Sayfalar
- Ana Sayfa
- Mortgage
- Konut Kredisi
- Refinansman Nedir?
- Kira Nedir?
- Sigorta
- Faiz Nedir?
- Fıkralar
- Kefillik Nedir?
- Arsa Payı Nedir, Nasıl Hesaplanır?
- Gayrimenkul Satış Vaadi Nedir?
- Tahliye Taahhütnamesi nedir?
- DEĞER ARTIŞ KAZANCI NEDİR?
- DOP (Düzenleme Ortaklık Payı) NEDİR?
- EMLAK-EMLAKÇILIK NEDİR?
- HACİZ YOLU İLE TAKİP NASIL YAPILIR?
- TAPU NEDİR ?
- Emlak Vergisi
- Sözleşme ve Şekil Şartı Nedir?
- ÖRNEK DANIŞMANLIK VE KOMİSYON SÖZLEŞMESİ
- Emlak Terimler Sözlüğü
Hakkımda
22 Ağustos 2012 Çarşamba
Mersin'de halk TOKİ'ye geri adım attırdı!
HDK: GÖREVİ MESİAD ALMIŞ
TOKİ'nin Kürtleri ikna çabalarının beyhude olduğunu söyleyen HDK Mersin Sözcüsü Mevlüt Tank, zorla yerinden ettirme politikalarına karşı miting, çalıştay ve birçok aktivite düzenlediklerini söyledi. İkna için Mersin Sanayicileri ve İş Adamları Derneği'nin (MESİAD) görevi üstlendiğini belirten Tank, "AKP artık Mersin'de Kürtlerin yaşadığı mahallelerde projeyi TOKİ vasıtasıyla yürütemeyeceğini gördü ve MESİAD'a iş çıkartmış durumda. Nitekim biz de vatandaşlarla çeşitli zamanlarda bir araya gelerek konu üzerine tartıştık. TOKİ şu an susmuş durumda. Şimdi burada dönüşümden vazgeçilmiş değil, dönüşümü biraz daha yumuşatma yöntemi kullanılıyor. MESİAD sermayedar grubunun, halkın çıkarlarını düşüneceğine kimsenin zerre kadar inancının olması söz konusu olamaz" dedi.
İHD: AMAÇ KÜRT MUHALEFETİ DAĞITMAK
Zorla köylerinden Mersin'e göç ettirilen Kürtlere ikinci bir göçün yaşatıldığına dikkat çeken İHD Mersin Şube Başkanı Ali Tanrıverdi, tek amacın Kürt muhalefetinin ortadan kaldırılması olduğunu söyledi. Halkın ve demokratik kitle örgütlerinin buna izin vermemesi durumunda hükümetin projeyi uygulayamaz duruma geleceğini ifade eden Tanrıverdi, "Bakanlar Kurulu 2011 yılının sonunda bu 3 mahalle ile ilgili özel bir kararname çıkarttı. Ancak kararnameye rağmen bu uygulamanın yanlış olduğunu ifade ettik. En önemlisi de büyük bir rant olayını da uluslararası kurumlara peşkeş çektiğini ve buradaki Kürt potansiyelini dağıtmanın bir projesi olduğunu söyleyerek buna karşı çıktığımızı söylemiştik" dedi.
'HÜKÜMET VAZGEÇMİŞ DEĞİL'
TOKİ'nin düzenlediği çalıştaya davet edildiklerini ancak Kürt emekçilere yönelik zulüm politikasına alet olmayacaklarını kaydeden Tanrıverdi, "Ancak hükümet tüm tepkilere rağmen bu projeden vazgeçmiş değil, geçtiğimiz günlerde bizleri İHD olarak çağırarak olayı yumuşatmaya ve projeyi hayata geçirmek için çeşitli taahhütlerde bulunmaya çalıştı. Ancak biz insan hakları savunucuları olarak bu uygulamanın karşısında olduğumuzu ifade etmiştik. Ancak açıkça ifade edelim ki biz sözü edilen toplantıya katılmadık" dedi.
BDP: HALKIN YÜZDE 95'İ KARŞI
BDP İl Eş Başkanı Aynur Aşan da, tapulu olmasına rağmen limanla birleşik olması nedeniyle 3 Kürt mahallesine göz konulduğunu belirterek, yerinden yurdundan edilen Kürtlerin sardığı göç yarasının kanatılmaması için MESİAD'a "vicdanlı ol" dedi. Aşan, "Belediye ve sivil toplum örgütleri tarafından yapılan anket sonucunda yüzde 95'i TOKİ projesine karşı olduğu ortaya çıkmıştır.
Halk tabanında karşılık bulmayan ve tepkiler alan hükümet bu kez farklı çevrelerle, özellikle MESİAD üzerinde bu projeyi yürütmeye çalışıyor. AKP'nin Kürtlere yönelik politikası göz önünde bulundurulduğunda, güvenlikçi politika bir bütün toplumsal güçleri etkiledi. MESİAD'a bir çağrımız var; özellikle yoksul emekçi insanlarımızın alın teriyle satın aldıkları tapulu olan evlerini deprem ve savaş yasası ile gasp ederek yaşamış oldukları göçün üzerine bir göç daha eklemenin vicdansızlık olduğunu düşünüyoruz" şeklinde konuştu.
BELEDİYE: SERMAYENİN KÜRT MAHALLELERİNE GÖZ KOYMASINI KABUL ETMEYİZ
Kürt emekçilerinin tırnaklarıyla topladığı kazanımlarını kimseye peşkeş çektirilmesine izin vermeyeceklerini söyleyen Akdeniz Belediye Başkanı Fazıl Türk, sermayedarların göz diktiği Kürt mahallelerinin gelecekte çok değerleneceğine işaret ederek, "TOK'nin çalıştayına gitmedim; çünkü adamlar artık para koyacak yer bulamıyor. Arsaları bedavadan alıyor ve konutları sayısız parayla insanlara satıyor. TOKİ dere yataklarını bile konutlara dönüştürmüş. Kürtleri de hedef alan bu uygulama iki kuşu bir taşla vuruyor. Biz kentsel dönüşümün yerinde olmasını savunuyoruz. Tabii ki şehrin ve halkın yararına olan tüm projeleri savunuruz ama bu birilerinin cebini doldurmak içinse biz sonuna kadar karşı çıkacağız. Sermayedarların Kürt mahallelerine göz koymalarını kabul etmeyiz. Burada sermayedarlara peşkeş çekilmeye çalışılıyor. Sermayedar bunun bilincinde. 3 yıl sonra bu liman önündeki mahalleler paha biçilemez bir değer alacak. Zaten şimdi de paha biçilemez olduğu için deprem ve savaş yasası ile bedavadan AKP el koymak istiyor" dedi. (Mersin/DİHA)
İki güzellik bir arada
Ya üçüde olmasaydı
Mehmet Akif Ersoy'dan
Gezi Parkı
Ne Denilebilir!...
Gezi
Günün Fıkrası
1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.
O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.
Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.
Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...
Avukat 1
Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.
- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...
Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş
- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.
Papaz utana sıkıla mırıldanmış.
- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.
Avukat gülümsemiş.
- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.
Avukat 2
George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:
"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "
Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"
George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.
Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.
"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".
Avukat 3
Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:
“İki kere iki kaç eder?”
Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''
Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş
En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:
''Kaç olmasını istersiniz?''
Avukat 4
Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:
Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.
Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.
Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.
“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''
Avukat 5
Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:
“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”
Avukat açtı ağzını:
“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”
Görevli yerin dibine geçmişti.
Sadece:
“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.
Avukat onun sözünü keserek devam etti:
“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”
Günün Sözü
İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder