6 Ağustos 2012 Pazartesi

Danıştay'dan vadilere HES ayarı

Danıştay 14. Dairesi, Türkiye'nin güdeminden düşmeyen HES'lerle ilgili emsal oluşturacak önemli bir karara imza attı. Erzurum 1. ve 2. İdare Mahkemelerinin Bayraktar HES ve Büyükbahçe HES projeleri hakkında "ÇED Gerekli Değildir" kararlarına karşı açılan davalarda verdiği ret kararlarını bozdu.
Danıştay 14. Dairesi, Türkiye'nin güdeminden düşmeyen HES'lerle ilgili emsal oluşturacak önemli bir karara imza attı. Daire, Erzurum 1. ve 2. İdare Mahkemelerinin Bayraktar HES ve Büyükbahçe HES projeleri hakkında "Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Gerekli Değildir" kararlarına karşı açılan davalarda verdiği ret kararlarını bozdu. Danıştay kararında, aynı havzadaki bütün HES'lerin birlikte değerlendirilmesi gerektiğine vurgu yapıldı.
Mahkeme bilirkişileri yetersiz buldu
Danıştayın bozma kararıyla birlikte HES'lerle ilgili bundan sonraki sürecin nasıl işleyeceğine dair önemli kararların da alındığına dikkat çeken Derelerin Kardeşliği Platformu (DEKAP) Dönem Sözcüsü Ömer Şan, Tortum'da bulunan iki projeyle ilgili idare mahkemelerince verilen kararı birlikte değerlendirildiğini belirterek, "Sözü edilen projeler hakkında 'ÇED Gerekli Değildir' kararlarının iptali istemiyle açılan davalarda, mahkemece mahallinde iki defa keşif ve bilirkişi incelemesi yapıldığı bilgisine yer verdi. Buna göre dava dosyalarına sunulan aynı alana ilişkin bilirkişi raporlarında yer verilen tespit ve değerlendirmelerin birbiri ile çeliştiği anlaşıldı. Mahkeme, bilirkişi heyetinin yeterli ve gerekli uzmanlığa sahip kişilerden oluşturulmak suretiyle belirlenmediği sonucuna vardı" bilgisini verdi.
Proje sahasının özelliğine göre bilirkişi belirlenecek
İdare Mahkemelerinin verdiği kararda, "bilirkişi raporlarının yetersiz kaldığını" belirten Danıştay'ın, ÇED süreci sonunda verilecek kararların yargısal denetimi yapılırken, seçilecek kişiler arasında bir çevre mühendisinin bulunması, diğer bilirkişilerin ise projenin bulunduğu çevrenin özelliklerine göre belirlenmesi gerektiğine dikkat çektiğini vurgulayan Şan, mahkemenin, bilirkişi raporunun tarafları tatmin edici olması ve adli bir yargılama yapılması açısından önem arz ettiğini bildirdiğine işaret etti.
Danıştay: "Yeniden inceleme yaptırılmalı"
Bayraktar ve Büyükbahçe HES projeleriyle ilgili alınan Danıştay kararında şöyle denildi: "6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu'nun 267. Maddesiyle bilirkişi sayısı konusundaki sınırlamanın da kaldırıldığı gözetilerek, idare mahkemesince; ÇED gerekli değildir bakımından ÇED sürecinin mevzuata uygun işletilip işletilmediği, yürütülmesi istenen faaliyetin alanın niteliği, tarım alanları, su kaynakları duyarlı yörelere etkisi, proje tanıtım dosyasının yeterliliği ve proje tanıtım dosyasında yer alan belirlemelerin çevreye ve ekolojik dengeye etkisinin tespiti amacıyla; bir tanesi çevre mühendisi olmak üzere, başka bir üniversitenin ilgili bölümlerinden seçilecek bilirkişilerle yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir."
Yargı aynı havzadaki bütün HES'leri dikkate alacak
Öte yandan Danıştay'ın emsal teşkil edecek bir başka kararı ise aynı su havası üzerinde yapımı planlanan HES projelerinin birlikte değerlendirilmesi gerektiği yönünde oldu. Buna göre yargı sürecinde bundan sonra bir su havzası üzerinde yapılacak bir projeyle ilgili alan değerlendirmesi yapılırken, sadece bir şirket tarafından yapılan bir tek HES projesi değil, o alanda yapılmış, yapılan ve yapılması planlanan bütün HES projeleri birlikte değerlendirilmesi gerekecek.
Av. Yakup Gümüşoğlu: "İsabetli bir karar"
Danıştay'ın kararının nedenleri itibariyle çok yerinde olduğunu ve emsal teşkil edecek nitelikte bulunduğunu ifade eden davanın avukatlarından Yakup Okumuşoğlu, bilirkişilerin bölgenin genel durumuna hakim olan kimselerden seçilmesinin çok isabetli bir karar olduğuna değindi. Bir HES projesiyle ilgili değerlendirme yapılırken su kaynağı üzerindeki diğer projelerin de dikkate alınmasının önemine değinen Okumuşoğlu, bundan sonraki süreçte bilirkişilerin raporunu hazırlayıp mahkemeye sunacağını, mahkemenin de buna göre bir karar daha vereceğini ifade etti.
Tortumlu Leyla'nın HES direnişi
Bilindiği gibi Tortum'daki HES projelerinin yapılmaması için, bu mücadeleyle adı özdeşleşen 18 yaşındaki Leyla Yalçınkaya ile birlikte bölge halkı direnişte bulunmuş, jandarma ve polise karşı şiddet kullandığı ileri sürülen Bağbaşı köylüleri hakkında ayrı ayrı soruşturmalar yürütülerek çok sayıda dava açılmıştı.
Yusuf Yavuz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var