24 Ağustos 2012 Cuma

Metin Kurt'u kaybettik

"Bugünkü sporda atılan her gol emekçinin kalesine girer", "Futbol borsada değil arsada güzeldir."
Bu sözlerin sahibi Türkiye futbolunun efsane isimlerinden Metin Kurt'u kaybettik.
Futbol kariyeri boyunca Altay, PTT, Galatasaray ve Kayserispor formaları giyen Kurt, gazetemizin de eski spor servisi şefi ve köşe yazarlarındandı.
Birkaç gün önce gırtlak kanseri teşhisi konan 1948 doğumlu Kurt bu sabah Yedikule Göğüs Hastanesi'nde ameliyat olacaktı. Kurt'un ameliyat masasında kalbinin durduğu öğrenildi.
Ömrünü sporcuların örgütlenme mücadelesine adayan Metin Kurt son olarak Türkiye Devrimci Spor Emekçileri Sendikası'nın başkanlığını yürütüyordu.
1948 yılında İstanbul'da doğan Metin Kurt, Altay'da başladığı profesyonel kariyerine PTT'de devam etti. 1970-76 arası Galatasaray'da forma giyen Kurt, kariyerini Kayserispor'da sonlandırmıştı.
Türkiye futbol tarihinin en önemli kanat oyuncularından olan Kurt 26 Kere A Milli, 9 kere 21 yaş altı, 2 kere de 18 yaş altı Milli Takım forması giydi.
Devrimci kişiliğiye bilinen Metin Kurt, egemen spor anlayışına karşı eleştirileri ve mücadelesiyle tanınıyordu.
Metin Kurt, 2011 Genel Seçimlerinde, Türkiye Komünist Partisi'nden İstanbul 2. Bölge Milletvekili adayı olmuştu.
GALATASARAY VE FENERBAHÇE'DEN BAŞSAĞLIĞI MESAJI
Metin Kurt'un ölümü üzerine Galatasaray resmi web sitesinde bir açıklama yayınlandı. "Galatasaray'ın unutulmaz oyuncularından Metin Kurt'un geçirdiği rahatsızlık sonucu hayatını kaybettiğini büyük bir üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz" denilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Galatasaray'da  1970 ile 1976 yılları arasında forma giyen Metin Kurt, Brian Birch yönetiminde 1970 ile 1973 yılları arasında kazanılan üç şampiyonlukta en önemli pay sahiplerindendi. Merhuma Tanrı'dan rahmet, ailesine, sevenlerine ve Türk spor camimasına başsağlığı dileriz."
Fenerbahçe Kulübü de, Metin Kurt'un vefatı nedeniyle başsağlığı mesajı yayımladı. (HABER MERKEZİ)

METİN KURT'UN ARDINDAN...
Spor yazarları ölümünün ardından Metin Kurt'u Evrensel'e değerlendirdi.
ÖLÜMÜ BİR İŞE VESİLE OLACAKSA SENDİKALAŞMA MÜCADELESİNE OLSUN
Bağış Erten(Radikal): Önce Lefter öldü şimdi de Metin Kurt. Ne vicdan kaldı yani ne adalet. Bu memlekette futbol sahalarında başka türlü bir dünya yaratma çabasının, aşkının ve en önemlisi zorluklarının adresi Metin Kurt artık yok. Zaten sendika da yok. Futbolun keyfi de yok. Adalet de yok, eşitlik de yok, özgürlük de yok. Şimdi kendi başımıza kaldık. Gladyatörsüz, hareketsiz, mücadelesiz. Onun ölümü bir şeye vesile olacaksa ne olur şu sendika işine vesile olsun. Ey futbolcular zincirlerinizden başka kaybedecek bir Metin Kurt'unuz vardı, onu da kaybettiniz. Hadi artık.
METİN KURT BİR KAHRAMANDIR
Vecdi Çıracıoğlu (Metin Kurt'un yaşamının bir bölümünü anlatan Gladyatör kitabının yazarı): Metin’i anlatmak için azmin ve mücadelenin ne olduğunun sözlükteki anlamına bakmak lazım. Çocukluğundan beri hayatı hep mücadeleyle geçmiş bir insan. Sosyalist düşünceyle tanıştığından bu yana da politik görüşlerini mücadelesine yansıttı. Spor emekçilerinin hakları için kendi yaşamını, belki ailesinin de yaşamını hiçe sayarak mücadele etti. Belli kesimlere göre yenildiği varsayılsa da hiçbir zaman verdiği mücadele yenilmedi. Metin Kurt bir kahramandır. Mücadelesinde en haysiyetli yolu seçti bu da sosyalizmdi. Spor emekçilerine yaptığı çalışmalarla uyandırmaya çalıştığı milyonlar onun yenilmediğinin bir göstergesidir. Üzerinden yağmurlar eksik olmasın.
ASIL MÜCADELENİN DÜZENE KARŞI VERİLMESİ GEREKTİĞİNİ BİLİYORDU
Mehmet Özyazanlar (Evrensel): Asıl mücadelenin sahada rakibe karşı değil, düzenin ve sporun egemenlerine karşı verilmesi gerektiğinin bilincinde olan ve bu bilinci örgütlülük çerçevesi içinde yaygınlaştırmaya çalışan bir hak ve özgürlük savaşçısı...
YANLIŞ BİR DÜNYADA DOĞRUSUNU YAŞAMAYA ÇALIŞTI
Dağhan Irak (Evrensel): Biz sakızcı çocukların gölgesine sığınabileceği, tüm dünyaya karşı tek başına duran abisiydi, abimizdi, yoldaşımızdı. Yanlış bir dünyada doğrusunu yaşamaya çalıştı, diz çökmeden öldü. Onun gibisinin koşu yoluna pas atacak öte alemler illâ ki bulunur da, biz bu çivisi çıkmış futbol dünyasında bu kadar yalnız ne yapacağız?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var