Sayfalar
- Ana Sayfa
- Mortgage
- Konut Kredisi
- Refinansman Nedir?
- Kira Nedir?
- Sigorta
- Faiz Nedir?
- Fıkralar
- Kefillik Nedir?
- Arsa Payı Nedir, Nasıl Hesaplanır?
- Gayrimenkul Satış Vaadi Nedir?
- Tahliye Taahhütnamesi nedir?
- DEĞER ARTIŞ KAZANCI NEDİR?
- DOP (Düzenleme Ortaklık Payı) NEDİR?
- EMLAK-EMLAKÇILIK NEDİR?
- HACİZ YOLU İLE TAKİP NASIL YAPILIR?
- TAPU NEDİR ?
- Emlak Vergisi
- Sözleşme ve Şekil Şartı Nedir?
- ÖRNEK DANIŞMANLIK VE KOMİSYON SÖZLEŞMESİ
- Emlak Terimler Sözlüğü
Hakkımda
19 Ekim 2012 Cuma
TOKİ'nin konut hayali suya düştü!
Radikal/İSTANBUL - Yıllarca defineciler tarafından delik deşik edilen ve TOKİ’nin konut yapmak istediği AvcılarTahtakale Mahallesi Ispartakule mevkiindeki araziden tarih fışkırdı. İstanbul Arkeoloji Müzesi arkeologları tarafından sürdürülen kazılarda her sondaj çukurunda, 5 ve 6. yüzyıla ait mezarlar ve eserlere rastlandı. İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin Spradon antik kenti olarak nitelendirdiği alan için TOKİ, kendi uzmanlarına, “Burada antik kent yok” yönünde rapor hazırlatmıştı.
Radikal ’in başlattığı kazı
Radikal 15 Nisan 2012’de “Defineci anladı TOKİ anlamadı” başlığıyla verdiği haberde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın, Spradon antik kenti üzerine konut inşa etmek için baskı yaptığını duyurmuştu. TOKİ’nin, arazinin arkeolojik sit alanından çıkarılması yönünde hazırlattığı ve Prof. Dr. Sümer Atasoy, Y. Doç. Dr. Ahmet Vefa Çobanoğlu ile Hayri Fehmi Yılmaz’ın imzalarının bulunduğu raporda şöyle denilmişti:
“Antik kaynaklarda Spradon adlı bir yerleşimin bulunduğu öğrenilmekle birlikte bu alanda bulunan kalıntıların Spradon yerleşmesine ait olup olmadığı henüz kesinleşmemiştir. Ayrıca Spradon yerleşmesinin bir kent olup olmadığı da henüz tespit edilememiştir. Bu adla sikke darb eden bir kent olmadığı ve yerleşimin şehir olarak tanımlanmadığı bilinmektedir. Bölgedeki yerleşim izlerinin bir çiftliğe ait yapılar olma ihtimali yüksektir. Bölgedeki yerleşim izlerinin Bizans döneminde başlayan kalabalık bir nüfusu da barındırmadığı tahmin edilebilir.”
Raporda sit kararının gözden geçirilmesi istenmişti. İstanbul Arkeoloji Müzesi ise sit kararında direnirken definecilerin yaptığı kaçak kazılarda çıkan buluntuların bölgenin nekropol (mezarlık) olduğunu gösterdiğini belirtmişti. Daha önce bulunan bir lahit kapağının da delil sayılabileceği eklenmişti.
Radikal’in haberinden sonra müze arkeologlarınca alanda sondaj kazılarına başladı. Yaklaşık üç aydır sürdürülen kazılarda bulunan eserler müzeyi haklı çıkardı.
58 mezar bulundu
3. derece arkeolojik sit alanında yapılan sondaj çalışmalarında antik yol kalıntıları ile muhtemelen işlik olarak kullanılmış yapı kalıntılarına rastlandı. Mekanlardan oluşan yapıların geniş bir alana yayıldığı görülüyor. Mekanlardan birinde pişmiş toprak çanakların üretildiği bir fırın tespit edildi. Çıkan eserler arasında müzelik eserler var. Amfora, pitos, sikke, çanak gibi eserlerin büyük bir bölümü M.S.4-5. yüzyıl geç Roma dönemine tarihleniyor. Kazı alanı genişledikçe daha erken dönemlerin mezarları da çıkacak. Daha önce bulunan lahit Roma dönemine aitti. 1. derece sit alanına yakın yerlerde yapılan sondajlarda Hellenistik dönem buluntularına da rastlandı. Hellenistik ve Roma dönemi mezarları gelmeye başladığında çok sayıda mezar gömüsü hediyelerin çıkamsı bekleniyor. Nekrapol alanında 58 mezar bulundu.
Ara karar: Korunmalı Kazılarda çıkan buluntular üzerine İstanbul 1 Nolu Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu 11 Ekim 2012 tarihinde “Parsellerde ve kazı alanının tamamında ortaya çıkan yapı ve mezar kalıntılarının korunması için gerekli önlemlerin (koruyucu üst örtü, su drenejı vb) ivedilikle alınması gerektiği” yönünde ara karar aldı. Böylelikle Spradon antik kenti üzerine TOKİ’nin inşaat yapma hayalleri suya düştü. Gözler şimdi yerinde inceleme de yapan 1 No’lu Koruma Kurulu üylerinin vereceği nihai karara çevrildi.
İki güzellik bir arada
Ya üçüde olmasaydı
Mehmet Akif Ersoy'dan
Gezi Parkı
Ne Denilebilir!...
Gezi
Günün Fıkrası
1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.
O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.
Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.
Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...
Avukat 1
Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.
- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...
Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş
- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.
Papaz utana sıkıla mırıldanmış.
- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.
Avukat gülümsemiş.
- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.
Avukat 2
George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:
"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "
Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"
George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.
Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.
"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".
Avukat 3
Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:
“İki kere iki kaç eder?”
Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''
Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş
En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:
''Kaç olmasını istersiniz?''
Avukat 4
Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:
Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.
Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.
Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.
“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''
Avukat 5
Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:
“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”
Avukat açtı ağzını:
“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”
Görevli yerin dibine geçmişti.
Sadece:
“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.
Avukat onun sözünü keserek devam etti:
“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”
Günün Sözü
İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder