22 Nisan 2012 Pazar

Otopark probleminin temelinde imar yatıyor

Bazı belediyelerin, müteahhitlerden alınan otopark bedellerini otopark yapımının dışında kullandıklarının tespit edilmesi, 'otopark yönetmeliği'ni gündeme getirdi.
Bazı belediyelerin, müteahhitlerden alınan otopark bedellerini otopark yapımının dışında kullandıklarının tespit edilmesi, 'otopark yönetmeliği'ni gündeme getirdi.

Otopark sorununun yanlış şehircilik uygulamasından kaynaklandığını belirten uzmanlara göre en temel problem İmar Kanunu. Mevcut İmar Kanunu'nun apartman modelini baz aldığını belirten uzmanlar, uygulamanın büyük ve küçük yapılarda sıkıntı oluşturduğunu belirtiyor.

Bayındırlık ve İskân Bakanlığı'nın belirlediği İmar Kanunu'ndaki otopark yönetmeliğine göre bütün yapı projelerinde otopark gösterme zorunluluğu var. Diğer şartlar ise yerel yönetimler tarafından belirleniyor. İmar Kanunu'nun sadece apartman modelinin baz alınarak oluşturulduğunu söyleyen Zambak Mimarlık Bürosu proje yöneticilerinden mimar Kadir Karakoç, kanundaki açık ve eksikliklerin yerel yönetimlerin suistimaline yol açtığına dikkat çekti. Karakoç, "Düzenlemelerde bütün yapıların apartman olacağı öngörülmüş. Kat yüksekliklerinden tutun da diğer bütün maddeler apartmana yönelik. Son dönemde birçok farklı yapı oluşmasıyla birlikte imar kanunları değişiyor, birtakım maddeler ekleniyor. Ama otopark sorunu da temelde buna dayanıyor." dedi. İmar Kanunu'na göre tek tek yapılan apartmanlar, siteler ve yüksek katlı binalar aynı otopark yönetmeliğine tabi tutuluyor. İnşaat aşamasında parselin durumuna göre ilçe belediyeleri tarafından diğer yükümlülükler belirleniyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin İmar Yönetmeliği'ne göre 400 metrekareden büyük binaların projesinde otopark gösterilmesi mecburi. Gösterilemediği takdirde belediyeden alacağı hizmet karşılığında otopark bedeli ödenerek ruhsat alınıyor. Belirlenen metrekarenin uygulanabilir bir alt sınır olmadığını ifade eden Kadir Karakoç, bina sahiplerinin birçoğunun bu sebepten dolayı bedel ödediğine dikkat çekti. Karakoç, problemin çözümü için küçük parsellerde apartman başına belirlenen otopark mecburiyeti yerine, birbirine yakın apartmanları site olarak değerlendirip buna göre otopark şartı getirilmesini önerdi. Karakoç, "Küçük parsellerde araç asansörü kullanılır. Fakat maliyetten dolayı bina sahipleri buna yanaşmıyor. Onun yerine bedelini ödeyerek otopark ihtiyacını belediyenin yükümlülüğüne bırakıyor." dedi. Büyükşehir Belediyesi'nin Otopark Yönetmeliği'ne göre otopark ihtiyacı parselinde karşılanamayan alanlarda bedelinin yüzde 25'i yapı ruhsatı verilirken nakit olarak tahsil ediliyor. Kalan yüzde 75 ise ilçe belediyesi tarafından parselin otopark ihtiyacı karşılandıktan sonra alınıyor. Bu yönetmelikte, belirli bir otopark tesis edilememesi halinde ise bölge veya genel otoparktan yararlananlardan ayrıca kullanım ücreti alınamayacağı ifadesi var.

İnşaatçılar Derneği Başkanı Nazmi Durbakayım, belediyelerin her binanın kendi parselinde otopark yapma yükümlülüğü koyduğuna dikkat çekerek, "Çözümü parsel bazında düşünmemek gerek. Küçük parsellerin altı birleştirilerek birkaç binaya ait, yer altı otoparkı yapılmasına imkân tanınmalı." dedi. Belli bir dönemde ilçe belediyelerinin sınırlı otopark yaptırmaya izin verdiklerine işaret eden Durbakayım, "Otopark olarak gösterilen yerlerin farklı amaçlarla kullanılacağını düşünerek böyle bir uygulamaya gittiler. Bu karar ilçe belediyelerine bırakılmamalı." değerlendirmesini yaptı. İstanbul Gedikpaşa Kentsel Dönüşüm Projesi'nin mimarı Gökhan Avcıoğlu ise gökdelenlerin yoğunlukta olduğu ve otopark sorununun en çok yaşandığı bölgelere dikkat çekti.

Gelişmiş ülkelerde imar kanunlarında yapı türlerinin özel şartlarını içeren maddeler olduğuna dikkat çeken Avcıoğlu, "New York, Chicago gibi örneklerde gökdelenin etrafı ve alt katları kamuya aittir. Altlarından metroya geçilebilir." dedi. Avcıoğlu, bu uygulamada otopark sorununun da çözüldüğünü söyledi. Türkiye'de ise bahçe duvarlı gökdelenlerin olduğunu vurgulayan Avcıoğlu, "Bizdeki gökdelenlerde yüksek duvarların arasında bekçi kulübeleri var. Etrafta yaklaşamadığınız gökdelenler var. Gökdelen yapılarının çıkış mantığına aykırı." şeklinde konuştu.
 
Zaman

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var