30 Nisan 2012 Pazartesi

Marmaray, 2 Kıtayı 2013'te Bağlayacak

Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, ''150 yıl gerçekleşmesini beklediğimiz rüyamızın hayata geçmesi için önümüzde sadece 18 ay kaldı. Cumhuriyetimizin 90. yılında 29 Ekim 2013'te çifte bayram yapacağız. Cumhuriyetimizin kuruluş yıl dönümünde büyük rüyamız Marmaray'ın da açılışını yapacağız'' dedi.


''Marmaray'a olan sevdamız, 1860 yılında Sultan Abdülmecit'in mühendis Preault'ya, proje hazırlatmasıyla başlamıştı'' diyen Yıldırım, Mühendis Preault'ın, Sarayburnu ile Üsküdar arasında, ayaklar üstünde tasarladığı batık tünelin, arabalar için değil yayalar için olacağını, ancak o günün teknolojisiyle bu tünelin gerçekleşmesinin mümkün olmadığını anlattı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla bu projeyi çağın gereklerine uygun olarak yeniden tasarladıklarını ifade eden Yıldırım, ''Bu yol yaya yolu olmayacak, demiryolu olacak dedik. Adını da Marmaray koyduk. Bu projeyi dünyanın en saygın projelerinden biri haline getirdik ve 9 Mayıs 2004 tarihinde projenin temelini attık'' dedi.

Kazı sırasında ortaya çıkan arkeolojik buluntular nedeniyle çalışma takvimini 2013 yılı sonuna uzatmak durumunda kaldıklarını belirten Yıldırım, her iki yönden çalışmalara devam ederek sonunda projenin tüp tünel kısmında son aşamaya geldiklerini anlattı:

''Arılıkçeşme-Kazlıçeşme bölümünün ilk ray kaynağını attık. 150 yıl gerçekleşmesini beklediğimiz rüyamızın hayata geçmesi için önümüzde sadece 18 ay kaldı. Cumhuriyetimizin 90. yılında 29 Ekim 2013'te çifte bayram yapacağız. Cumhuriyetimizin kuruluş yıldönümünde büyük rüyamız Marmaray'ın da açılışını yapacağız.

Ancak şunu unutmamak gerekir. Marmaray Projesi'ni sadece İstanbul'un iki yakasını birleştirmek için yapmadık. Marmaray'ı dünyayı birleştirmek, dünyanın iki yakasını birbirine bağlamak için yaptık. Çünkü Marmaray, Demir İpekyolu Projesinin sadece bir ayağı. Marmaray'ın diğer ayakları olan Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Projesi, İstanbul-Ankara Yüksek Hızlı Tren Projesi ve Ankara-Sivas Hızlı Tren Projelerini de yavaş yavaş tamamlıyoruz. Bu anlamda Marmaray, sadece Bakanlığımızın değil, sadece hükümetimizin değil, milletimizin bir projesidir. Pekin'den Londra'ya uzanan güzergahta bulunan ülkelerin projesidir. Dünyanın üzerinde titrediği bir projedir. Adım adım sona yaklaşıyoruz.''

PROJENİN TARİHÇESİ
İstanbul Boğazı'nın altından geçecek bir demiryolu tüneli ile ilgili düşünce, ilk olarak 1860 yılında ortaya atıldı. Tünel, deniz dibi üzerine inşa edilen sütunların üzerine yerleştirilen tünel olarak planlandı.

Bu tür fikirler ve düşünceler, izleyen 20-30 yıllık dönem içerisinde daha ileri düzeyde değerlendirildi ve 1902 yılında benzer bir tasarım geliştirildi. Bu tasarımda İstanbul Boğazı'nın altından geçen bir demiryolu tüneli öngörüldü, fakat bu tasarımda, deniz dibi üzerine yerleştirilen bir tünelden bahsedildi. O zamandan bu yana, çok farklı fikir ve düşünceler denendi ve yeni teknolojiler, tasarıma daha çok özgürlük kazandırdı.

İstanbul'da doğu ile batı arasında uzanan ve İstanbul Boğazı'nın altından geçen bir demiryolu toplu ulaşım bağlantısının inşa edilmesine yönelik istek, 1980'li yılların başlarında giderek arttı ve bunun sonucunda 1987'de ilk geniş kapsamlı fizibilite etüdü gerçekleştirilerek, raporlandı. Bu çalışma sonucunda, bugün projede belirlenen güzergah, bir dizi güzergah arasından en iyisi olarak seçildi.

1987 yılında ana hatlarıyla belirlenen proje, izleyen yıllar içerisinde tartışıldı ve yaklaşık 1995'te, daha detaylı etüt ve çalışmaların gerçekleştirilmesine ve 1987'deki yolcu talebi tahminleri dahil olmak üzere fizibilite etütlerin güncellenmesine karar verildi. Bu çalışmalar, 1998 yılında tamamlandı; elde edilen sonuçlar, daha önceden elde edilen sonuçların doğruluğunu göstererek, projenin İstanbul'da çalışan ve yaşayan insanlara birçok avantaj sunacağını ve şehirdeki trafik sıkışıklığıyla ilgili olarak hızla artan sorunları azaltacağını ortaya çıkardı.

1999 yılında Türkiye ve Japon Uluslararası İşbirliği Bankası (JBIC) arasında bir finansman anlaşması imzalandı. Bu kredi anlaşması, projenin İstanbul Boğaz Geçişi bölümü için öngörülen finansmanın temelini oluşturdu.

Bu kredi anlaşması, rekabete dayanan ihale yöntemiyle seçilecek olan bir uluslararası müşavirler grubunun teminini de kapsıyor. Seçilen müşavir olan Avrasyaconsult, Mart 2002'de proje için İhale Dokümanlarını hazırladı. İhaleler, uluslararası ve ulusal yüklenicilere ve/veya ortak girişimlere açık olarak gerçekleştirildi.

İNŞAAT 2004'TE BAŞLADI
2002 yılında boğaz tüp geçişi ve yaklaşım tünelleri ile 4 istasyon inşaatını kapsayan sözleşme BC1 Demiryolu Boğaz Tüp Geçişi İnşaatı, Tüneller ve İstasyonlar işi ihale edildi, ihaleyi alan ortak girişim ile Mayıs 2004'te sözleşme imzalanarak Ağustos 2004'te işe başlanıldı. Bu sözleşme için 2006 yılında JICA ile ikinci bir kredi anlaşması imzalandı.

Ayrıca, projenin önemli bölümlerinin finansman anlaşmalarının düzenlenebilmesi amacıyla, Avrupa Yatırım Bankası (AYB) ile 2004 ve 2006 yıllarında Banliyö Demiryolu Sistemlerinin (CR1) finansmanı için 2006 yılında ise Demiryolu Araçları İmali (CR2) finansmanı için kredi anlaşmaları imzalandı. Avrupa Konseyi Kalkınma Bankası (CEB) ile de 2008 yılında CR1 sözleşmesinin finansmanı için, 2010 yılında ise CR2 sözleşmesinin finansmanı için kredi anlaşmaları imzalandı.

Sözleşme CR1 Banliyö Hatlarının İyileştirilmesi ve Elektro-Mekanik Sistemler işi 2006'da ihale edildi (Önyeterlilik ilahesi 2004) ihaleyi alan ortak girişim ile Mart 2007'de sözleşme imzalanarak Haziran 2007'de işe başlanıldı, Temmuz 2010'da fesh edildi. Fesih süreci ve yüklenicinin başvurusu üzerine başlayan ICC Tahkim süreci devam ediyor.

Sözkonusu işin Sözleşme CR3 adı altında yeniden ihale süreci, Temmuz 2010'da Uluslararası İhale ilanının yayınlanması ile başlamış olup Ocak 2011'de teknik tekliflere açıldı. Sözleşme CR2 Demiryolu Araçları Temini işi 2008 yılında ihale edildi (Önyeterlilik ilahesi 2007) ihaleyi alan ortak girişim ile Kasım 2008'de sözleşme imzalanarak Aralık 2008'de işe başlanıldı.
Milliyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var