Hayber Gürsoy : Ataşehir'e yabancı akını

17 Nisan 2012 Salı

Ataşehir'e yabancı akını

İstanbul'u uluslararası finans ligine yükseltecek olan İstanbul Finans Merkezi, yabancı yatırımcı akınına uğradı. En büyük talep Körfez'den gelirken, Rus ve Azeri ilgisinde de büyük artış var.
BÜLENT AYTAC YOLDAŞ/SABAH

İstanbul'u uluslararası finans ligine taşıyacak, İstanbul Finans Merkezi, yabancı yatırımcı ilgisini Ataşehir'e çevirdi. Başta Doğu ve Batı Ateşehir'deki projeler olmak üzere bölgedeki ofis, konut, alışveriş merkezi projelerine yatırımcılar akın ediyor. Ofis ve alışveriş merkezlerine daha çok Avrupa merkezli global şirketler ilgi gösterirken, konut tarafında ise ilginin daha çok Ortadoğu ve Körfez ülkelerinden olduğu gözleniyor. Öte yandan özellikle mütekabiliyet engeline takılan Körfez, Ortadoğu ülkeleri, Rusya ve Azerbaycan vatandaşları mütekabiliyet yasasıyla ilgili gelişmeleri de sıkı sıkıya takip ediyor. Bireysel yatırımcıların yanı sıra, kimi uluslararası yatırımcılar da toplu alımlar yaparak, başta Körfez ve Ortadoğulular olmak üzere yabancılara bu konutları satmayı düşüyor.

KİRALAMA TALEBİ DE VAR Bir yandan da ofis ve ticari alanlara ilgi gösteren yabancı bireysel ve kurumsal yatırımcıların bir bölümünün satın alma yerine kiralama yapmayı tercih ettiği de gözleniyor. Bu temel olarak 'Önce kiralama yapalım, sonra satın alalım' anlayışından kaynaklanıyor. Bu süreci önceden öngören Türk yatırımcıların bir bölümü Ataşehir, bölgesine yatırım yapmış durumda. Yabancı ilgisinin, Ataşehir'de gayrimenkul fiyatlarının yanı sıra kiralama rakamlarına da doping etkisi yapacağına kesin gözüyle bakılıyor.

Teknik Yapı Holding Başkanı Nazmi Durbakayım:
Ticari alanlara da ilgi büyükTeknik Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım, Ataşehir bölgesinde sadece satışlarda değil, kiralamalarda da yabancı talebinin yüksek olduğuna dikkat çekti. Durbakayım, "Finans merkezi projesiyle yabancıların bu bölgeye ilgisinin artacağını öngören Türkler, bölgeye önceden yatırım yaptı. Şimdi bu yatırımcı kesim, yabancıları kiracıları olarak görmek istiyor" dedi. Özellikle yabancıların ticari gayrimenkulde kiralama talepleri olacağını vurgulayan Durbakayım, "Önümüzdeki günlerde Deluxia Suites ve Deluxia Palace'de ticari alanları açık artırmayla satışa çıkaracağız" diye konuştu.

Çalık Gayrimenkul Genel Müdürü Feyzullah Yetgin:
Metropol İstanbul'un ofis blokuna talip varFinans merkezinin 24 saat yaşayan bir bölge olmasına katkı sağlayacak Metropol İstanbul projesi ortaklarından Çalık Gayrimenkul'ün Genel Müdürü Feyzullah Yetgin, finans merkezi projesinin gayrimenkule yabancı ilgisinin artmasında önemli bir rol oynadığını kaydetti. Yetgin, "Metropol İstanbul projemiz ofis, AVM ve konut fonksiyonlarını bir arada bulunduruyor. AVM ve ofislerin yanı sıra konutlarda da yabancı ilgisi yüksek. Özellikle Körfez ve Ortadoğu'dan talep var. Projemizdeki ofis blokunun tümünü kiralamak ya da satın almak için yabancılardan talepler geliyor" dedi.

Ağaoğlu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ağaoğlu:
Körfez'den Ayazma'ya 850 konutluk teklif varAli Ağaoğlu, "Yabancıya konut satışındaki sınırlamaları kaldıracak mütekabiliyet yasası bugün çıkacak, yarın çıkacak deniyor. Ancak gecikti. Yabancılar bu yasayı dört gözle bekliyor. Yasayla ilgili gelişmeleri bizden daha iyi takip ediyorlar" dedi. Ağaoğlu, son 3 ay içinde yabancılara 900 konut sattıklarını kaydetti. Ağaoğlu, Körfezli bir kurumsal yatırımcı ile Ayazma'daki My World Europe projesinden 850 konut için görüştüklerini açıklandı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları (Atom)

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.

O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.

Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.

Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...

Avukat 1

Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.

Avukat 2

George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".

Avukat 3

Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''

Avukat 4

Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''

Avukat 5

Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”