29 Ağustos 2012 Çarşamba

Küresel ısınma dünya için büyük sorun

Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mahnaz Gümrükçüoğlu, küresel ısınmanın yaşadıkları dönem içinde büyük bir sorun haline geldiğini belirtti.
Salih Hamurcu/Evrensel
Eski dönemlerde 150 yılda meydana gelen ısı değişikliğinin günümüzde 15 yılda gerçekleştiğini kaydeden Gümrükçüoğlu, “Bu durum, iyi bir dünya bırakmanın ötesinde bir varoluş savaşı vermesi anlamına geliyor. Dünya tarihine baktığımız da iklimler defalarca kez değişmiş. Ama bugün yaşadığımız ve problem haline gelmiş olan küresel ısınma çok hızlı bir değişimi gerçekleştirdiği için büyük sorun haline gelmiş durumdadır. Ortalama olarak, +1 derece dünyanın ısısını artırmış durumdayız.”
Atmosferin kirletilmesinin, küresel ısınmanın nedenini oluşturduğunu anlatan Gümrükçüoğlu, “Son dönem de milyonlarca yıldır toprağın altında birikmiş karbon dediğimiz kömürü, petrolü son 150-200 yıl içerisinde çıkarttık, birden bire hepsini yaktık, hepsini bitirmedik ama çok hızlı bir şekilde yaktık. Bundan çıkan karbonun hepsi atmosfere gitti ve atmosferde karbon kolay kolay kaybolmuyor. Ortalama karbondioksitin atmosferde kalma süresi 200 yıldır. Yani 200 yıl önceki verdiğimiz karbon da atmosferde duruyor hâlâ. Bunlar güneşten gelen ışınları atmosfere yansırken kuzeye kaçmasını engelleyip tutuyorlar. Tuttuğu zaman da şemsiye gibi dünyanın daha fazla ısınmasına neden oluyor.” şeklinde konuştu.
‘SUYUN DÖNGÜSÜNÜ BOZDUK’
Karbon emisyonlarının azaltılması gerektiğini vurgulayan Gümrükçüoğlu, küresel ısınmanın sonuçlarıyla ilgili şunları kaydetti; “Çok şiddetli yağışlar, çok yüksek aşırı sıcaklıklar yani ölümlere neden olabilecek sıcaklık dalgaları. Bunların hepsi ekstrem hava olayları, meteorolojik olaylar. Daha önce hiç görülmemiş şiddetli kasırgalar, olanı yok edecek şiddetli kasırgalar küresel ısınmanın göstergeleri. Yeni dünyada bütün yağışların kesilmesi her yerin kurak olması, sıcak olması mümkün değil. Çünkü bir su var ve o suyun dengesi var. O suyu yok edemezsiniz, dünya içerisinde sürekli döngü halinde döner. Suyun bir damlası ne atmosfere, ne de uzaya kaçmıyor. Yer altında da yok olmuyor, sürekli dönüyor. Ama biz o dönerken suyun döngüsünü bozduk.”
SEL VE KURAKLIKLARDAN TÜRKİYE DE ETKİLENDİ
Sel ve kuraklıklardan Türkiye’nin de etkilendiğini belirten Gümrükçüoğlu, “Okyanus kıyısına uzak olmamıza rağmen, bu tür olaylardan deniz kıyısındaki ülkeler daha kolay etkileniyor. Ama artık hiçbir şekilde karaların ortasında büyük hortumlar görünmezken görünmeye başladı. Uzun zamandır Akdeniz üzerinde bu tür olaylar görünmeye başladı. Bu olayları meteorolojik olaylara yüklemek yerine artık tolere edilebilecek önlemler alınması gerekir. Ama biz Karadeniz’in bütün derelerinin önüne kocaman bir yol yapıyoruz, rahat rahat otomobillerle ulaşım sağlayalım diye. Karadeniz’de sel olması içler acısı bir durum. Çünkü bütün dereler tamamen denize çıkıyor. Ama biz bunların önünü kapattığımızda can kaybını önleyemeyiz.” ifadesini kullandı. (Sakarya/CİHAN)

‘DÜNYADAKİ 11 LONGOZDAN, İKİSİ BİZDEYDİ, BİRİNİ YOK ETTİK’
Çevre kirliliği konusunda Sakarya’nın da risk altında olduğunu belirten Gümrükçüoğlu, şehrin eko turizm için muhteşem bir yer olduğunu dile getirdi. Karasu ilçesinde bulunan Acarlar Longozu’nun (subasar orman) önemine dikkat çeken Gümrükçüoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü; “Sadece Acarlar Longozu yeter. Bu longoz başka bir ülkede olsa dünya’nın ilgi odağı haline gelir. Çünkü dünyada longozların sayısı zaten çok az. Ama biz orayı koruyamıyoruz. Dünya da 11 tane longoz var ve 2 tanesi bizdeydi. Birini yok ettik, diğerini nasıl koruyacağız bilmiyorum. Bir örnek vermek gerekirse; longozun denizle bağlantısını kesmişler, bağlantısı olması gerekiyor. Su bağlantısını kestiğiniz zaman longoz olma özelliği kalmaz.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var