Özellikle belediyelerin şirketleri ve özel şirketler işbirliği yapmalı.
*Şehir ölçeğinde master plan çalışmaları yapılarak hangi bölgede ne kadar emsal ve yoğunluk verileceği hangi bölgede verilmeyeceği netleşmeli. Emsal karmaşasına son verilmeli ve kat maliklerinin yanıltılmasının önüne geçilmeli.
*2/3 oranında kat maliki anlaşmasıyla dönüşüm sürecinin başlamasını sağlayan yasal düzenlemenin anayasal teminat altına alınması gerekmektedir.
*Kentsel dönüşüm yapacak müteahhit firmaların yeterlilik kriterleri bakanlık tarafından belirlenmeli ve bu konuda düzenleme yapılmalıdır. Vatandaşın mağduriyeti önlemeli.
*Sürecin hızlanması için yeni finansal enstrümanlar oluşturulmalı.
*Kentsel dönüşüm süreci bir çok uzmanlık gerektiren konuyu içinde barındırmakta. Bu sebeple süreçlerin hızlı sonuçlanması için ihtisas mahkemeleri kurulup yasal süreç hızlandırılabilir.
*Riskli yapılar ve alanlardaki kat malikleri kentsel dönüşüm sürecine girmeden önce bu süreci takip edecek yönetimlerini seçmeli ve yetkilendirmeli. Çok başlılığın önüne geçmeli.
* Kat malikleri karar alma süreçlerini hızlandırmak ve doğru kararlar alabilmek için yasal ve teknik destek alacakları profesyonel firmalarla çalışmalı veya yönetim kurullarında mühendis ,mimar ve avukat bulundurmalı.
Ne kadar alan riskli ilan edildi
Bölge Alan (Ha) Alan Sayısı
Akdeniz 775.25 25
Marmara 2944.39 73
Ege 1793.8 45
İç Anadolu 5084.33 53
Karadeniz 451.83 26
Doğu Anadolu 755.62 19
Güneydoğu Anadolu 2610.23 34
Toplam 14415.45 275
* 54 ilde 2010-2015 yıllarında Bakanlar Kurulu Kararı ile Afet Riskli Alan ilan edilen yerleri gösterir.

Gülistan ALAGÖZ
hürriyet.com.tr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var