13 Nisan 2012 Cuma

Türkiye'de Hangi Yapılar Deprem Yönetmeliği Dışında?

Yüksekliği 60 metre ve üzerinde olan gökdelenler, Türkiye'de uygulanan Deprem Yönetmeliği'nin kapsamı dışında.

Milliyet
Çünkü en son 2007'de değiştirilen yönetmelik, 60 metreye kadar olan yapıların deprem dayanıklığına ilişkin düzenlemeler içeriyor. Özellikle son 10 yılda sayıları hızla artan, yükseklikleri 300 metreyi zorlayan gökdelenler için yasal bir standartın olmaması büyük risk yaratıyor. 60 metreden yüksek binalar için yıllardır üzerinde çalışılan taslak yönetmelik de bir türlü çıkmıyor.
CHP İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, 60 metre ve üzeri yükseklikteki binaların hangi fen ve teknik kurallara göre yapıldığı konusunda soru işaretleri olduğunu vurgulayarak depremi tartışırken bu konunun hiç gündeme getirilmemesini eleştirdi.

Özellikle 1999 depreminden sonra bir çok kez gündeme getirilmesine karşın yüksek betonarme binalar için bir yönetmelik çıkarılamadığının altını çizen Eyidoğan "2007
Deprem Yönetmeliği'ndeki depreme dayanıklılık tasarımı kurallarının 60 metre ve daha yüksek binalar için yeniden düzenlenmesi ve özel tasarım kurallarının oluşturulması şart" dedi.

Eyidoğan, 2007 Deprem Yönetmeliği'nde öngörülen C50 normundaki beton üst sınırının değiştirilerek, yüksek binalar için daha yüksek dayanımlı beton kullanımına imkan sağlanmasını istedi. Artık C60, C70, C80 gibi yüksek beton dayanımlı betonların imal edilebilirliğinin tartışılması ve yönetmeliklerinin en kısa zamanda çıkarılması gerektiğini belirten Eyidoğan "Bu tür binalarda yüksek dayanımlı beton çeliğinin de kullanılması sağlanmalı" dedi.

Eyidoğan, bu yüksek binaların statik ve dinamik hesaplarında profesyonel mühendislik hizmetinin de denetlenmesinin önemine işaret etti. Eyidoğan, konuyla ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanı
Erdoğan Bayraktar'ın yanıtlaması istemi ile soru önergesi verdi.
5 yıllık taslak

İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe de bu tür yüksek yapılar için 5-6 yıldır üzerinde çalışılan taslak bir yönetmelik olduğunu ancak bugüne kadar çıkarılamadığını kaydetti. Bu süreçte yüksek yapıların sayısının hızla artmaya devam ettiğini vurgulayan Gökçe "Hem yönetmeliklerinin olmaması hem de nasıl yapıldıklarının yeterli ölçüde bilinmemesi nedeniyle bu binalar depremde sınanacaklar. Nasıl bir refleks göstereceklerini depremde göreceğiz" diye konuştu.

Eskiden yüksek yapıların mühendislik yapıları olarak düşünüldüğünü kaliteli işler yapıldığını dile getiren Gökçe "20 kata kadar olan bu yapılar çok iyi mühendislik hizmeti aldı. Ama özellikle 1995 sonrası yapılan 20 katın üzerindeki yapılar bu kategoride değil" dedi.

İstanbul'un gökdelenleri

Levent ve
Maslak'ta tek tük yükselmeye başlayan gökdelenler ilerleyen yıllarda Ataşehir, Esenyurt, Beylikdüzü, Kayabaşı, Fulya, Şişli, Mecidiyeköy, Esentepe, Kozyatağı ve Esenler'de hızla çoğaldı. İstanbul'da 35 metreden yüksek 2 bin civarında bina bulunuyor. 60 metre yani 20 kat ve üzeri gökdelenler de adeta birbiriyle yarışmaya başladı. Artık gökdelenlerin boyları yüzlerce metreye dayandı. Levent'teki Sapphire 261, İş Kuleleri 181, Tekstilkent Plazalar 168, Akbank Tower 168, Şişli Plaza 165, Süzer Plaza 153, Garanti Genel Müdürlük Binası 143, Sabancı Center 141, Elit Residence 140, Beybi Giz Plaza 136, Metro City 131, Kaya Ramada Plaza 130, Tekfen Tower 118, Kanyon 112, Maya Center 100 metre uzunluğunda. 240 metrelik Diamond of İstanbul inşaatı sürüyor, Kazak inşaat firması Landmark da Levent'te 250 metrelik iki kule dikmeyi planlıyor. Anadolu Yakası'nda ise yükseliği 100 metreyi geçen bir çok bina yükseliyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var