Sayfalar
- Ana Sayfa
- Mortgage
- Konut Kredisi
- Refinansman Nedir?
- Kira Nedir?
- Sigorta
- Faiz Nedir?
- Fıkralar
- Kefillik Nedir?
- Arsa Payı Nedir, Nasıl Hesaplanır?
- Gayrimenkul Satış Vaadi Nedir?
- Tahliye Taahhütnamesi nedir?
- DEĞER ARTIŞ KAZANCI NEDİR?
- DOP (Düzenleme Ortaklık Payı) NEDİR?
- EMLAK-EMLAKÇILIK NEDİR?
- HACİZ YOLU İLE TAKİP NASIL YAPILIR?
- TAPU NEDİR ?
- Emlak Vergisi
- Sözleşme ve Şekil Şartı Nedir?
- ÖRNEK DANIŞMANLIK VE KOMİSYON SÖZLEŞMESİ
- Emlak Terimler Sözlüğü
Hakkımda
4 Ağustos 2012 Cumartesi
IMF uyarıyor, ekonomik kriz yayılıyor
Uluslararası Para Fonu (IMF) iktisadi kriz üzerine yayınladığı raporda (Spillover Report) krizin etkilerinin dünyanın geri kalanına yayılacağı uyarısında bulundu. Raporda dünya genelinde uygun politikaların geliştirilmediği ve gerekli tedbirlerin alınmadığı sürece krizin etkisinin diğer bölgelere de yayılacağı ileri sürüldü.
IMF raporda, Euro Bölgesi’ndeki krizin yoğunlaşması halinde özellikle yoksul ülkelerin krizden daha şiddetli etkileneceği tahminin de bulundu.
2008 yılında görünür hale gelen iktisadi krizin yayılması ile ilgili endişelere yer verilen raporda, Euro Bölgesi, ABD, Çin, Japonya ve İngiltere dâhil olmak üzere beş ekonominin dünya ekonomisi üzerindeki etkileri değerlendirildi. Raporda, ”Birbirleriyle yakından ilişkili fiyatlar, hemen her yerde yaşanan finansal şoklar, sınırlı politika alanı dünyayı krizin yayılmasına doğru götürüyor” ifadesine yer verildi.
Euro Bölgesi hakkında yapılan değerlendirmede, ”Bazı kısıtlamalara rağmen, gerilimin yayılmasını engellemek ve mali tarafta, bankacılık alanında ve büyüme cephesinde yeterli olacak iyileştirmeler ortaya konmadı” denildi. Yapılan değerlendirmede, Euro Bölgesi’nde krizi atlatabilmek konusunda zorluk yaşandığı, ABD’nin mali politikasındaki belirsizliklerin sürmesinden ve Çin’deki büyüme eğiliminin tersine dönmesinden kaygı duyulduğu dile getirildi. Söz konusu bu kaygılar krizin yayılması konusundaki temel endişe kaynakları olarak sıralandı.
IMF tarafından 2011 yılında yayınlanan raporda, Euro Bölgesi’ndeki krizin çevre ülkeler üzerindeki etkisinin hissedilir oranda olmadığı belirtilirken, bu yılki raporda Avrupa borç krizinin birçok önlem alınmasına rağmen artık Avrupa’yı aşan bir sorun haline geldiği tespitinde bulunuldu.
Avrupa dışında ABD’deki verilerin de incelendiği raporda, 2013 yılında Amerikan ekonomisinde mali daralmanın gündeme geleceğinden, ekonomik dengenin orta vadede sağlanamayacağından ve bu durumum iktisadi performansı ve finansal piyasaları olumsuz yönde etkileyeceğinden kaygı duyulduğu ifade edildi.
Döviz kurunun düzenlenmesi ve cari işlem fazlası tarafında olumlu sonuçlar elde etmesine rağmen, hali hazırda zaten yüksek yatırım oranlarına sahip olan Çin’in, yatırım odaklı bir ekonomik düzenlemeye gitmesinin ilerleyen süreçte krizin yayılmasına neden olabileceği uyarısında bulunuldu.
Ayrıca raporda, Japonya’nın yüksek kamu borcunun piyasalardaki ani algı değişimlerine karşı ülkeyi kırılgan hale getirdiği dile getirildi.
Raporun baş ekonomisti Ranjit Teja, gelişmekte olan ülkelerin ABD’deki kolay para politikasından, yüksek emtia fiyatlarından ve yükselen varlık balonu riskinden şikâyet ettiklerini ifade etti.
Teja, alınan parasal tedbirlerin bir rahatlamaya neden olup olmadığının henüz kesin olmadığını ve bu durumun devam etmesi halinde gelişmekte olan ekonomilerin (Brezilya, Çek Cumhuriyeti, Hindistan, Güney Afrika, Türkiye, Rusya, Güney Kore, Polonya, Meksika ve Suudi Arabistan) krizden etkilenmeyeceği anlamına gelmediğini sözlerine ekledi.
(soL-Ekonomi)
İki güzellik bir arada
Ya üçüde olmasaydı
Mehmet Akif Ersoy'dan
Gezi Parkı
Ne Denilebilir!...
Gezi
Günün Fıkrası
1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.
O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.
Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.
Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...
Avukat 1
Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.
- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...
Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş
- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.
Papaz utana sıkıla mırıldanmış.
- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.
Avukat gülümsemiş.
- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.
Avukat 2
George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:
"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "
Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"
George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.
Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.
"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".
Avukat 3
Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:
“İki kere iki kaç eder?”
Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''
Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş
En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:
''Kaç olmasını istersiniz?''
Avukat 4
Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:
Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.
Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.
Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.
“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''
Avukat 5
Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:
“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”
Avukat açtı ağzını:
“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”
Görevli yerin dibine geçmişti.
Sadece:
“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.
Avukat onun sözünü keserek devam etti:
“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”
Günün Sözü
İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder