22 Ağustos 2012 Çarşamba

Konutçular, 'Buzdolabıyla ev aynı kefeye konmasın' diyor

Konut sektörü temsilcileri, ekim ayından sonra Meclis'e gönderilmesi planlanan Yeni Tüketici Kanunu Tasarısı'na pozitif baksa da yasanın 'her iki tarafın' ortak aklı ile çıkması gerektiğini savunuyor. Konutçular, "Tüketici korunsun ama üretici de ezilmesin. Konutla, buzdolabı aynı kefeye konmasın" diyor
Şenay Büyükköşdere/AKŞAMYeni Tüketici Kanunu Taslağı'nda, pek çok sektörle birlikte konut sektörünü denetim altına alma yolunda da önemli adımlar var. Özellikle sektörü ayakta tutan 'maketten satış' konusuna getireceği düzenlemelerle dikkat çeken taslağa göre tüketiciyi güvence altına almak için inşaat firmalarına "Bina tamamlama sigortası" zorunluluğu getiriliyor. Böylelikle firmalar tamamlanmadan sattıkları konuta dair tüketiciye teminat vermiş olacak. Bu sayede bugüne kadar, yaşanan mağduriyetlerin de önünün kesilmesi hedefleniyor. Taslaktaki bir diğer madde ise 'ön ödemeli konut satışlarında 14 günlük sebepsiz cayma' hakkının getirilmesi. Bunun yanı sıra konut veya tatil amaçlı taşınmazlarda, tüketiciye, teslim tarihine kadar sözleşmeden dönme hakkı tanınıyor. Teslim süresi ise 30 aydan 36 aya çıkarılıyor. Konut sektörü genel olarak, sektörde denetimlerin sıkılaşmasına pozitif baksa da sektör temsilcilerinin yeni Kanun Taslağı'na dair bazı tereddütleri var. Dumankaya İnşaat Yönetim Kurulu Üyesi Ali Dumankaya, yeni kanunla sektörde, birikimin tecrübenin ve finansal yeterliliği olan firmaların ön plana çıkacağını, bunun hem tüketici hem üretici için pozitif olduğunu belirtiyor. Ancak, yeni kanunda 'konut'un dayanıklı tüketim eşyaları ile bir tutulmaması gerektiğinin altını çiziyor. Dumankaya, şöyle devam ediyor: "Teslim süresinin 36 aya çıkarılması sektör için iyi bir gelişme. 'Tüketiciye teminat verme' konusunda ise sigorta sektörüne büyük görev düşüyor. 'Maketten satış' çok doğru bir model. Bu model kullanılmaya devam edilecek. Ancak sigorta şirketi, burada tüketiciyi de üreticiye mağdur etmeden, iki tarafın da haklarını koruyacak modeller geliştirmeli." Ali Dumankaya, ruhsat alınmadan satışa başlanmamasının zaten sektörün gereği olduğunun altını çiziyor. Ve ekliyor; "Ancak inşaat ruhsatı alınıp, satışa başlandıktan sonra bunun geri dönüşü olmamalı. Satış başladıktan sonra alınan yürütmeyi durdurma kararları sektörü olumsuz etkiliyor" dedi.
Yasa Ankara'daki 3 bürokratın kararı ile çıkmasınAĞAOĞLU Şirketler Grubu Başkanı Ali Ağaoğlu, sektörün kurallarla denetim altına alınmasını pozitif bulduğunu belirterek, "Konut pazarında ne yazık ki bugüne kadar ruhsatını bile almadan satışa çıkan firmalarla karşılaştık. Bu firmalar nedeniyle çok sayıda tüketici mağdur oldu. Yeni yasa ile bunların önünün tıkanmasında fayda var. Ancak kaş yapayım derken göz çıkarmamak, sektörün de önünü tıkamamak lazım. İnşaat, onlarca alt sektörü bünyesinde barındıran, olumsuzluklardan hızlı etkilenen bir sektör. Bu nedenle yeni yasa, Ankara'daki 3 bürokratla değil, sektör temsilcilerinin ortak aklı ile konsensus içinde oluşturulmalı. Bunun için biz konutçular olarak ne gerekiyorsa yaparız" dedi.
Kampanyaların önü tıkanmasınDAP Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz, tüketicinin mutlaka korunması, ama bunu yaparken üreticinin de ezilmemesi gerektiği görüşünde. Yılmaz, faizlerin yüksek olduğu, dünyadaki ekonomik krizin etkilerinin Türkiye'ye de yansıdığı bu dönemde ekonominin en önemli lokomotiflerinden olan konut sektörünün önünün tıkanmaması gerektiğine dikkat çekerek, "Tabii ki belli kısıtlamalar olsun. Ancak, sektörün büyük oyuncularının pazarı canlandırmak için yaptığı kampanyaların da önü kapanmasın" şeklinde konuştu.
'Cayma hakkı konusu hassas'ALİ Dumankaya, tüketiciye tanınan '14 günlük sebepsiz cayma' hakkının makul olduğunu belirterek, "Tüketicinin 15 gün içinde hesabını kitabını yapıp, satın almadan vazgeçmesi normal. Ancak, 15 günden sonrası için hakkaniyetli olunması lazım. Sonuçta konutu buzdolabı ile aynı kefeye koyamazsanız. Burada 'keyfi' iptallerin önüne geçmek lazım. Teslimde ufak tefek eksiklikler olması durumunda bunun sonucu hemen iptal olmamalı. Fabrikadan 100 bin tane birden üretilen bulaşık makinesini iade ettiğinde yerine onu ikame edecek bir ürün verilebilir. Ama konut sektöründe bu çok zor. İptal ve iade en son başvurulacak yöntemler olmalı" diye ekledi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var