30 Nisan 2012 Pazartesi

Petrol fiyatlarıyla ilgili önemli iddia

İran Ulusal Petrol Şirketi Başkanı Muhsin Kamsari, petrol fiyatlarını yurtiçinde yeni yöntemlerle petrol çıkartan ABD’li şirketlerin yükselttiğini söyledi. Kamsari, yeni tekniklerin ekonomik olarak uygulanabilir olması için petrolün varil fiyatını 90 doların üzerinde tutulması gerektiğini vurguladı.
Son aylarda hızlanan petrol fiyatları artışıyla ilgili tartışmalar sürüyor. Ham petrolün varil fiyatındaki 1 dolarlık artış, petrol ithal eden ülkeler için milyonlarca dolarlık ek yük anlamına geliyor. Bu ek maliyet de çoğu zaman vergiler ve tekellerin ürünlerinin fiyatlarına yaptıkları zamlar yoluyla tüketicilerin sırtına bindiriliyor.
Petrol fiyatlarının son aylarda yeniden 100 dolar seviyesini aşmasının arkasındaki faktörlerden bir tanesinin İran’la tırmanan siyasi gerilim ve bu ülkeye konulan petrol ve doğalgaz ambargosu olduğu sıkça tekrar ediliyor. Geçtiğimiz hafta konuyla ilgili bir açıklama yapan İran Ulusal Petrol Şirketi Başkanı Muhsin Kamsari, İran’ın AB’nin ilan ettiği petrol ambargosuna karşılık ucuz petrol satacağını duyurdu. Kamsari’nin petrol fiyatlarındaki artışla ilgili söyledikleri ise özellikle dikkat çekiciydi.
İran Ulusal Petrol Şirketi Başkanı, petrol fiyatlarını özellikle konvansiyonel olmayan, yeni ve daha pahalı tekniklerle petrol çıkartan ABD’li tekellerin yükselttiğini ifade etti. Kamsari, bu yöntemlerin ekonomik açıdan uygulanabilir olması için ham petrolün varil fiyatının 90 doların üzerinde olması gerektiğine işaret etti.
“Konvansiyonel olmayan üretim” ne demek?
Konvansiyonel petrol üretimi çok kabaca ifade edilirse, yere kazma vurunca fışkıran petrol tablosuyla simgelenebilir. Ama dünyada çok uzun bir süredir neredeyse hiçbir yerde kara üzerinde bu türden yeni büyük yataklar bulunamıyor. Bu nedenle de giderek kıyıda-açık denizde-derin denizde petrol çıkarma gibi zor ve pahalı üretimler yaygınlaşıyor. Fakat bunlar da konvansiyonel yöntemler arasında değerlendiriliyor.
Daha zor ve pahalı olan teknikse, “katranlı kum” gibi katran birikimlerinden, kömürden, vb petrol üretmek. Bu konvansiyonel olmayan yöntemler, ancak petrol fiyatları son on küsur senede iyice yükseldikten sonra gündeme geldi. Bu teknikler daha önce ekonomik olarak uygulanabilir değillerdi.
ABD enerjide dışa bağımlılığını azaltmak istiyor
Amerika Birleşik Devletleri 1970’lerin başına kadar dünyanın en büyük petrol üreticilerinden bir tanesiydi. Ancak ABD’nin yurtiçinde çıkarttığı petrol miktarı yetmişlerin ortasından itibaren azalmaya başladı ve 2000’lerin ortasında 1940’lardaki düzeyine kadar geriledi. 1950’de dünya petrol üretimin yarısından fazlasını gerçekleştiren ABD, 2005’te toplam petrol üretiminin ancak yüzde 8’ini gerçekleştiriyor, ithal ettiği petrol miktarı yurtiçi üretiminin iki katını aşıyordu.
Seksenlerin ikinci yarısında Alaska’daki Purdhoe Körfezi’nde bulunan büyük petrol yataklarının üretime girmesi yeniden yurtiçi üretimi artırsa da, 2005 yılında Purdhoe Körfezi’nde bulunan rezervlerin de yüzde 75’i tükenmiş bulunuyordu.
Ancak yakın bir geçmişte geliştirilen “hidrolik kırılma” (fracking) teknojisinin ABD’nin ülke içinde petrol üretiminde yeni bir perde açabileceği iddia ediliyor. ABD’li firmalar, bu teknolojiyle “sıkı petrol” ya da “şist” denilen petrolü çıkartmaya başladı. Sıkı petrol, katı halde kayaların içinde sıkışık halde bulunuyor. Hidrolik kırma tekniğiyle petrolün bulunduğu katmanda, yatay bir kuyu açılıyor ve kaya katmanı çok yüksek basınçlı suyla kırma işlemi gerçekleştiriliyor.
Bu teknoloji sayesinde ABD’nin önümüzdeki 20 yıl içerisinde enerji alanında dışa bağımlılığının ortadan kalkabileceği iddia ediliyor. Petrol üretiminin son sekiz yılın en yüksek düzeyine ulaştığı, aynı teknikle çıkarılan doğalgazın ise önümüzdeki on yıl içinde ihraç edilebilecek miktarlara ulaşacağı söyleniyor. ABD Enerji Bakanlığı verilerine göre 2011’in ilk 10 ayında ülkenin petrol talebinin yüzde 81’inin iç kaynaklardan karşılandığı belirtiliyor. Kuşkusuz bunda devam eden bunalımın da etkisi bulunuyor. Ancak yine de bu 1992’den beri ulaşılan en yüksek oran.
Çevreyi tahrip ediyor, depreme neden oluyor ama umursayan yok
Hidrolik kırma teknolojisinin çevreye verdiği zararların ise büyük olduğu yönünde bilimsel çalışmalar bulunuyor. Örneğin kırma teknolojisinin küçük çaplı depremleri tetiklediği tespit edilmiş. ABD Jeolojik Araştırma Kurumu’nun bulgularına göre 2001’den bu yana ülkenin orta kesiminde gerçekleşen depremlerde muazzam bir artış var. Bu bölge aynı zamanda hidrolik kırma teknolojisiyle petrol çıkarımının en fazla yapıldığı yer. Kurum, iki veri arasında kesin bir ilişki bulunduğunu söylüyor. Depremlere kayaların kırılmasının değil, kırma işlemi için kullanılan suyun tahliyesinin sebep olduğu ifade ediliyor.
İngiltere’de de bir adanın kuzeybatısında fay hattının yakınında gerçekleştirilen aynı teknolojiyle petrol ve gaz çıkarma faaliyetlerinin depremleri tetiklediği tespit edilmiş.
Ayrıca çevre örgütleri hidrolik kırma işlemiyle petrol ve doğalgaz çıkarılmasının su kaynaklarını kirlettiğini de belirtiyorlar. Ancak petrol fiyatlarının ve teknolojinin ulaştığı düzey sayesinde büyük kârlar elde eden şirketler bu verileri umursamıyor.
Şu anda ABD’de en fazla “sıkı petrol” Kuzey Dakota’da bulunan Bakken’den çıkartılıyor. Yakında Teksas, Utah, Ohio, Saskatchewan ve Alberta’da da “sıkı petrol” çıkartılmaya başlanacağı belirtiliyor. Enerji danışmanlığı şirketi IHS CERA uzmanları on yıl içerisinde “sıkı petrol” kuyularından çıkan petrol miktarının günlük ortalama 3,5 milyon varile ulaşabileceğini, yani ABD’nin bugün OPEC ülkelerinden ithalatının tamamına yakınını karşılayabileceğini iddia ediyor.
Ancak bu iddiaya itiraz eden uzmanlar da var. Fransız petrol mühendisi Jean Laherrere, “sıkı petrol” üreten kuyuların başlangıçtaki üretimlerinin çok hızlı bir şekilde düştüğüne işaret ediyor. Foreing Policy yazarı Steve LeVine da Bakken’de yöneticilik yapan bir kaynağının ağzından kuyuların açılmasından sonraki ilk yıl içinde üretimin yüzde 90 oranında düştüğünü aktarıyor. Bu hesapla günlük üretimi 150 bin varil artırmak için 1200 yeni kuyu açmak gerekiyor. 3,5 milyon varil artış ise muazzam sayıda yeni kuyu açmak, dolayısıyla maliyet anlamına geliyor. LeVine’ın kaynağı bir kuyunun maliyetinin 7 milyon dolar olduğunu söylüyor.
Bu da konuyu yeniden İran Ulusal Petrol Şirketi Başkanı’nın girişte aktardığımız sözlerine getiriyor. Bu teknolojiyle petrol çıkarımının kârlı olabilmesi için ham petrolün varil fiyatının, kimi uzmanlara göre 75 doların, Kamsari'nin aktarımına göre ise 90 doların altına inmemesi gerekiyor. Petrol fiyatlarındaki artışın arka planındaki nedenlerden bir tanesi daha böylece anlaşılmış oluyor.
(soL-Ekonomi)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var