8 Eylül 2018 Cumartesi

Biz Sadece Emlakçı Değiliz.







Müşteriye yer gösterilirken özellikle sözleşme aşamasında hizmet bedeli ile ilgili pazarlıklar olur. Hatta ikinci pazarlıklar da olasıdır. 
Gayrimenkul Danışmanları yaptıkları işin önemini belirtmek için özellikle hizmet bedeline sıra geldiğinde yeniden bir görev tanımı yaparlar. 'Biz sadece emlakçı değiliz. Bizim işimiz burayı size kiraya vermekle/satmakla bitmiyor.' İşlerinin sadece sıradan bir yer gösterme olmayıp daha ötesinde olduğunu anlatırlar ki bu çok doğrudur. Gayrimenkul Danışmanına saygınlık kazandıran bir ifadedir. Olması gereken de budur. Gayrimenkul Danışmanı denince akla bu gelmelidir. Bu cümlenin altı kalınca bir çizilmelidir.
İşine saygı duyan birinin müşteriye saygısı olur. Müşteriye saygı duyan, gönlünü, kalbini kazanan danışman sürekli müşteriyi elde tutar. Müşteriyi kazanan sürekli kazanır. Müşteri velinimettir, denilmesinin sebebi biraz da budur.

Bu nedenle özellikle müşteriye söz verdiğinizde sözünüzde durmalısınız ve verdiğiniz sözle çelişmemeli, tutarlı olmalısınız. Eğer söylediğiniz sözler, ne kadar iyi niyetli olursanız olun hamaset boyutunda ise bir bumerang gibi gelir sizi vurur. 

X bey yüksek öğrenim görecek olan kızı için ev tutmuştur. Sözleşme aşamasında Gayrimenkul Danışmanı hizmet bedelini hak ettiğini göstermek için şöyle demiştir:
-Ben sadece emlak danışmanı değilim. Bizi işimiz burayı size kiraya vermekle bitmiyor.
Yaklaşım oldukça doğru ve isabetlidir. Bu sözü söyleyenin doğal olarak sözünün arkasında durması beklenir.
Müşteri X bey defalarca Gayrimenkul Danışmanını arar, dış kapının değiştirilmesi gerektiğini, su tesisatı arızasını, boya ve su kaçağı sorununu iletir ama yanıt alamaz.

Ve bir hışımla ofise gelir.
-O gün bize dediniz ki; biz sadece emlakçı değiliz. Bizi işimiz burayı size kiraya vermekle bitmiyor. Sorun çözüyoruz, dediniz. Ne kadar güzel bir sözdü. İçimiz ısındı. Ne kadar güzel bir yaklaşımdı! Türkiye'de bazı şeyler değişiyor hissine kapıldım. İnsan yerine konulduğunuzu düşünüyorsunuz. 
Ama öyle olmadı. Defalarca aradım, söyledim, şimdi de telefona çıkmıyorsunuz? Bana o gün bunu söylememiş olsaydınız, ben mal sahibini arar, ona ne söyleyeceğimi bilirdim. Bu işi sizin yapamayacağınızı o gün tahmin etmiştim ama duyunca insanın kulağına hoş geliyor, içi ısınıyor. Böyle şeyler de demek oluyormuş, dedirtiyor ama ne yazık ki yanıldığımı görüyorum.

Bundan sonra Gayrimenkul Danışmanının söylediği sözün iyi niyetle söylenmiş bir söz olduğunu biliyorum ama müşteriye duyarsızlık hissi verilmesi, sözünde durulmamasına yaratılan gerekçe ne olursa olsun,  ilgilendiğini anlatmaya çalışmasının anlamı kalmamıştır. Müşteri bir hamaset ile kazanılmış, tutarsızlıkla kaybedilmişir.


İddialı değil ihtiyatlı olmakda her zaman fayda vardır.

Bazı ilanlarda 'Emlakçılar aramasın' diye bir ibare vardır. Bunda sizin ne kadar katkınız olduğunu bir sorgulayın isterseniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var