8 Ekim 2012 Pazartesi

Dünyanın en büyük adliyesi ocak ayında açılıyor

Türkiye'nin en büyük kamu binası olan dünyanın en büyük adliyesi İstanbul Anadolu Adalet Sarayı, Ocak 2013'te hizmete girecek.

Yapımı 2006 yılında başlayan adliye sarayı 126 dönümlük araziye kurulurken, 80 dönüm üzerine inşaat yapıldı. 5 ana bloktan oluşan adliyede, 16 kat olan B blok 135 bin metrekare, 12 kat olan A Blok 100 bin metrekare, 9 kat olan D blok ile 7'şer kat olan C ve E blok ise 20'şer bin metrekare olacak. 
Anadolu yakasının adliyelerini bir araya getirecek adliye binasında 326 savcı odası, 298 mahkeme salonu, 51 icra dairesi yer alırken, 500 ve 180 kişilik 2 tane konferans salonu, 2 bin 600 araçlık otopark, 2 bin 200 kişilik yemekhane ve 180 kişilik kreş bulunuyor.
Adliyede, ağır ceza mahkemesi salonları 100, diğer mahkeme salonları ise 50 metrekare olarak inşa edildi. 80 kişinin sığabileceği ağır ceza mahkemelerinde kamera sistemi de kuruldu. Duruşma salonlarının tamamının ise koridorlara bakan yan cepheleri cam duvar.
Binanın her tarafında güvenlik kamera sistemi kurulurken, kullanılan mobilyaların tümü cezaevlerindeki mahkum ve tutuklular tarafından üretildi. Ayrıca bina, İstanbul ve Boğaz figürlerinin yer aldığı cini panolarla süslendi.

Günlük sirkülasyon 45 bin kişiDünyanın en büyük adliyesi olarak inşa edilen binada, 550'si hakim ve savcı olmak üzere 5 bin kişi çalışacak. Bu sayının 4 binini dev yapıyı temizlemek ve güvenliğini sağlamakla görevli personel oluşturacak. 4 bin 600 odanın yer aldığı binadaki günlük vatandaş sirkülasyonunun ise 45 bin kişi olması bekleniyor.
350 milyon liraya mal olan Türkiye'nin en büyük kamu binası İstanbul Anadolu Adalet Sarayı'nın 3 ana girişi bulunuyor. Metro bağlantılı binada, PTT, banka şubeleri, kuaför, spor salonu ile doktor ve hemşirelerin bulunduğu sağlık odaları da yer alacak.
Yapımı tamamlanan adliye sarayı için, peyzaj çalışması ve mobilyaların yerleştirmesinin ardından temizlik, yemekhane ve güvenlik gibi birimlerdeki ihale sürecine geçilecek. Adalet sarayı Ocak 2013'te açılacak. Kadıköy, Üsküdar, Ümraniye, Kartal, Pendik, Tuzla, Sultanbeyli ve Adalar adliyelerinin taşınması da ocak ayı içinde tamamlanacak.
Mahkeme Yönetimi Destek Projesi kapsamında Türkiye'de 21. pilot adliye olarak seçilen binada, ön büro sistemi olacak. Vatandaşlar ve avukatlar işlemlerini ön büroda yapacak. Hakim ve savcının yanına her zaman giremeyecek.

38 yıllık yarışmacı mimarBinanın projesini 11 ayda tamamlayan 38 yıllık mimar Haldun Erdoğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yarışma sürecini şöyle anlattı:;
“Adliye binası benim daha önceden Kadıköy Adliyesi için yaptığım çalışmanın devamı niteliğinde oldu. Kadıköy Adliyesi için bir yarışma açıldı. Ben 48 kişiden birinci oldum. Projenin uygulanmasından vazgeçildi. İstanbul'da Anadolu ve Avrupa yakasındaki adliyeleri tek bir merkezde toplama düşüncesi gelişti. Bu doğrultuda böyle bir büyük bina yapılması gündeme gelmiş oldu. Kadıköy Adliyesi yarışmasının birincisi olduğum için beni de bu yarışmaya davet ettiler. Yarışmanın jürisinde üniversitelerden, bütün adli mercilerdeki birimlerden yetkililer yer adlı. Yarışmaya 5 mimar davet edildi. 35 kişilik jürinin değerlendirdiği projeler arasında benim projem birinci oldu.”
“Yarışma projesi de dahil projeyi 11 ay gibi kısa bir sürede bitirdik” diyen Erdoğan, projenin 15 kişilik ekiple hazırlandığını anlattı.
İhalenin ardından alanda yapılan kazı çalışmalarında çok ciddi granit blokların oluştuğu bir zeminle karşılaşıldığını ifade eden Erdoğan, patlayıcılar kullanılarak hafriyat yapıldığını söyledi. Erdoğan, “Bu zaman aldı. Bina, yaklaşık 3 yıl sürede bitecekti. Kazının uzun sürmesi de binanın teslimin gecikmesine neden oldu” dedi.
Erdoğan, “Dünyanın en büyük adliyesi olduğu söyleniyor ama benim bu konuda kesin bilgim yok. Ama bu kadar büyük kamu yapısı da yok diye biliyorum. Bunun bir benzeri de yok. Olağanüstü büyüklükte bir bina. Tamamen konsept çalışması yaptık. 4 futbol sahasına tekabül ediyor” diyen Erdoğan, projede kalem, duruşma salonu ve hakim odasının ilişkisi kurulduğunu anlattı.

Halk ve personel koridorla ayrıldıBu binaya özgü olarak halk koridoru ve personel koridorunun kesin bir şekilde birbirinden ayrıldığını vurgulayan Erdoğan, “Bir kadın 'hakim odamın kapısını açıp da adres soranlar var' demişti. Bu etkili oldu” dedi.
Binanın hukukçuların ofisi olduğu düşüncesiyle modern çizgiler taşıyan çevreye uyumlu, akıllı bir bina tasarladığını söyleyen Erdoğan, binada son teknolojiyi yansıttıklarını belirtti.
Bursa Merkez Hükümet Konağı ile Ankara'daki Sahil Güvenlik Komutanlığı'nın kendi projeleri olduğunu belirten Erdoğan, “Yarışmacı kökenli bir mimarım. Yaklaşık 70'e yakın yarışmaya girdim. 23 tane de çeşitli büyüklükte derecelerim var” dedi.
Erdoğan, “Projeyi hem az zamanla, hem az parayla bitirmeye çalıştık. Projeyi doğru yorumlayıp tasarlayıp yaptığıma inanıyorum. Daha iyi olabilecek noktaları olabilirdi belki. Çok yoğun etütler yapmanız gerekir. Uzun zamana ihtiyacınız var. Kısa zamanda bence büyük bir iş başardık. 100 metreyi 5 saniyede koştuk diyebilirim” şeklinde konuştu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var