5 Ekim 2012 Cuma

Kazanmak değil nakavt etmek

  • VENEZUELA’DA BAŞKANLIK SEÇİMLERİNE DOĞRU - 5
  • Elif Görgü
  • Gelelim asıl meseleye... Seçimlere... 7 Ekim pazar günü Venezuela halkı sandık başına gidecek ve 13 yıldır iktidarda olan Hugo Chávez’in “Bolivarcı devrimi”ni mi yoksa geleneksel Venezuela merkez sağını mı destekleyeceğine bir kez daha karar verecek. İlk defa 1998 yılında seçilen, 1999’da devlet başkanlığı koltuğuna oturan ve 13 yılda yerel seçimler de dahil çok sayıda zafer kazanan Chávez, kendinden emin.
    “7 Ekimde kazanmayı değil, her zaman gizli emelleri olan radikal sağı tamamen nakavt etmeyi planlıyoruz” diyor Chávez: “Kazanmak değil çok iyi kazanmak zorundayız”
    Emekçi bir aileden gelen, Karayipli melez hatlarıyla “tam bir Venezuelalı”, Eski Asker Kumandan Chávez, yoksulların oyuyla iktidara geldiğinde sadece kendi ülkesini değil, tüm Latin Amerika’yı etkiledi; Venezuela petrolü ile arka bahçesinin politik kontrolünü kaybetme korkusu yaşayan ABD’yi sarstı. Hakkında yapılan tüm karalama kampanyaları, “terörizm, diktatörlük” propagandaları boşa çıktı. Anayasa referandumunu da girdiği ikinci başkanlık seçimini de büyük halk desteği ile kazandı. 2002 yılında sandıkla iktidarını geri alamayacağını anlayan Venezuela burjuvazisinin 2 günlük darbe girişimini Chávez’in askerleri değil başkent Avila dağının eteklerindeki yoksul mahallelerden Caracas’ın merkezine dökülen Venezuela halkı püskürttü.
    Dosyamızın dünkü bölümünde yer verdiğimiz Sanayi İşçisi Mario’nun da dediği gibi “Venezuela işçileri sınıf düşmanını asıl olarak 2002 yılında tanıdı”. Çünkü darbe hükümetinin 2 günlük devlet başkanı Venezuela işveren sendikasının lideriydi.
    Chávez de de asıl politik çizgisini darbenin ardından belirledi; önce antiemperyalist olduğunu açıkladı, 2004 yılında ise “sosyalist” olduğunu ve ülkeye sosyalizmi getireceğini.
    HALK GELECEĞİNİ TARTIŞIYOR
    Chávez’in “21. Yüzyıl Sosyalizmi” tanımı tartışmalı. Bir yandan işçi iktidarına dayanan bilimsel sosyalizmi inkar eden çizgisiyle kitlelerin sosyalizme dair algısını bozarken diğer yandan ülkede işçilerin, emekçilerin ve devrimci örgütlerin örgütlenmesi için de büyük bir alan açtı Chávez.
    Mahallelerden fabrikalara kadar ulaşan misyon” sistemiyle tüm halkın, ülkenin örgütlenmesinde bir görev sahibi olma aşamasına geldiği, lise öğrencilerinden ev kadınlarına herkesin “politika, devrim, sınıf, sosyalizm, bolivarizm, antiemperyalizm, antineoliberalizm” tartıştığı bir ortam yarattı. Bu ortamın meyvelerini yeni iktidar döneminde vermesi ihtimal.
    Çok sayıda devletleştirilen fabrika ve şirkete rağmen özel sektörün ve büyük patronların egemenliğinin devam ettiği ülkede sosyalist üretimden söz edilemese de başta yoksullar olmak üzere herkesin “Sosyalizm nasıl gelecek? Nasıl gelmeli? Neler yapmalıyız?” diye tartıştığı bir süreç yaşanıyor Venezuela’da.
    İşte bu tartışma Chávez 4. kez devlet başkanlığı seçimini kazanır ve 2013-2019 yılları arasındaki iktidarını da garantilerse alevlenme potansiyeli taşıyor. Çünkü elbet gün gelecek Venezuela halkı yıllardır yürüttüğü bu politik, ideolojik tartışmaları bir karara bağlayacak.
    DÖRDÜNCÜ ZAFER GELİRSE
    Latin Amerika emekçilerinin büyük umutlarla iktidar yaptığı diğer ülkelerin “ilerici” hükümetleri bugün halkın karşısında birer engel konumuna düştüler. Yolunu şimdilik değiştirmeyenlerden biri Chávez oldu. Ancak yaptığımız röportajlar ortaya koyuyor ki Chávez’i destekleyenler dahi sistemin eksikliklerini görüyor, daha iyisini istiyor. Bu arada Chávez iktidarından öncesini yaşamamış, “devrim süreci”nde doğup büyümüş, iyi de politika yapan yeni bir gençlik de yetişiyor.
    Chávez daha kaç kere aday olabilir? Chávez olmasa da “Bolivarcı süreç” devam eder mi? İşçi ve emekçiler daha fazlasını talep ettiğinde ne yapacak? Kendi açtığı “devrim” yolunda örgütlenerek ilerleyen Venezuelalı emekçiler Chávezle mi yürüyecek, yoksa Chávez’i  “nakavt ederek” mi yürümek zorunda kalacak?
    Pazar günü başlayacak olan 2013-2019 iktidar süreci, sadece neoliberal Venezuela sağının büyük yenilgisinin tescili değil, Chávez’in 4. ve belki de en ilginç zaferi olmaya da aday görünüyor. Kararı Venezuelalı emekçiler verecek... 

    SEÇİM KAMPANYASI YÜRÜTMÜYORUZ, ÜLKENİN GELECEĞİNİ TARTIŞIYORUZ
    Sergio Rodriguez, Chávez Hükümetinin Çevre Bakanı Yardımcısı. Caracas’ta Venezuela’nın ekonomik gelişimi ve dünyada değişen ekonomik dengeler üzerine verdiği bir konferans sırasında çok kısa da olsa görüşme fırsatı buluyoruz.
    Seçimler için 7 başkan adayı oludğunu ancak bunlardan ikisinin öne çıktığını söyleyerek başlıyor Rodriguez, “Devrimin adayı Hugo Rafael Chávez Frías ve neoliberal muhalefetin adayı Henrique Capriles Radonski. Bize göre, devrimden beri yürüttüğümüz sosyal politikalara büyük destek var. Politikalarımız halk arasında yüzde 80 oranında genel destek görüyor ve yüzde 58 ile yüzde 62 arasında ise kesin bir destek var. 13 yıldır hükümetteyiz ve ülkede hükümetlerin bu derece destek gördüğü başka bir dönem olmadı” diyor.
    BU SEÇİM BAŞKA SEÇİM
    Bakan Yardımcısı Rodriguez, diğer tüm ülkelerden farklı bir seçim süreci geçirdiklerini söylüyor.
    “Bir ürünü pazarlar gibi afişlere yazılmış propaganda cümleleriyle yürütmüyoruz” diyor seçim kampanyasını ve şöyle özetliyor süreci: “Halkımızla birlikte hükümetimizin gelecek planını birlikte inşaa ettiğimiz bir süreç yürütüyoruz. Yani halk bu işin dışında değil, kurucu güç, hükümetin önümüzdeki 6 yılının programını kendisi oluşturuyor. Devlet başkanı, politik çizgisini ve tarihi hedeflerimizi ortaya koydu. Seçim kampan-yası hükümet planının paylaşılması ve halkın ihtiyaçlarına göre şekillenmesi merkezinde sürüyor”
    Hugo Chávez’in kazanacağı konusunda da bir şüphesi yok Rodriguez’in: “Zafere kesin gözüyle bakıyoruz. Anketler yüzde 58-60 arası oyla Chávez’in kazanacağını söylüyor. Kamuoyu Chávez’in iktidarına devam etmesini istiyor. Bu yüzden Venezuela Birleşik Sosyalist Partisi (PSUV) ve Büyük Yurtsever Cephe olarak tüm bu halk desteğinin sandıklara, oylara yansıması için örgütleniyoruz.”

    HUGO CHÁVEZ: ÜLKENİN KALBİ
    “Corazón de mi patria / Ülkemin kalbi” sloganıyla seçim kampanyasını yürüten Hugo Chávez, devlet başkanlığı seçimlerine içinde 30 bini aşkın ulusal ve yerel siyasi örgüt ve kitle örgütlerinin bulunduğu “Büyük Yurtsever Cephe”nin adayı olarak giriyor. Bu örgütlerin en büyüğü kuşkusuz kendi partisi Venezuela Birleşik Sosyalist Partisi (PSUV) Ancak Chávez’i destekleyenler arasında “Hip Hop” örgütlerinden “Yeni Sirk Hareketi”ne kadar çok farklı çevreler de var. Chávez’in 2013-2019 Hükümet Programı ise gerçekleştirilecek “hedefler”den oluşuyor. Bu hedefler özetle şöyle:
    * Venezuela’nın kesin bağımsızlığını sağlamak
    * 21. yüzyıl sosyalizminin inşasına devam etmek
    * Venezuela’yı bir ekonomik güce dönüştürmek, emperyalist güçler karşısında çok kutuplu bir dünyanın oluşmasına katkıda bulunmaya devam etmek
    * Su kaynaklarını ve doğayı koruyarak gezegenin kurtuluşuna katkı sağlamak.

    CAPRILES RADONSKI: BİR YOL VAR
    CHAVEZ’in en güçlü rakibi ise Miranda Eyaleti eski valisi 40 yaşındaki genç Avukat Henrique Capriles Radonski.
    Sloganı “Hay un camino/Bir yol var”
    En pahalı özel okullarda okuyan Radonski ülkenin en zengin ailelerinden birine mensup. Capriles Radonski ailesi, büyük gıda şirketlerine, sinema salonu zincirine ve bir medya imparatorluğuna sahip. Bu yüzden Radonski’ye sık sık “burjuva çocuğu” diye sesleniyor Chávez. Zengin olmasına zengin, ancak orta sınıfların da desteğini alıyor. Yaptığı seçim mitingleri o kadar da küçük sayılmaz. Öte yandan uluslararası büyük medyanın da desteğini almış durumda. Radonski, 2002 yılında Chávez’e yönelik darbe girişiminin de aktörlerinden. O sırada Baruta Belediye Başkanı olan Radonski, belediyenin sınırları içinde bulunan Küba Konsolosluğunun elektrik ve suyunu kesmekle ve bizzat konsolosluğa saldıranlar arasında olmakla suçlanıyor.  Sağ kolu Juan Carlos Caldera’nın kim olduğu belirsiz bir “büyük patrondan” binlerce dolar alırken ve daha fazlasını talep ederken çekilmiş videosunun ortaya çıkması nedeniyle de zor günler yaşıyor. Chávez’in “sosyal misyon”larını eleştirmeyen, tam tersi onları genişleteceğini ileri süren Radonski’nin medyaya yansıyan ancak kendisinin reddettiği “gizli ajandası”nda ise “Gıda fiyatlarında artış, ulaşım ücretlerine zam ve özelleştirme” bulunuyor.

    BİTTİ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var