6 Eylül 2018 Perşembe

Kazanamayan emlakçının suçu nedir?



Gayrimenkul Danışmanları her koşulda her yerde aynı şekilde başarılı olamaz. Ama bir çok Gayrimenkul Danışmanı başarısızlığının nedenlerini bilmemektedir. Bir eşleşme sorunu olduğu kesindir. Kişi ya o meslekle, ya kendisiyle, ya uzmanlık alanıyla, ya uzmanlık bölgesiyle bir kan uyuşmazlığı içindedir. Gayrimenkul Danışmanı çalışır çabalar sorunun kaynağına inemeyince enerjisi ve umudu tükenir, sonra çeker gider.
Piyasa acımasızdır. Öyle herkes bildiğini kendisini geçmesin diye kolay kolay anlatmaz.

Kazanamıyorsan büyük bir olasılıkla şu 3 seçenekten biridir.

Kazanamıyorsan;

1.Kendini Terk Et,
2.Uzmanlık Alanını Terk et,
3. Uzmanlık Bölgeni Terk et.

1. Kendini terk et; çünkü suç sende olabilir. Neden?
A-Mesleki konuşmayı öğrenememişsin ya da bilmiyorsun.
B-Neyi nasıl yapacağını tam bilmiyorsun.
C-Bildiğini Zannediyorsun.
D-Israr, takip, sabır, motivasyon sorunun var demektir.

a-Konuşmayı bilmiyorsun: Bu ne demek? Neyi nerede ne zaman nasıl konuşulacağını bilmektir. Her mesleğin bir jargonu, dili var. Bu dil en paslı kilitleri açar, zırhları deler, en zor insanları  susturur. Bu gevezelik yapılması anlamına gelmiyor. Bir cümle, bazen bir kelime ile de işi bitirebilirsiniz. Konuşma diliniz mesleğe ne kadar hakim olduğunuzu gösterir. Zengin bir dil ancak kültürel olarak kendinizi yetiştirmekle, eğitmekle olur. 
Eğer dil bilmiyorsanız, konuşma bilmiyorsanız, kendinize güveniniz olmaz, konuşmaktan korkar, çekinir, sürekli hem kendinize ve hem sorumluluk verenlere bahane bulursunuz. İşten kaçar, kaçınırsınız. Belki de bu işin püf noktası tam da budur. Güzel söz yılanı deliğinden çıkarır, demeleri boşuna değilidir.

Konuşmak demek öğrendiklerinizi papağan gibi, ezbere, birilerini taklit ederek konuşmak değildir. Öğrendiklerinizi kendi uslubunuzu oluşturarak konuşmaktır. Bu konuşma sizin uslubunuz, sizin karakteriniz, samimi ve içten olmalıdır. Aksi takdirde ezber, taklit, ruhsuz, rol yaptığınız, inanmadığınız bir diliniz olacaktır ki karşınızdaki de bunu hissedecek ve inandırıcılığınız olmayacaktır. Konuşmalarınız üzerinizde eğreti durmamalıdır. 

Konuşmalarıyla karşısındakileri etkileyen insanları inceleyin. Ne söylemiş de etkilemiş? Ne söylemiş de ikna etmiş? Ne söylemiş de itirazı karşılamış? Bunları öğrenin, inceleyin, size emsal olsun, yol gösterici olsun, sonra bunları içselleştirerek, sindirerek kendi uslubunuzu yaratmış olun. Bu size özgüven verecektir.


b-Neyi nasıl yapacağını bilmiyorsun? En az bu da konuşmayı bilmek kadar önemlidir. Kim nasıl yapmış, uygulamış da başarılı olmuş? Nasıl yapılacağını bilmek amaçlananı hemen hemen başarmak demektir. Bu ezbere hareket etmenin insana verdiği güvensizlikten çok daha önemlidir.

c-Bildiğini zannediyorsun. Bu en kötüsü. Çok şey duydun, gördün. Sırf duydun gördün diye bunları bildiğini zannediyorsun. En iyi bildiğin konuda dişe dokunur bir sayfa yazı yazabiliyor musun? Yazamıyorsan çok iyi düşünmelisin. Ders çalışır gibi çalışmalısın.

d-Yukarıdaki nedenler seni zayıf bıraktığı için ısrar edemiyorsun, sabırlı ve inatçı değilsin, takip edemiyorsun. Motivasyonun hemen bozuluyor, gerekçe üstüne gerekçe uyduruyorsun. 


2.Uzmanlık Alanını Terk et; çünkü suç uzmanlık alanında olabilir.  Birisi sana konut üzerine çalış, ticari çalış, her ikisine birden çalış dedi. Biri sana kazancı çok diye ticari gayrimenkul danışmanlığını tavsiye etti diye sana uygun olmayan bir alanda top koşuşturmaya çalışıyorsan ya da konut sana uygun değil de bu alanda çalışıyorsan başarısız olabilirsin.


3. Uzmanlık Bölgeni Terk et; çünkü suç uzmanlık bölgende olabilir.  Seçtiğin ya da sana tavsiye edilen uzmanlık bölgen ile doku uyuşmazlığı yaşadığınızın farkında olmayabilirsiniz. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var