28 Nisan 2012 Cumartesi

Bakan Bayraktar'dan Rant İddialarına Sert Cevap

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Afet Dönüşüm Yasası'na ilişkin olarak '' Rant düşüncesini düşünmek kefen soyuculuktur'' dedi.

Bayraktar, Kayseri Büyükşehir Belediyesi'ni ziyaretinde yaptığı konuşmada, devlet olarak, merkezi hükümet olarak, bakanlık olarak belediyelere her zaman yardımcı olduklarını belirtti.

Yatırımcıların, sanayicilerin, işadamlarının yatırımlarını kolaylaştırmak için bir dizi tedbirler aldıklarını ifade eden Bayraktar, şöyle devam etti:

 ''Belediye mevzuatında, imar mevzuatında, ruhsat mevzuatında bir takım kolaylıklar getiriyoruz. Bunlar belediyeleri de insanımızı da rahatlatacak. İnsanımız daha kolay ruhsat alabilecek, daha kolay iskan iznini alabilecek, daha kolay sanayi tesisi açabilecek. ÇED izinlerinde de elektronik ortama geçiyoruz, bir takım kolaylaştırmalara gidiyoruz. Ruhsatlarda evrakı azaltarak belediyelerin elini rahatlattık. Artık, devlet kapısı bir kafeterya gibi, bir dinlenme yeri gibi, gittiğin zaman güler yüzle işinin daha çabuk, daha kolay yapılacağı yerlerdir. Belediyeler bunların biraz daha önündedir. Çünkü, halkın içinden gelen yerel yöneticilerle idare edildiği için siyasi sorumlulukları fazla. Bu bakımdan adımlar atmaya devam ediyoruz.''

Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki de belediyelerin İçişleri Bakanlığı'ndan alınarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na bağlanmasının daha yararlı olacağına inandıklarını söyledi.

-Afet Dönüşüm Yasası-

Daha sonra partisinin İl Teşkilatı'nı ziyaret eden Bayraktar, AK Parti'nin dünyada görülmeyecek şekilde 3 genel seçim, 2 yerel seçim ve 2 referandumdan halkın büyük teveccühü ile birinci çıktığını söyledi.

 Bayraktar, şunları anlattı:

''Niye bunu Kayseri'de söylüyorum? Kayseri bu işin amiral gemisidir. Bu partinin kurucusu, ilk başbakanımız, şimdiki cumhurbaşkanımız Kayseri'nin evladıdır, medarı iftiharımızdır. Dünyaya beyefendiliğiyle, duruşuyla, vizyonuyla, idareciliğiyle örnek olan bir insandır. Buranın evladıdır, buradaki partililerin kardeşidir, Türkiye'nin kardeşidir. Bu bakımdan Kayseri önemli. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da amiral gemisini yürütecektir. Böyle büyük bir şehirde yüzde 65 oy almak her babayiğidin karı değil. Biz Kayserililer'i yürekten seviyoruz.''

Bayraktar, bir gazetecinin ''muhalefetten Afet Dönüşüm Yasası'nın, rant yasası olduğu yönünde eleştiri var. Bu konuda neler söyleyeceksiniz'' diye sorması üzerine, bu iki kelimenin yan yana hiç yakışmadığını belirtti.

Afet Dönüşüm Yasası'nın Kentsel Dönüşüm Yasası içinde daha belirgin, daha güçlü bir yasa olduğunu vurgulayan Bayraktar, şunları söyledi:

''Can ve mal emniyeti öne çıkaran, depremlerde afetlerde, yangında, selde, heyelanda canlar yok olmasın, kaybolmasın diye hazırlanan, insanların can güvenliğini esas alan bir yasadır. Can güvenliğini esas alan bir yasayı kullanarak, rant düşüncesini devlet kademesinde olsun, siyasi kademede olsun, nerede olursa olsun düşünmek kefen soyuculuktur. Bunu da yan yana koymak çok büyük haksızlıktır. Dolayısıyla devlet böyle bir şey yapmaz. Devlet böyle bir şey yaparsa bu irtikaptır, suçtur. Böyle birşey olamaz bunu söyleyenlere 'Hadi ordan sen de' demek lazım. Çünkü, Türkiye gelişiyor, kalkınıyor. Türkiye'nin çok şerefli bir kalkınması var.

Türkiye'nin dünyaya verdiği fotoğraf, müthiş bir fotoğraftır. Ufak tefek meselelere takılmak bizim işimiz değil. Dünyanın neresine giderseniz gidin artık Türkiye'den geliyorum deyince şöyle bir bakıyorlar. Evvelden öyle değildi. Şimdi bizim başımız dik, alnımız açık. Dünyanın her tarafında dolaşıyoruz. Çocuklarımız için çok daha iyi olacak, bunun mücadelesini veriyoruz. Biz yarını hesabını yapmıyoruz. İlk hedefimiz 2023'tür. Bu bakımdan şehirlerimizi geliştirmek durumundayız. Şehirlerimizi düzenlemek durumundayız, kaçak yapılardan, gecekondulardan arındırmak zorundayız. Bunun için mücadele ediyoruz, edeceğiz, gece gündüz çalışıyoruz, çalışacağız. Elimizi, başımızı taşın altına koyduk. Biz dua ediyoruz, dua bekliyoruz. Siyasi mülahazalarla veya başka mülahazalarla söylenen bu ifadeler haksızlıktır.''

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var