Sayfalar
- Ana Sayfa
- Mortgage
- Konut Kredisi
- Refinansman Nedir?
- Kira Nedir?
- Sigorta
- Faiz Nedir?
- Fıkralar
- Kefillik Nedir?
- Arsa Payı Nedir, Nasıl Hesaplanır?
- Gayrimenkul Satış Vaadi Nedir?
- Tahliye Taahhütnamesi nedir?
- DEĞER ARTIŞ KAZANCI NEDİR?
- DOP (Düzenleme Ortaklık Payı) NEDİR?
- EMLAK-EMLAKÇILIK NEDİR?
- HACİZ YOLU İLE TAKİP NASIL YAPILIR?
- TAPU NEDİR ?
- Emlak Vergisi
- Sözleşme ve Şekil Şartı Nedir?
- ÖRNEK DANIŞMANLIK VE KOMİSYON SÖZLEŞMESİ
- Emlak Terimler Sözlüğü
Hakkımda
17 Nisan 2012 Salı
Konutta yeni moda
Ruhsat alabilen hastane veya sağlık evi yaparak satışlarını artırmayı hedefliyor.
Bugün gazetesinin haberine göre; 2011 yılın son çeyreğinde ve 2012 yılının ilk çeyreğinde istenilen satış grafiğini yakalayamayan inşaat firmaları yeni modeller geliştirerek yüzlerce proje arasından öne çıkmaya çalışıyor. Önceleri içinde havuz olan projeler rahatlıkla satılırken artık tek başına sosyal donatı alıcılar için yeterli bir kriter olmaktan çıktı. Geçen sene akıllı evler ve karma projelerin satış grafiği artarken sadece sosyal donatısı olan evlerin satışlarında aşağı yönlü bir seyir gözlendi. Bu yılın modası ve pazarlamacıların yeni taktiği ise sağlık kompleksleri oldu. Ruhsat alabilen yeni kurdukları şehirlere hastane veya sağlık evini de eklemeye başladı. Evin hemen yanında bulunan sağlık kuruluşlarının satış grafiği üzerinde olumlu etki yaptığını belirten emlak brokerleri bunun bir adım sonrasını ise düşünemediklerini belirtiyor.
İyi sorgulamak gerekiyorAncak uzmanların bir uyarısını da dikkate almak gerekiyor. İçinde hastanesi olacak denilen her projenin içinde hastane olamayacağını aktaran uzmanlar sağlık kuruluşu için Sağlık Bakanlığı'dan ruhsat alınması gerektiğini belirtiyor. Sağlık Bakanlığı'da özellikle birbirine çok yakın yerlerde hastane olmasına izin vermiyor. Bu nedenle hastane yapılacak denilen projelerde mutlaka hastane ruhsatının görülmesi gerekiyor. Aksi taktirde sırf içinde hastane yada sağlık evi bulunuyor diye satın alınan bir evde ileriki dönemde ruhsat alınamaması durumunda hayal kırıklığı yaşanabilir.
Garanti Koza ruhsat bekliyorİçinde hastanesi olan projeler arasında yer alan ve Garanti Koza tarafından Bahçeşehir'de inşa edilen Koza Şehir'de hastane yapacağını duyurdu. Eğer şirket ruhsat alabilirse projenin içine Hastane yapılacak. Hastaneyi İsviçre Hastanesi yönetecek. Ruhsat alır almaz hastane inşaatına başlayacaklarını belirten Garanti Koza Yurtdışı İşler Koordinatörü Coşkun Erginer, ruhsat alana kadar geçen sürede mevcut hastane alanına hiçbir şekilde bina yapılmayacağını ve o alanın yeşil alan olarak kalacağını söyledi.
Kuzu Grup sağlık evi yapacakKuzu Grup'un Bahçeşehir'de inşa ettiği Spradon Vadi evlerinin içinde de sağlık evi inşa edilecek. Site sakinlerine hizmet vermesi amacı ile kurulacak olan "Sağlık Evi"nde görev alacak doktor, ebe, hemşire ve sağlık görevlisi yılın 365 günü hafta içi, hafta sonu, resmi ve bayram tatilleri de dâhil olmak üzere 7 gün 24 saat kesintisiz hizmet sunacak. Sağlık personelinin maaşları site aidatları ile toplanacak.
Evde bakım hizmeti Sağlık Evi'nde her türlü pansuman, küçük cerrahi müdahale, acil yardım uygulamaları, her türlü enjeksiyon, serum takılması, sünnet, yara tedavisi, aşılar, yanık tedavisi, gebelik testi, gebe izlem, bebek ve çocuk izlem, hemoglobin ölçümü, evde hasta bakım hizmetleri, kulak lavajı (yıkama), kulak delme, sondalar, kataterler, tansiyon ölçümü ve şeker ölçümü gibi sağlık hizmetleri verilecek.
Türkiye'de ilk"Sağlık Evi" projesiyle inşaat sektöründe çok farklı bir dünyanın kapılarını açacaklarını belirten Kuzu Grup Yönetim Kurulu Üyesi Özen Kuzu, "Bu proje Türkiye'de ilk ve tek. Amacımız bize güvenen insanların güvenlerini boşa çıkarmamak. "Sağlık Evi" projesi ile bir Spradon Vadi sakini kendini her zaman güvende hissedecek. Biz neden böyle bir projeye imzamızı attık? Çünkü sağlık, günümüz koşullarında ön plana çıkan en önemli konulardan biri. Biz de bu ve benzer projeleri ortaya koymaktan mutluluk duyacağız ve elbette yeni projelerle de ilerlemeye devam edeceğiz" dedi.
İki güzellik bir arada
Ya üçüde olmasaydı
Mehmet Akif Ersoy'dan
Gezi Parkı
Ne Denilebilir!...
Gezi
Günün Fıkrası
1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.
O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.
Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.
Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...
Avukat 1
Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.
- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...
Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş
- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.
Papaz utana sıkıla mırıldanmış.
- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.
Avukat gülümsemiş.
- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.
Avukat 2
George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:
"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "
Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"
George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.
Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.
"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".
Avukat 3
Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:
“İki kere iki kaç eder?”
Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''
Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş
En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:
''Kaç olmasını istersiniz?''
Avukat 4
Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:
Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.
Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.
Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.
“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''
Avukat 5
Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:
“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”
Avukat açtı ağzını:
“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”
Görevli yerin dibine geçmişti.
Sadece:
“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.
Avukat onun sözünü keserek devam etti:
“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”
Günün Sözü
İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder