Mehveş Evin-Milliyet |
Doğrusu bu tip haberlerden iyice korkmaya başladım. Pekala “çanak çömlek mantığı”yla hareket edip “nasılsa tescilli yapımız çok, şurayı da indiriverelim” denebilir. Ki bunun acı örneklerini, Fatih’teki imar hamlelerinde gördük. Devamı da geliyor, Rabbim verdikçe veriyor.
Kışladan AVM’ye
Güngör Uras dün, Kasımpaşa’daki tarihi kışla binasının yıkılıp yerine AVM yapılacağını yazdı. Güngör Bey durumun ümitsiz olduğunu bildiği için Tayyip Erdoğan’a seslenmiş, bir tek o durdurabilir diye. Oysa Erdoğan’ın onayı olmasa böyle bir projenin sözkonusu olmayacağını hepimiz adımız gibi biliyoruz.
Yenikapı ve Kasımpaşa’dan Taksim’e kıralım rotayı. Taksim meydanı düzenlemesi ilk defa gündeme geldiğinde, büyük protestolara neden olmuştu. Meydanı insansızlaştıracak dalış tünelleri, Gezi Parkı’nın yok edileceği ve devasa bir AVM’nin dikileceği söylentileri, İstanbul’u sevenleri çileden çıkardı. Dikkatinizi çekerim; Kasımpaşa’daki kışla yıkılacakken Taksim’de ta 40’larda yıkılan Topçu kışlası, AVM aşkına yeniden diriltilecek!
Bütün bunlar konuşulmamış gibi, Taksim Meydanı düzenlemesi ihalesine katılacak 11 firma belli oldu (Radikal, 4 Ağustos). Bu firmalar 23 Ağustos’ta tekliflerini verecek ve “Taksim’in katli” planının ilk aşaması uygulamaya geçecek.
Tak-şak inşaat
Bitmedi. “Tescilli yapı”larıyla böbürlenen İstanbul’un her köşesi, her “boş” görülen santimetrekaresi (burada boş, yeşil alan oluyor) dört bir koldan saldırı altında. Ve bu, öylesine hızlı oluyor ki! Çamlıca’da yapılacak (kim karar verdi ve nasıl?) cami için alelacele “yarışma” bile düzenlendi.
Mimarlara proje teslimi için verilen süre 43 gün! Bu projeleri değerlendirecek jüri ise çoğunlukla TOKİ çalışanlarından oluşuyor. Mimarlar, hem verilen süreye, hem de yarışmanın yöntemine isyan ediyor (Milliyet, 4 Ağustos). Kimin umurunda?
Yap dedi yapılacak, tak dedi takılacak!
Üçüncü köprü ve üçüncü havalimanı konularına giremedik bile... Bu yaz ikinci köprü bakımı bahanesiyle çektirilen çileyle, üçüncü köprü fikri de zorla İstanbullu’ya dayatıldı. Bakalım “tescilli yapı rekortmeni” 8 bin 500 yaşındaki İstanbul, bu akıl almaz hoyratlıklara daha ne kadar dayanacak?
Türkiye, zevksiz ve kalitesiz bir TOKİ cumhuriyetine dönüştürülürken... Varolan değerler korunamaz, şehirleşme kuralları ve mimari hiçe sayılırken... Kentli, haklarını bilmez ve kendi şehrini savunamazken... İstanbul’daki tescilli yapı sayısının ne anlamı var?
GİRESUN VALİSİ’NİN ÖNÜ AÇIK!
- Giresun Valisi Dursun Ali Şahin’in videosu infial yarattı. Vali, kameraların kayıtta olduğunun farkında değilken karşısındaki gazetecileri çocuk gibi azarlıyor. Tehdit ediyor, hatta “Giresun’un aleyhine olacak haberler”in karşılığında rüşvet teklif ediyor.
- En çok Vali’ye “canlı yayındayız” denildiğinde ses tonunun incelmesine ve sahtekar tavırlarına çok güldüm. İkiyüzlülüğün gövdeye gelmiş hali budur!
- Türkiye’de basının durumunu, yöneticilerin nasıl baskı yaptıklarını Vali’nin videosundan daha net gösterecek bir şey olamazdı. Basın özgürlüğü, sansür, rüşvet, aşağılama, ne ararsan var. Üstelik konu, bir cenazenin teleferikle taşınması!
- Buradan hesaplayın gazetecilerin hangi şartlarda çalıştığını ve hangi haberlerde nasıl baskılara maruz kaldığımızı. Sonra da basın Şemdinli’ye giremedi diyoruz. Girse ne olacak? Zaten yerel basın inanılmaz bir sansürle karşı karşıya.
- Giresun Valisi’ne gelince... Bu skandalın üzerine belki bir süre kızağa alınır. Ama emin olun önümüzdeki yıllarda en tepe noktalara kadar tırmanır. AKP yönetiminde kazanacak politikacı profili budur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder