Hazırlayan:
Hayber Gürsoy
12 Nisan 2012
Muhteşem bir 'Gecekondu': Sarıcazade Abdullah – Osmanbey Apartmanı.
Cumhuriyet Caddesi’nden Elmadağ Caddesi’ne inilince biraz ileride sağ tarafta heybetli bir bina görürsünüz. Avlusunda bir ıhlamur ağacı vardır. Her gelip geçişimde bu binayı merak etmiş, hep hayranlık ve merak içinde bakmışımdır. Ama bu sefer bu merakımı gidermek için araştırmaya karar verdim.
Ortaçağ derebeylerinin şatolarını andıran bir heybete sahip. Bugün bile bu caddeden geçerken bile olanca azameti, heybeti ile dikkati çeken yapı kim bilir yapıldığı tarihte kendisinden başka yanında bir binanın bile olmadığı bu ıssız mekanlarda kendisinden ne kadar çok söz ettirmiştir.
Arif Paşa’yı bu kadar büyüklükte bir bina yapmaya zorlayan nedeni anlamaya çalışıyorum ama nafile!... Kendisi Osmanlı Sarayı’nda bir doktor olan birinin bu hacimdeki bir yere ne kadar ihtiyacı vardı? Yoksa büyüklük ve güç gösterisi midir,bilemiyorum?
|
Sarıcazade Abdullah – Osman bey Apartmanı. |
|
Arkadaki bina Sarıcazade Abdullah-Osmanbey Binası |
800 m2 üzerine kurulu devasa bir yapı; Cenova mimari tarzında. Kirada olan 36 daire ve dükkanı, orta avlusu, arka tarafında atların bulunduğu ahırları var. Sağ bloktaki asansörü ile diğer bloklara bu cümle kapısından girip asansöre binerek en üst katlardan geçiş yapılıyor.
Arif Paşa bu binadan dört tane yaptırmış. Moda,Florya,Karaköy ve Elmadağ…Arif Paşa’nın iki kızının da Moda’daki konakta oturdukları söyleniyor.
|
Arif Osmanbey Apartmanın Arkası |
Seramik sanatçısı Fureya Koral 1973 – 1997 yılları arasında burada yaşadığı biliniyor. Pınar Kür’ün hala burada yaşadığı söyleniyor.
Sarıcazade Abdullah – Osman Bey Apartmanı 1894 yılında Dr. Arif Paşa’nın emriyle adı Papa olan bir İtalyan mimar tarafından yapılmış. Cenova mimarisi tarzında ortada bir avlu ve onu çevreleyen bloklardan oluşan apartmanın İstanbul’da tek bir eşi var o da Galatasaray’daki Doğan apartmanı. 32 daire, yedi kat, üç blok, dört giriş avlu ve avludaki dükkanlardan oluşan 800 m2 yayılmış kocaman bir şato.
Dönemin gelenekçi ve İslamcı ulema aile tipiyle karşı saflarda yer alan, yenilikçi ve Batılı tercihleriyle değişen aile yapısının tipik bir örneği olan Sarıca Ailesi, Tanzimat ailesinin karakteristik özelliklerini taşır. Özellikle Levantenler ve Rum asıllı Osmanlılarla yakın ilişki içinde olan aile, her dönemde Batı kültürüne olan ilgi ve yakınlığını sürdürür. Geleneksel bir arada yaşam biçimine bağlı olan Sarıca Ailesi’ nin bu yaşam biçimini bir ölçüde aştığı söylenebilir. Zira Ragıp Paşa ve Arif Paşa aileleri ayrı evlerde yaşamışlardı. Ancak yakın yerleri tercih etmeleri ve Ragıp Paşa’ nın kızı için kendi köşkü ile aynı arazide olan bir köşk yaptırması ailenin ‘geleneksel bir arada yaşam biçimine’ bağlılığının ifadesidir.
Moda,Sarıca Arif Paşa Konağı alır ya da Sarıcazade Arif Paşa Köşkü, Kadıköy’de Moda Caddesi üzerinde yer Neoklasik üsluptaki yapı, Mimar C.P.Pappa(1868-1931) tarafından 1903 yılında inşaa edilmiştir. Ecole des Beaux Arts diplomalı Osmanlı tebasına bağlı Ortodoks Rum Cemaati’ nden olan Pappa, Moda’ da Fazıl Paşa Sokağı’ nın köşesinde oturmuş ve birçok eserini bu semtte gerçekleştirmiştir. Bu bilgiden yola çıkılarak yapılan araştırmada, mezarının, Hasanpaşa’ daki Kadıköy Rum Ortodoks Mezarlığı’ nda bulunduğu saptanmıştır. Pappa Ailesi’ ne ait olan mezartaşı üzerindeki bilgilere göre Pappa 1868-1931 yılları arasında yaşamıştır. Babası Yorgo Pappa (1833-1898), annesi ise Eleni Pappa (1844-1898)’ dır. Aile mezarlığındaki dördüncü kişi olan Anti Pappa, (1870-1883) mimar Pappa’ nın kız kardeşi olmalıdır. Mezar taşının biçimlenişi ve Pappa isminin mezar taşına en son, biraz da sıkışarak eklenmiş olması, aile mezarlığının Pappa tarafından tasarlanmış olabileceğini göstermektedir.
Sarıcazadelerolarak da anılan Sarıca ailesi, Eğriboz Adası’ ndan göç ederek İstanbul’ a yerleşmiş olan asker kökenli bir ailedir. Yaptırdıkları köşk, apartman ve pasajlarla İstanbul konut mimarisine katkıda bulunan Sarıca ailesi, Moda’ya ilk yerleşen Türk ailelerinden biridir. O zamanlar Sarıcalar diye bahsedilenler, II. Abdülhamit döneminde sarayda mabeynci olan Ragıp Paşa ve Yıldız Sarayı’nın doktoru olan kardeşi Arif Paşa’dır.
Arif Paşa Konağı,rum asıllı mimar Constantin P. Pappa’nın bilinen ilk büyük ölçekli yapısıdır. Moda Caddesi üzerinde geniş bir bahçe içinde bulunan köşk, çağdaşı olan yapılar arasında farklı bir yere sahiptir
Mimar Pappa, konağın sahibi Arif Paşa, kullanıcıları Sarıca Ailesi ve hizmetlilerin konak içi trafiğinine uygun bir plan tasarlamıştır. Arif Paşa, zemin katta cadde cephesinden girişi olan bölümde yaşamıştır.Bahçe içindeki saçaklı ikinci kapıdan ulaşılan diğer katlar ise ailenin diğer fertleri tarafından kullanılmıştır.
İstanbul’un kurtuluşundan sonra.köşk tekrar sahiplerine geçmiştir Halen Sarıca ailesinin mülkiyetinde olan konakta bugün,.Arif Paşa’nın torunu olan dünyaca ünlü piyanistimiz Ayşegül Sarıca ikamet etmektedir. Hatta yapı günümüzde Ayşegül Sarıca Köşkü olarak anılmaktadır
Yol çalışmaları sırasında yapılan müdahaleler ve cephesindeki doğal eskimeler dışında, günümüze kadar korunarak gelen Sarıca Arif Paşa Konağı, Moda’nın önemli tarihi yapılarından biridir.
Söylentiye göre doktor Arif Paşa komutanından Elmdağ’da yapacağı bir gecekondu için 3-5 asker ister. Komutan da Arif Paşayı kırmayarak isteğini yerine getirir. Bunun üzerine Arif Paşa ‘gecekondu’ yapımına başlar. Ama işler uzun sürünce komutan merak eder.
Arif Paşa’yı komutan çağırır.
-Bu nasıl bir gecekondu bu kadar uzun sürdü. Şuna bir gidip bakalım,der. Birlikte Elmadağ’a çıkıp gelirler. Komutan binanın görkemi karşısında şaşkına döner.
-Senin gecekondun bu ise binan nasıl olur,kimbilir!!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder