7 Aralık 2015 Pazartesi

Türkiye’de her 3 evlilikten biri çocuk evliliği


İzmir’deki Gediz Üniversitesi’nde düzenlenen ’Zorla Evlendirme Konferansı’nda, Türkiye’deki her 3 evlilikten birinin çocuk evliliği olduğu, 181 bin 36 çocuk gelinin bulunduğu belirtildi. Bir yılda 20 bine yakın ailenin 16 yaşından küçük kızlarını evlendirebilmek için dava açtığı da kaydedildi.

Gediz Üniversitesi Hukuk Fakültesi ile Gediz Üniversitesi Kadın ve Aile Araştırmaları Merkezi (GenDes) ’Zorla Evlendirme’ konulu konferans düzenledi. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Meltem Çiçeklioğlu, Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Yrd. Doç. Dr. Oğuzhan Kavaklı, Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Dr. Mustafa Ruhan Erdem, İzmir Barosu Kadın Hakları Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Nuriye Kadan, Gediz Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Doç. Dr. Sibel Safi ve Gediz Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi’nden Araştırma Görevlisi Esin Zengin Taş konuşmacı olarak katıldı.

EĞİTİMLE ÖNLENEBİLİR
Açılış konuşmalarını Gediz Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Işılay Saygın ve Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Oğuz Atalay gerçekleştirdi. Eski Devlet Bakanı Işılay Saygın, 20 yılı aşkın süren siyaset yaşamı boyunca mücadele ettiği konulardan birinin de erken yaşta ve zorla evlilik olduğunu söyledi. Kızların çocuk yaşta evliliğe zorlanmasının önüne eğitimle geçilebileceğine dikkat çeken Saygın, "Toplumda bu yönde yeterli farkındalık ve bilinç oluşturulması için daha çok mücadele etmeliyiz. Hepimize büyük sorumluluklar düşüyor. Bu konferansı düzenlememizin amacı da bu" dedi.


181 BİN ÇOCUK GELİN
Zorla evliliklerin hukuki ve toplumsal yönüyle masaya yatırıldığı konferansta çarpıcı sonuçlar paylaşıldı. İzmir Barosu Kadın Hakları Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Nuriye Kadan, çocuk hakları ihlallerinde ilk sırayı çocuk evliliklerinin aldığını belirtti. Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması sonuçlarına göre her 3 evlikten birinin çocuk evliliği olduğunu vurgulayan Kadan şöyle konuştu:
"Ülkemizde ne yazık ki 181 bin 36 çocuk gelin bulunuyor. Bu evlilikler imam nikahına dayalı olduğundan, sayının çok daha fazla olduğunu düşünüyoruz. 2012 yılında 20 bine yakın aile 16 yaşından küçük kızlarını evlendirebilmek için dava açmış. Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre erken evlilik ve nişanlılık nedeniyle eğitime devam edemeyenlerin yüzde 97.4’ü kız öğrenciler. 15- 19 yaş arası genç kızlarda birinci sırada ölüm nedeni, hamilelik ve doğumun yol açtığı sorunlar. Kızlarımızı oyun çağındayken anne olmaya zorlayan bu acı durum, ataerkil ve geleneksel toplum yapısı yüzünden normalleştirilip meşrulaştırılıyor. 18 yaş altında evlenenlerin yarısının okuma- yazma bilmediği, yüzde 31.7’sinin de okuma- yazma bilmesine rağmen hiç okula gitmediği gerçeği eğitimsizliğin etkisini gözler önüne seriyor."


’CEZASIZ BIRAKILMAMALI’
Prof. Dr. Mustafa Ruhan Erdem, zorla evliliğin ağır bir insan hakkı ihlali olduğunu vurguladı. Ülkemizde ise bunun bir suç tipi olarak tanımlanmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Erdem, şöyle dedi:
"Oysa evliliğin ve eş seçiminin özgür iradeye dayanması uluslararası hukukla güvence altına alınmış. 2011’de ilk imzalayanın ülkemiz olduğu ’Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’, bir yetişkini ya da çocuğu evliliğe zorlayan kasıtlı davranışların suç sayılması için gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasını şart koşuyor. Cebir ve tehditle evliliğe zorlama ya da evliliğin sürmesine zorlama cezasız bırakılmamalı."
AVRUPA’DA SUÇ
Gediz Üniversitesi Kadın ve Aile Araştırmaları Merkezi Müdürü Doç. Dr. Sibel Safi de zorla evliliğin birçok Avrupa ülkesinde suç olduğunu kaydetti, "Batı Avrupa’da, göçle gelenlerde sıkça görülen bu ağır insan hakkı ihlalini engellemek amacıyla sorumlulara yasal yaptırımlar uygulanıyor. İngiltere’de 2 yıl hapis cezası var" diye konuştu.
Diğer konuşmacılar da konuyla ilgili görüşlerini dile getirdi.
hürriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var