3 Ekim 2012 Çarşamba

Batıkların efendisi: İNŞAAT

İnşaat sektörü, batık kredilerde yılların birincisi tekstil sektörünü geride bıraktı. İnşaat sektörünün temmuz sonu itibariyle 1.6 milyar liralık kredisi takibe düştü.

Radikal
Ziraat Bankası’nın Bayrampaşa Ora İstanbul Alışveriş Merkezi’ne verdiği 285 milyon euroluk kredinin batık hale gelmesi, Fiyapı’nın iflas erteleme istemesi inşaatı tekrar gündemin ilk sırasına yükseltti. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun temmuz verilerine göre, bankacılık sektöründe takibe düşen kredi miktarı en yüksek sektör inşaat oldu. Temmuz sonu itibariyle kullandığı nakdi kredilerin toplamı 43.5 milyar liraya ulaşan inşaatta takibe düşen kredi ise 1.6 milyar lirayı aştı. 
İnşaattaki batık kredi miktarı 2011 sonuna göre yüzde 8,5, son bir yılda ise yüzde 14 yükseldi. Bankalar, inşaat sektöründe son bir yılda günde ortalama 541.6 bin liralık kredi batırdı. İnşaat sektörünün ardından takipteki kredi tutarının en yüksek olduğu sektör 1.5 milyar lira ile kullandığı nakdi kredi tutarı 23.4 milyar lira olan tekstil oldu.Teks- til sektörünü 1.4 milyar liralık batık kredi hacmi ile toptan ticaret ve komisyonculuk sektörü izledi. Toptan ticaret ve komisyonculuk, bankalardan 46.3 milyar lira ile en fazla nakdi kredi kullanan sektör oldu. 


Erdoğan da dile getirdi 

Başbakan Erdoğan , geçen hafta katıldığı televizyon programlarında, “Emlakta balon var mı” sorusunu yanıtlarken, genel olarak bu görüşe katılmadığını, fakat finansman yönetimini iyi yapamayan şirketlerin zor durumda olduğuna dair kendisine bilgiler geldiğini söylemişti. Global resesyon endişeleri ve yurtiçinde Merkez Bankası ’nın kredi talebini yavaşlatmak için uyguladığı tedbirler inşaatı sıkıntıya soktu.Türkiye ’de özellikle son 5 yılda çok sayıda proje hayata geçirilirken, ‘maket aşaması’nda satışı tamamlanan ancak gerçekte yarım kalan evler oldu. Ancak son 1.5 yıldır yaşanan krize rağmen, konut ihtiyacı nedeniyle geçmiş dönemdeki yoğun talebin devam edeceği beklentisiyle projelerine ara vermeden devam eden birçok şirketin elinde satılamamış binlerce konut kaldı. 
Bankaların, Merkez Bankası’nın uyguladığı politikalar nedeniyle faizleri yükseltmesi de satılamayan konutlarda fiyatda düşüşlerine neden oldu. 2011 temmuz sonu itibariyle tüketicilerin kullandığı konut kredilerindeki yıllık artış yüzde 11,2’de kaldı. Bu oran bir önceki yıl yüzde 38’i geçmişti. 


Üretilen 1.5 milyon konut elde kaldı 
Fi Yapı ve Ora’da yaşanan kriz nedeniyle şu anda bütün gözler inşaat sektöründe. Sektörün önde gelen isimleri denetimsiz ve sorgusuz bir büyümenin varlığına dikkat çekiyor. “Her önüne gelen inşaat yapmasın” diyen sektör temsilcileri denetimli büyümeden yana. Sektörde artan tedirginliğin en büyük göstergelerinden biri olarak son 3 yılda artan stok miktarı gösteriliyor. Tahminlere göre Türkiye’de son 9 yılda yaklaşık 6 milyon konut üretildi ancak bunların yaklaşık 4.5 milyonu satıldı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var