7 Ağustos 2012 Salı

Kentsel Dönüşüm Mobilya Sektörünü De Etkileyecek

Dünyanın En Büyük Mobilya Kenti MASKO’nun Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Karcı; “Kentsel Dönüşüm sektördeki satışları da istihdamı da artıracak” diyor…
Afet riski altındaki alanların dönüşümünü kapsayan Kentsel Dönüşüm Projesi, yılın ilk yarısında gerileme yaşayan inşaat sektörünü hareketlendirdi. Bu durumun birbirinin tetikleyicisi olan Mobilya Sektörü için de önemli fırsatlar yaratacağını anlatan Dünyanın En Büyük Mobilya Kenti MASKO’nun Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Karcı; “Kentsel Dönüşüm sektördeki satışları da istihdamı da artıracak” diyor…
 Türkiye’nin 700 farklı noktasında aynı anda başlayacak Kentsel Dönüşüm Projesi, kuşkusuz ülkenin en büyük ve kapsamlı çalışmalarından biri olma yolunda. Öyle ki afet riski altındaki alanların dönüşümünü kapsayan bu proje ile milyonlarca ailenin yaşam standardı ve hayatı değişecek. Bununla birlikte Kentsel Dönüşüm, sadece güvenlik değil başta inşaat ve mobilya olmak üzere pek çok sektör için yeni istihdam ve hareketlilik anlamına da geliyor.
 Yalnızca İstanbul ve çevresinin mobilya ihtiyacının yüzde 60’ını tek başına karşılayan, dünyanın en büyük mobilya kenti MASKO’nun Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Karcı; Kentsel Dönüşüm ile birlikte inşaat sektöründe yaşanacak hareketliliğin mobilya sektörünü de canlandıracağının altını çiziyor. Özellikle 2012 yılı için ciddi bir hareketlilik beklenen sektörde Kentsel Dönüşüm Projelerinin de büyük önem taşıdığına değinen Karcı, mobilya sektörünün tetikleyicisi olan inşaat sektörüyle birlikte daha da ivme kazanacağı görüşünde.
Karcı: “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı riskli alanların daha çabuk belirlenmesi için birinci deprem bölgesinde yer alan İstanbul, İzmir, Bursa, Sakarya ve Kocaeli'nin ilçe belediyelerine yetki devri yaptı. Pek çok noktada Kentsel dönüşüm projelerine başlandı. Bu durum inşaat sektörü ve dolayısıyla mobilya sektörü için de gelişim anlamına geliyor. 2012 yılı için mobilya sektörünün önü açık görünüyor. İnşaat sektöründeki gelişmelerle birlikte mobilya sektöründe de paralel bir büyüme yaşanacak” dedi.
 MASKO’nun dekorasyon alanındaki anahtar teslim projelerdeki başarısı sayesinde tüm yeni konut, kamu binası ve komplekslerin dekorasyonlarında önemli roller üstlenebileceğini anlatan Karcı, “Amerika’yı yeniden keşfetmeye, kahin olmaya da gerek yok. MASKO, A’dan Z’ye verdiği dekorasyon hizmetleri ve anahtar teslim projeleriyle hem Türkiye’de hem de yurt dışında pek çok başarılı işe imza attı. Bugün Bakü’den İstanbul’a kadar yapılan inşaatların hepsine talibiz” diyor.
Bu durumun sektördeki istihdamı da olumlu etkileyeceğine değinen Karcı, “Mobilya sektöründe üretim anlamında ciddi bir artış yaşanacağını tahmin ediyoruz. Bu durum sektördeki istihdam oranlarını da pozitif olarak etkileyecektir” dedi.

Gelişmeleri izleyerek sektörü canlı tutuyoruz…

MASKO’nun gerek kendi alanındaki gerek Türkiye’de gerekse yurt dışındaki gelişmeleri takip ederek sektörünü ileriye taşıdığını anlatan Karcı; “Türk ekonomisi ve ihracatında lokomotif sektörlerin başında gelen mobilya sektörünün başat oyuncusu MASKO Mobilya Kenti, sektörü hem iç hem de dış pazarda uluslararası ticaretin uğrak noktası konumuna getirecek başarılı projelere imza atıyor. Yalnızca ülkemizdeki değil yakın coğrafyalarımızdaki değişimleri de dikkatle gözlemliyoruz. Suriye, İran, Irak gibi komşu ülkelerle güçlü işbirlikleri yapan MASKO, Türki Cumhuriyetler, Afrika Ülkeleri ve Avrupa Birliği nezdinde de tanıtım faaliyetlerinde bulunuyor. Türk mobilya sektörünü Rusya gibi yeni pazarlarla tanıştıran MASKO’nun ekonomiye katkısı, yılda ortalama 3 milyar TL. MASKO, bu katkı payını her geçen gün artırmaya devam ediyor” dedi.
 İstanbul’un sanayi ve ticaret merkezi İkitelli Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alan MASKO Mobilya Kenti, fonksiyonel tasarımlı mobilya ürünleri ve anahtar teslim projelerle ilgili daha fazla bilgiyi www.masko.com.tr adresinden ya da 444 1 675 numaralı telefondan alabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var