Sayfalar
- Ana Sayfa
- Mortgage
- Konut Kredisi
- Refinansman Nedir?
- Kira Nedir?
- Sigorta
- Faiz Nedir?
- Fıkralar
- Kefillik Nedir?
- Arsa Payı Nedir, Nasıl Hesaplanır?
- Gayrimenkul Satış Vaadi Nedir?
- Tahliye Taahhütnamesi nedir?
- DEĞER ARTIŞ KAZANCI NEDİR?
- DOP (Düzenleme Ortaklık Payı) NEDİR?
- EMLAK-EMLAKÇILIK NEDİR?
- HACİZ YOLU İLE TAKİP NASIL YAPILIR?
- TAPU NEDİR ?
- Emlak Vergisi
- Sözleşme ve Şekil Şartı Nedir?
- ÖRNEK DANIŞMANLIK VE KOMİSYON SÖZLEŞMESİ
- Emlak Terimler Sözlüğü
Hakkımda
19 Eylül 2012 Çarşamba
Şehir yeni, rantçı kafa eski
Genel seçim öncesi İstanbul’a yönelik ilan edilen proje paketleri içinde yer alan ve İstanbul dışında inşa edilmesi öngörülen Yenişehir yaklaşan yerel seçim öncesinde yeniden öne çıkarılıyor. Resmi Gazete’nin 08. 09. 2012 tarihli sayısında Bakanlar Kurulu imzasını taşıyan bir kararla, Yenişehir’in inşaa edileceği bölge kesinleşmiş oldu. Yenişehir olarak sunulan alanın bir bölümü yapılaşmış Kayabaşı bölgesi ile çakışıyor. Bunun dışında kalan parseller haritaya döküldüğünde su havzalarının ve verimli tarım arazilerinin proje alanında kaldığı görülüyor. Alan sınırları içinde değerli tarım toprakları yanında, askeri alanlar da var. Yapılaşma yasağının bulunduğu Sazlıdere gibi su havaları da proje alanında.
SU HAVZALARINA, ORMAN ALANLARINA EL KONULACAK
Proje alanı olarak ilan edilen bölge İstanbul’un mevcut yapılaşma alanın yarısına yakın bir büyüklüğü sahip ve 6 milyon kişiyi barındırabilecek nitelikte. Bu derece büyük bir alanın yaratacağı yüksek ve karşılanması mümkün olmayan kamulaştırma bedellerinden kamuya ait su havzaları, orman alanları ve askeri alanlar gözden çıkarılarak kaçınılacağı anlaşılıyor.
Bakanlar Kurulu kararı projeye ilişkin yetkiyi Şehircilik ve Çevre Bakanlığı’na verirken, projeyi üç ana alana bölüyor. Alanlardan ikisi yerleşim için ayrılırken, Karadeniz kıyısındaki üçüncü alanda dünyanın en büyük havaalanın yapılması öngörülüyor.
Proje Alanı 1: 4.400 hektarlık 1 numaralı proje alanı Küçükçekmece Havzasını kapsıyor. Geçtiğimiz dönemlerde yapılaşma ve sanayinin yarattığı kirlilik nedeniyle içme suyu havzası niteliğini kaybetmiş olan Küçükçekmece Gölü bu kararla tümüyle gözden çıkarılmış oluyor. Oysa Küçükçekmece dünyanın sayılı lagün göllerinden birisi niteliğinde. Sık sık balık ölümleri ile gündeme gelen göldeki kirlilik ve çevre sorunlarını çözmek bir yana, Gölün sit alanı statüsünün Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından iptal edileceği haberleri geçiğimiz aylarda medyaya yansıdı. Sit alanının kaldırılma amacı yaklaşık bir ay sonra alınan Bakanlar Kurulu kararıyla daha net anlaşılıyor. Karara göre bakanlık bu alanları yeni yerleşim alanları olarak planlayacak.
Proje Alanı 2: Yenişehir Projesinin yaratacağı tahribatın daha büyüğü görece bakir durumdaki ikinci bölgede yaşanacak. 25100 ha’lık 2 numaralı proje alanı mevcutta İSKİ içmesuyu havzası niteliğini koruyan ve yapılaşmanın yasak olduğu Sazlıdere barajını ve su havzasını kapsıyor. Havzayı besleyen dereler, geniş tarım toprakları üzerinde yapılaşmanın önü açılıyor. Küçükçekmece’nin geçmişte başına gelenler bu alanların yapılaşmaya açılması ile bu bölgedeki içmessuyu ve sulama alanlarının da başına gelecek. 2 numaralı proje alanının bir başka özelliği de yenişehrin çekirdeği olduğu ifade edilen Kayabaşı ve Sultangazi sınırları arasındaki askeri alanını da kapsaması. Eğer proje uygulanırsa askeri alanlarında bu bölgeden tahliye edilmesi yönünde baskı yaratması kaçınılmaz görünüyor.
Havaalanı Kısmı: 9 000 hektar büyüklüğündeki bir alanda Dünyanın en büyüğü olarak inşa edilmesi planlanan bu havaalanı Michigan Üniversitesi bünyesinde yapılan çalışmada belirlenen ve BirGün’da daha önce duyurduğumuz havaalanı yeriyle örtüşüyor. Havalanlarının etraflarında yerleşimi teşvik ettiği dikkate alındığında, Karadeniz sahilinde havaalanına bitişik planlanan yerleşme projesinden de vazgeçilmediği anlaşılıyor.
İSTANBUL'U RAHATLATMA DEĞİL, ZAYIFLATMA PROJESİ
Projenin bütününe ve büyüklüğüne bakıldığında, söz konusu projenin İstanbul’u rahatlatma değil, bir alternatif İstanbul yaratma girişimi olduğu açıkça görülmektedir. Daha önce yapılan açıklamalarda Yeni İstanbul’un nüfusunun 1 milyon civarında olacağı söyleniyordu. Üç proje alanının su yüzeyleri ve havalimanı çıkarıldığıktan sonraki net büyüklüğü 31.361 hektar. Çevre Düzeni Planı Raporu’nda İstanbul’da meskun alanların toplam büyüklüğünün 64.995 hektar olduğu dikkate alındığında, mevcut İstanbul yerleşik alanının yarısına yakın bir alanın Yenişehir olarak tanımlanıp yapılaşmaya açılmasının öngörüldüğü anlaşılıyor. Çevre Düzeni Planı meskun alanda öngördüğü nüfus büyüklüğü 13 milyon civarında. Aynı yoğunluk ortalamasının Yenişehir içinde geçerli olması durumunda Bakanlar Kurulu tarafından ilan edilen yeni yerleşim bölgesi, yani Yenişehir 6. 272 kişiyi barındıracak.
Dünyanın en büyük olacağı söylenen havaalanı projeye çekim gücü oluşturma açısından stratejik öneme sahip. Projeyi destekleyici nitelikteki tek yatırım havaalanı değil. Çılgın proje olarak sunulan Kanal İstanbul projesinin Küçükçekmece havzası ve Sazlıdere Barajını takip ederek Karadenize ulaştırılmasının planlandığı biliniyor.
YANIT BEKLEYEN SORULAR;
Bu derece büyük bir alan, havaalanı, Boğaza alternatif çılgın projesiyle bir başka İstanbul’un inşaasının amaçlandığını gösteriyor. Bu niyetler karşısında yanıt bekleyen bir dizi soru bulunuyor.
• Bu derece büyük yatırımın gerektirdiği kaynak nereden bulunacak? 3. Köprü’nün kamu kaynakları ile yapılması noktasına gelindiği düşünüldüğünde, Türkiye ve mevcut İstanbul ihmal eden bir biçimde kamu kaynakları bu bölgeye mi aktarılacak?
• Halihazırda tahribata uğramış, su havzaları, değerli tarım toprakları ve ormanlar rant uğrunda tümüyle gözden mi çıkarılıyor.
• Alanın dikkate değer bir bölümünün kamu arazileri olduğu ve yerleşime açılacağı düşünüldüğünde, Proje söz konusu su havzalarını, tarım topraklaı ve tarım alanlarını, Ormanları ve askeri alanları, büyük inşaat firmalarını peşkeş çeken bir özelleştirme stratejsi mi?
• Yetkinin Büyükşehir Belediyesi yerine, Şehircilik ve Çevre Bakanlığı’na veriliyor olması, kendisini yerel demokrasi savunucus ilan eden Hükümet açısından bir tezat oluşturmuyor mu?
• İki yakaya ayrılmış bir İstanbul’un yaratmış olduğu başta ulaşım olmak üzere sorunlar bilinirken, bir üçüncü yakanın yaratılmasının şehircilik ilkeleri açısından herhangi bir değerlendirmesi yapılmış mıdır?
• Bu projeler kendi kontrolündeki yerel yönetimlerin bile bilgisi dışında ve kamuoyu ve meslek odaları ile hiç tartışılmadan, nerelerde, hangi kurumlar ya da kişiler tarafından hazırlanmaktadır?
BİRGÜN
İki güzellik bir arada
Ya üçüde olmasaydı
Mehmet Akif Ersoy'dan
Gezi Parkı
Ne Denilebilir!...
Gezi
Günün Fıkrası
1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.
O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.
Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.
Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...
Avukat 1
Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.
- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...
Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş
- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.
Papaz utana sıkıla mırıldanmış.
- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.
Avukat gülümsemiş.
- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.
Avukat 2
George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:
"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "
Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"
George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.
Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.
"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".
Avukat 3
Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:
“İki kere iki kaç eder?”
Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''
Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş
En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:
''Kaç olmasını istersiniz?''
Avukat 4
Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:
Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.
Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.
Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.
“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''
Avukat 5
Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:
“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”
Avukat açtı ağzını:
“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”
Görevli yerin dibine geçmişti.
Sadece:
“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.
Avukat onun sözünü keserek devam etti:
“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”
Günün Sözü
İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder