22 Ağustos 2012 Çarşamba

Kuş cennetiydi, ‘inek cenneti’ oldu!

Bisikletle iki ayda 3 bin kilometreden fazla yol katederek kurutulan göllerine dikkat çeken Suyun İzinde ekibi Kayseri Sultan Sazlığı’nı besleyen üç gölün tamamen kurumuş olduğunu açıkladı. Ramsar Sözleşmesi’nce koruma altında olan sazlıkta inek otlatılması da Türkiye’nin sulak alan politikasını gözler önüne seriyor.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı, başta kurutulan göller olmak üzere bir çok sulak alanda yapılan çalışmalar sonucunda yeniden hayat bulduğunu öne süren açıklamalar yapıyor. Kayseri’de bulunan Sultan Sazlığı. Bakanlık geçtiğimiz yıl “Sultan Sazlığı yeniden kuşların hayat kaynağı oldu” açıklaması yapmıştı. Ancak Sultan Sazlığı’nda yaşananlar bakanlığın açıklamasıyla çelişiyor. Yasak olmasına rağmen alanda otlayan inekler bunun en çarpıcı kanıtlarından biri. Sultan Sazlığı’nda incelemelerde bulunarak yöre halkından bilgi alan Suyun İzinde ekibi, çarpıcı izlenimlerini aktardı.
'Alanı besleyen üç göl tamamen kurutuldu'
Türkiye’de Ramsar Sözleşmesi kapsamında koruma altında olan 13 sulak alandan biri olan Sultan Sazlığı’nda havzalar arası su transferi ile alana su verilmesinin yanlış bir uygulama olduğunu belirten Suyun İzinde ekibinden Orman Mühendisi Fatih Taşkıran, sazlığı kurutan drenaj kanallarının kapatılmadığına dikkat çekerek alanda otlatma baskısı olduğunu ve alanı besleyen Yay, Çöl ve Sobe göllerinin tamamıyla kurutulduğunu belirtti.
Sultan Sazlığı 301 kuş, 428 bitki türüne ev sahipliği yapıyor
1. Derece Doğal Sit Alanı ve tabiatı koruma alanı gibi koruma statüleri bulunan Sultan Sazlığı’nın, aynı zamanda Önemli Doğa Alanı (ÖDA) ve Önemli Kuş Alanı (ÖKA) olarak 301 kuş, 428 de bitki türüne ev sahipliği yaptığı bilgisini veren Taşkıran, tatlı ve tuzlu suyu bir arada bulunduran nadir ekosistemlerden biri olan Sultan Sazlığı’nın, Avrupa ve Asya üzerinden Afrika’ya giden göçmen kuşların göç yollarının kesiştiği bölgede yer aldığını söyledi. Nesli tehlike altında olan türler için üreme, beslenme ve konaklama alanı olan Sultan Sazlığı’nda, 1940 yılında tarım alanı açmak ve sıtma ile mücadele için drenaj kanalları açılarak başlatılan kurutma çalışmalarının 1970’lere kadar devam ettiği bilgisini veren Taşkıran, “1940’lı yıllardan beri alanda açılmış drenaj kanalları yeraltı su seviyesinin düşmesine neden olmasına rağmen bu kanallar hala kapatılmadı. Sazlığı besleyen akarsular üzerine 1967 yılında Akköy, 1978 yılında da Kovalı ve Ağcaşar barajları kurularak bu önemli sulak kaderine terk edildi” diye konuştu.
Koruma için somut adımlar atılmadı
Sulak alanların korunması için uluslararası sözleşmeler, anayasa, kanunlar ve yönetmelikler olmasına rağmen alanları korumak için somut adımlar atılmadığı görüşünü savunan Taşkıran, buna karşın bu alanlarda havzalar arası su transferi gibi yanlış uygulamalarla yetinildiğini ileri sürdü. Hukuki mevzuattaki çelişkiler ve alanın yönetiminde söz sahibi kurumlar arasındaki eşgüdümsüzlüğün alanın aleyhinde kullanıldığını öne süren Taşkıran, “örneğin 1993 yılından önce planlanan Develi Kapalı Havzası Sulaması Projesi ÇED yönetmeliği kapsamı dışında tutuluyor. Sulak alanlarda ve alanların bulunduğu havzalarda uygulanacak politikalarda alanın korunmasına öncelik verilmeli ve alanda yaşayan yöre halkı için alternatif geçim kaynaklarının yaratılması teşvik edilmelidir. Sultan Sazlığı'nın bulunduğu Develi kapalı havzası da doğa turizmi (dağcılık, foto safari, kuş gözlemciliği gibi) ve organik tarım gibi alternatif geçim olanakları için önemli bir potansiyel taşımasına rağmen bölgede sulu tarım ve büyükbaş hayvancılığın teşvik edilmesi alan üzerindeki baskıyı arttırmıştır” dedi.
Taşıma suyla değirmen dönmez
Sultan Sazlığı’na su getirilmesi bahanesiyle Seyhan havzasında yer alan Zamantı Nehri’nden 2009 yılında 11 km’lik bir tünel ile getirilen suyun da büyük bir bölümünün Develi ovasında tarımsal sulama amacıyla kullanıldığına değinen Taşkıran, “taşıma su ile değirmen dönmeyeceği gibi Seyhan havzasından su transfer edilmesi Çukurova’da bulunan ve Ramsar Sözleşmesi'nce korunan Yumurtalık Lagünleri ve Akyatan Gölü’nü de olumsuz etkileyecektir. Karar mercileri ‘sözde’ sulak alanları korumak için bütünleşik havza yaklaşımı yerine havzalar arası su transferi yaparak Anadolu doğasında kalıcı tahribatlara neden olmaktan vazgeçmelidirler” uyarısında bulundu.
Yöre halkı kendi olanaklarıyla rehberlik yapıyor
1986’da yılından beri Ovaçiftlikköy’de turizm işletmeciliği yapan Atalay Atasoy da tamamen kurutulmuş olan sazlığa suyun ve beraberinde kuşların gelmiş olmasının sevindirici olduğunu belirtti. Sultan Sazlığı’nın yaşadığı süreçlere tanıklık eden Atasoy, alanın mevcut doğa turizmi potansiyelinin değerlendirilmediğine dikkat çekti. Kendi olanaklarıyla alana gelen turistlere rehberlik yaptıklarını vurgulayan Atasoy, alanda yıl boyunca 260’dan fazla kuş türünü gözlemenin mümkün olduğunu belirterek Türkiye’deki kuş gözlemcilerini, yaban hayatı fotoğrafçılarını ve doğaseverleri alana davet etti.
Yusuf Yavuz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var