10 Temmuz 2012 Salı

'1 milim' utanması yok!

SELDE TOKİ KONUTLARI MEZAR OLDU. BAKAN KENDİSİNİ ‘1 MİLİMLİK HATA YOK’ DİYE SAVUNDU
Samsun’daki sel felaketinde hayatını kaybedenlerin sayısı 12’ye yükselirken Bakan Erdoğan Bayraktar kendilerini savunmayı sürdürdü: “TOKİ’nin bir milim suçu yok elhamdülillah!”
Samsun’da TOKİ konutlarındaki ölümlerin ardından eleştirilerin hedefi haline gelen Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, “Onu bunu suçlamak ucuz bir şey, ucuzculuk. TOKİ’nin bir milim suçu yok” dedi.
Bayraktar, Samsun’daki incelemelerin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, meslek odalarının bütün kamuoyunca bilinen raporları hakkında bilgileri olmadığını şu sözlerle iddia etti: “Sanki burada Şehir Plancıları Odası, Mimarlar Odası ve İnşaat Mühendisleri Odası’nın daha evvelden burasının iskan edilmesin uyarısı dile getiriliyor. Böyle bir uyarı kesinlikle yok, resmen ne TOKİ’ye, ne bakanlığa, ne Samsun Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na ne de Canik Belediye Başkanlığı’na böyle bir uyarı yapıldı.”
SELDE ÖLÜ SAYISI 12’YE YÜKSELDİ
Samsun’daki sel felaketinde hayatını kaybedenlerin sayısı 12’ye yükseldi. Temizlik işçileri belediyenin eski çöp depolama alanında 40 yaşlarında bir kadının cesedini buldu.
Samsun’un Canik ilçesinde Yılanlıdere kenarında bulunan cesedin kimliğini tespit edebilmek için çalışmalar sürüyor.
12 kişinin hayatını kaybettiği selin ardından kentte hasar tespit çalışmalarına da başlandı.
TOKİ’nin dere yatağına konut yapmasını, dere yatağının daraltılarak felakete davetiye çıkarıldığını görmezden gelen yetkililer yaptıkları açıklamalarla kendilerini savunmayı sürdürdü: “Yer seçiminde dere yatağı, imar planı ÇED raporu gibi bir sıkıntımız yok.
Samsun’da 11 can kaybı oldu. Arabayı da sel götürdü, TOKİ’nin 2 kapıcı dairesinde can kaybı oldu. Fakat TOKİ’ye yükleniyorlar. TOKİ hem titiz çalışmasıyla hem işini bilimsel yapmasıyla elhamdülillah bugüne kadar mühendislik, denetim bakımından böyle bir afet yaşamadı. Bana göre TOKİ’nin bir milim suçu yok, mühendis olarak söylüyorum.”
BAKANIN İZİNDEN
Samsun Valisi Hüseyin Aksoy ve Canik Belediye Başkanı da Bakan Bayraktar ile aynı tavrı takındı. Yaşanan olayda dereden gelen suyun miktarının öngörülenin çok çok yukarısında, 5 bin yılda bir olabilecek boyutlarda olduğunu iddia eden Vali Aksoy kamunun bir suçunun olmadığını ileri sürdü. Samsun’da selin vurduğu Canik ilçesinin Belediye Başkanı AKP’li Osman Genç, projelerinin arkasında olduğunu söyledi. Eleştiriler üzere basın toplantısı düzenleyen Genç topu Büyükşehir Belediyesi’ne attı: “5216 sayılı Büyükşehir Yasası’nın 7. maddesi uyarınca, su ve kanalizasyonla ilgili hizmetleri yerine getirme Büyükşehir’e aittir. TOKİ alanında altyapı yetersizse bunun sorumlusu Büyükşehir Belediyesi’dir. Uyarılarımıza rağmen işlem yapılmamıştır. Derelerin ıslahı konusu, 2004’te Büyükşehir Belediyesi’ne verilmiştir. Canik Belediyesi’nin yasal yetkisi bulunmamaktadır.”  (evrensel HABER MERKEZİ)

MESLEK ODALARINDAN BAKANA YANIT
Şehir Plancıları Odası Genel başkanı Necati Uyar: Sayın bakanın açıklaması talihsiz bir açıklama. 2008 yılında TMMOB Samsun’da kent sempozyumu düzenlemişti. Samsun Kent Sempozyumu adıyla düzenlenen toplantı kitap haline getirildi ve o kitap TMMOB’nin İnternet sitesinde var. O kitabın 249. sayfasında iki inşaat mühendisi aynen şu uyarıları yapıyor: Mert Irmağı’nın yatağının daraltılması ileride ciddi sorunlara yol açabilir. DSİ tarafından önceki yıllarda yapılan taşkın koruma yapılarına ek olarak Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından ırmak içi düzenlemeleri yapılmış. Denizin ırmak ağzından yaklaşık 2 kilometre kadar içeri girmesi sağlanmış. Ve taşkın koruma duvarlarının ırmak iç tarafında ırmağın iki sahilinde yürüme yolları inşa edilmiştir. Bu düzenlemeler Mert Irmağı’nın kesitini daraltmış olup hatalı müdahalelerdir. Özellikle 100. Yıl Köprüsü ayaklarında olduğu gibi köprü ayaklarının rejimi bozacak fiziki engeller teşkil etmesi ve yapılan gezinti yolu dolgusu ile beş açıklığın üçe inmesi ciddi anlamda problem yaratacak bir potansiyel yaratmaktadır. Bu köprünün hemen yan tarafında sanayi sitesi sol tarafında ise demiryolu ve yerleşim alanları bulunmaktadır. Söz konusu sahalar ve insanlar ciddi bir risk altındadır.” İşte bu bildiri bu kadar net.
BİZZAT BAYRAKTAR İLE GÖRÜŞTÜK
Eyüp Muhcu Mimarlar Odası Başkanı: Erdoğan Bayraktar’ın TOKİ başkanlığı sırasında, 2008 yılı sonunda Mimarlar Odası olarak bizatihi ziyaret edilerek raporları kendisine ilettik ve ve kaygılarımızı dile getirdik. Ancak ne uyarılarımız, ne raporlarımız, ne de yaptığımız bilimsel panellerin ve sempozyumların sonuç bildirgeleri dikkate alınmadı. Üstüne üstlük Bakan olmasının ardından meslek odalarını itibarsızlaştıran ve kamu sorumluluğunu kullanmalarını engelleyecek pek çok açıklama ve uygulamaya da imza atmıştır. Yerleşim kararlarının şehircilik ilkelerine dayanmadığını, kentleri yeni afet riskleriyle karşı karşıya bıraktığını, arsaların sahiplenilmesinden TOKİ’ye devrine, dere yatağının imara açılmasından çevresel hiçbir düzenlemenin yapılmamasına, yapıların tamamen denetim dışında bırakılmasına kadar her noktada kaygılarımızı rapor ettik. Yapılanlar tamamen skandaldır, bu skandaldan dolayı da Bakan Bayraktar ilk elden sorumludur. Burada rant uğruna açıkça, göz göre göre hatalar yapıldığı ortada. Bakan’ın “tek milim hata yoktur” demesi anlaşılamaz. Özür dileyip, istifa etmesi gerekiyor. Hükümet, aynı hataların bir daha yapılmamasının garantisini hem yasal olarak hem de toplumsal olarak sağlamakla yükümlü.

BİNER LİRA DAĞITILACAK
Samsun Valisi Hüseyin Aksoy, kentte yaşanan sel felaketi sonrası çalışmaların sürdüğünü belirterek,  bugün itibariyle konutları zarar gören ailelere biner lira olmak üzere toplam 451 bin liranın dağıtımına başladıklarını söyledi. YEDAŞ da,  selden zarar gören konutlardan  iki aylık elektrik enerji bedelini almamayı kararlaştırdı.
TOKİ EVLERİ SATILIK
Salı akşamı etkili olan sağanak yağışın sele dönüşmesi sonucu 12 kişinin öldüğü Samsun’da vatandaşlar, normal yaşamlarına dönmek için çabalıyor. Birçok ev sahibi evlerini emlakçılara vererek satışa çıkarırken, emlakçılar konutlara satılık tabelaları koydu. TOKİ konutlarına hala elektrik ve doğalgaz verilmezken, su verilmeye başlandı.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var