Antakya'da erken Hıristiyanlık döneminin en önemli hac merkezi olan Aziz Simeon Manastırı rüzgâr türbinlerinin arasında kaldı.
Son dönemde birçok antik kent ve doğal sit alanları içine maden ocağı izinleri veriliyor. Çevrecilerin tepkilerine neden olan izinlerin hemen hepsinin altında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ‘‘ÇED raporuna gerek yoktur’’ kararı yer alıyor. ÇED rapora yatırım öncesinde ele alınan projenin toprak, su, hava doğal ve kültürel etkileşimlerinin incelenmesi anlamı taşıyor.
ÇED raporuyla da yeni yatırıma izin veriliyor ya da verilmiyor. Orman içine verilen taşocağı izni binlerce ağacın kesilmesine neden olurken, çıkardığı toz bulutu ve patlatılan dinamitlerle ekolojik dengenin de bozulmasına sebep oluyor. Yeraltı suları, orman içinde yaşayan hayvan türleri ve bitki çeşitliliği olumsuz etkileniyor. Çevreciler tüm bu olumsuzluklara rağmen Çevreve Şehircilik Bakanlığı’nda ÇED raporuna gerek duyulmamasına anlam veremiyor. Çevre örgütleri doğal yaşamı etkileyen maden ocaklarının kolay yoldan açılabilmesi için bu yolu kullandıklarını, ocaklar açıldıktan sonra başlayan dava süreçlerinin uzun sürmesi nedeniyle mahkemelerden olumlu gerekçeler çıksa bile orman içlerinde açılan ocakların yeterli zararı verdiğini dile getiriyorlar.
Yalova Paşakent Mahallesi, Çığlıkara Sedir Ormanları, Sakarya Karapürçek Köyü, Karasu Değirmendere köyü, Kırklareli Dupnisa Mağaraları, Bafa Gölü Latmos antik kentinde verilen taş ocakları izinlerinin altında hep “ÇED raporuna gerek yoktur” belgesi yer alıyor.
Hacılara temiz enerji
Ancak öyle bir yer var ki hepsinden çok farklı. Çevreye saygılı temiz enerji olarak bilinen rüzgâr türbinleri Hatay hac turizminin merkezlerinden Aziz Simeon Manastırı’na dikildi. Dünyaca tanınan ve bilinen manastır kompleksi Samandağ’ın tepesinde yer alıyor. Erken Hıristiyanlık döneminin en önemli hac merkezlerinden olan Simeon Manastırı etrafına 23 rüzgâr türbini dikildi. Manastırın hangi köşesinden baksanız dev türbinleri görüyorsunuz.
Buraya nasıl izin verildiği sorusunun altında yine “ÇED raporuna gerek yoktur” kararı bulunuyor. 13 Eylül 2005 tarihli kararda Çevre ve Orman Bakanlığı’nın imzası bulunuyor. Her giden turistin hayretler içinde karşıladığı bu duruma Kültür Varlıkları Koruma Kurulu’nun müdahale etmesi bekleniyor. ÇED raporu istenmese de bir kültürel değere bu kadar zarar veren projenin durdurulması gerekiyor. 2863 sayılı Kültür Varlıklarını Koruma Yasası’nın ilgili maddeleri kültür varlığını direkt ya da dolaylı yoldan etkileyen uygulamaların kaldrılmasını ve buna sebep olanların da cezalandırılmalarını öngörüyor. Aylık kültür dergisi Hatay bu ayki sayısında bu konuya yer vermiş. Hataylıların konuya sahip çıkması istenerek rüzgâr türbinlerini bir an önce tarihi manastırdan kaldırılması isteniyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder