Sayfalar
- Ana Sayfa
- Mortgage
- Konut Kredisi
- Refinansman Nedir?
- Kira Nedir?
- Sigorta
- Faiz Nedir?
- Fıkralar
- Kefillik Nedir?
- Arsa Payı Nedir, Nasıl Hesaplanır?
- Gayrimenkul Satış Vaadi Nedir?
- Tahliye Taahhütnamesi nedir?
- DEĞER ARTIŞ KAZANCI NEDİR?
- DOP (Düzenleme Ortaklık Payı) NEDİR?
- EMLAK-EMLAKÇILIK NEDİR?
- HACİZ YOLU İLE TAKİP NASIL YAPILIR?
- TAPU NEDİR ?
- Emlak Vergisi
- Sözleşme ve Şekil Şartı Nedir?
- ÖRNEK DANIŞMANLIK VE KOMİSYON SÖZLEŞMESİ
- Emlak Terimler Sözlüğü
Hakkımda
19 Eylül 2012 Çarşamba
Sağlıkta yeni skandal: Kemik çimentosu
Tıbbi cihaz şirketi Synthes’in yasadışı olarak insanlar üzerinde kemik çimentosu test ettiği öğrenildi. Felaketle sonuçlanan bu haber kurumsal suç ve cezanın rahatsız edici hikâyesi başlığı ile batı medyasında yer aldı.
CNN Money’den Mina Kimes’in haberine göre, söz konusu illegal deneyler nedeniyle en az beş hasta ameliyat masasında hayatını kaybetti.
Omurgasına kemik çimentosu enjekte edildi
16 Kasım 2011 tarihinde, 70 yaşındaki Georgia Baddley, ABD Sağlık ve İnsan Hizmetleri Bakanlığı'nın bir özel ajanından şok edici bir telefon aldı. Ajan, Baddley’e hükümetin annesinin ölümüyle ilgili yeni bilgiler edindiğini söyledi.
8 yıl önce 83 yaşındaki anne Barbara Marcelino, omurga ameliyatı sırasında beklenmedik bir şekilde hayatını kaybetmişti. Bu sırada Baddley, zaten bu yaştaki bir kadın için riskli olan bu ameliyat sırasında neler olabileceğini sorgulamadı. Ancak Ajanın, kendisine cerrahın annesinin omurgasına kemik çimentosu enjekte ettiğini ve bunun annesinin ölümünde rol oynamış olabileceğini söylediği zaman Baddley dehşete düştü.
Ajan, kemik çimentosu üreticisi olan Synthes adlı şirket ve dört yöneticisi hakkında hükümetin suçlamalarını Baddley’e aktardı. Telefonu kapadıktan sonra hayretler içinde kalan Baddley, çok şaşırdığını ve böyle bir şeyin nasıl olabileceği konusunda herhangi bir fikrinin olmadığını dile getirdi.
Johnson & Johnson tarafından satın alınmıştı
Çoğu insan West Chester merkezli tıbbi cihaz üreticisi Synthes adlı şirketi duymamış olabilir. Fakat söz konusu şirket, Haziran ayında yaklaşık 20 milyar dolarlık bir yatırım ile sağlık sektörünün en tanınan firmalarından biri olan Johnson & Johnson (JNJ) tarafından satın alınmıştı.
Bu anlaşma şirketin yüksek marjlı ortopedik ürün üretimini genişleteceği için piyasa gözlemcileri tarafından olumlu karşılandı.
2009 yılında bir avukat Synthes’i klinik çalışmalarda yasadışı olarak insanlar üzerinde deney yapmakla suçladı. 2002 ve 2004 yılları arasında Synthes, insan iskeletine enjekte edildiği zaman kemik dönüşmesi için benzersiz bir kapasiteye sahip olan Noriyen XR adlı ürünü test etti. Gıda ve İlaç İdaresi açıkça omurga ameliyatları için Noriyen XR kullanımını teşvik etmediğini ancak şirketin ileriye gittiğini ifade etti.
Tıpkı Barbara Marcelino gibi omurgalarına Noriyen XR enjekte edilen en az beş hasta ameliyat masasında hayatını kaybetti. Synthes şirketi ve yöneticileri hakkındaki iddianame sağlık sektörünü salladı.
Hastalardan ürünün onaysız olduğu saklandı
Adalet Bakanlığı, dört yüksek rütbeli yöneticiyi Sorumlu Kurumsal Memur Doktrini adlı sağlık yasası kapsamında suçlu buldu. Söz konusu dört yönetici, şirketin izinsiz klinik çalışmalara, ruhsatsız ilaç pazarlanmasına ve ürün tanıtımı için onaylanmamış kullanımlara ilişkin suçlamaları kabul etti. Ancak bu suçlamalar karşısında hiçbir yönetici cezaevine gönderilmedi.
Bilindiği gibi ilaç ve cihaz üreticileri arasında ruhsatsız ilaç pazarlama oldukça yaygın. Geçtiğimiz on yıl boyunca Merck (MRK), Pfizer (PFE), Abbott Labs (ABT), and GlaxoSmithKline (GSK) gibi ilaç devleri, ruhsatsız ilaç pazarlanma nedeniyle milyarlarca dolar ceza ödemek zorunda kalmıştı.
Ancak Synthes’in bu uygulaması tipik bir ruhsatsız ilaç pazarlanma olayı değil. Riskler konusunda bilgi verilmesine karşın hastalar bazen klinik çalışmalar sırasında ölmekte. Savcılar kemik çimentosu ürününün onaysız olduğunun gizlendiğini savunurken şirket, hastaların denek olmayı isteyip istemedikleri konusunda seçme hakkından mahrum bırakıldığını ifade etti.
Adalet Bakanlığı’na göre, işadamlarının kendi eylemlerinden sorumlu tutulabilmeleri için Synthes dosyası eşi görülmemiş bir fırsat olabilirdi. Bu çerçevede avukat asistanlarından Mary Crawley, yöneticileri "venal suç" adı altında hapse göndermek için mahkemeye çağrıda bulundu.
Synthes’in gizemli sahibi
Synthes, Filedelfiya’nın 25 kilometre batısına dayanır ancak köklerini İsviçre'den alır. 1958 yılında kırık kemiklerin implantlar ile iyileştirilebileceği inancına sahip olan dört İsviçreli cerrah bir araştırma örgütü kurdu. Bu cerrahlar "Synthes" markalı tıbbi ürünler geliştirdi.
1970'lerde kurucu cerrahlardan biri gizemli bir İsviçreli bir işadamı olan Hansjörg Wyss’dan bir uçak satın aldı. Harvard Business School'dan mezun olan Wyss, Türkiye, Pakistan ve Filipinler’de çalışmıştı. Wyss cerah ile tanıştığında bir yandan bir kimya şirketi için çalışıyor diğer yandan ise uçak satıyordu. Cerrah ile Wyss Synthes’ın Amerika’daki sorumlusu olmak için bir anlaşma imzaladılar. Daha sonra tüm şirketin CEO'su olan Wyss, Synthes’i 30 yıl boyunca kırık kemikleri stabilize etmek için plak ve vida yapımında uzmanlaşmış bir sanayi devi haline getirdi.
(soL Haber Merkezi)
İki güzellik bir arada
Ya üçüde olmasaydı
Mehmet Akif Ersoy'dan
Gezi Parkı
Ne Denilebilir!...
Gezi
Günün Fıkrası
1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.
O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.
Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.
Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...
Avukat 1
Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.
- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...
Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş
- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.
Papaz utana sıkıla mırıldanmış.
- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.
Avukat gülümsemiş.
- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.
Avukat 2
George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:
"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "
Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"
George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.
Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.
"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".
Avukat 3
Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:
“İki kere iki kaç eder?”
Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''
Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş
En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:
''Kaç olmasını istersiniz?''
Avukat 4
Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:
Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.
Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.
Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.
“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''
Avukat 5
Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:
“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”
Avukat açtı ağzını:
“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”
Görevli yerin dibine geçmişti.
Sadece:
“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.
Avukat onun sözünü keserek devam etti:
“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”
Günün Sözü
İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder