Sayfalar
- Ana Sayfa
- Mortgage
- Konut Kredisi
- Refinansman Nedir?
- Kira Nedir?
- Sigorta
- Faiz Nedir?
- Fıkralar
- Kefillik Nedir?
- Arsa Payı Nedir, Nasıl Hesaplanır?
- Gayrimenkul Satış Vaadi Nedir?
- Tahliye Taahhütnamesi nedir?
- DEĞER ARTIŞ KAZANCI NEDİR?
- DOP (Düzenleme Ortaklık Payı) NEDİR?
- EMLAK-EMLAKÇILIK NEDİR?
- HACİZ YOLU İLE TAKİP NASIL YAPILIR?
- TAPU NEDİR ?
- Emlak Vergisi
- Sözleşme ve Şekil Şartı Nedir?
- ÖRNEK DANIŞMANLIK VE KOMİSYON SÖZLEŞMESİ
- Emlak Terimler Sözlüğü
Hakkımda
27 Temmuz 2012 Cuma
Elektrikte benzersiz ceza
Sabah (Vatan)
Cezaların özelleştirme gelirine yakın olması şirketleri tedirgin ederken, haksız cezanın düşürülmesi için görüşmeler sürüyor.
Türkiye'de elektrik tüketiminin rekor kırdığı şu günlerde tüketicileri endişelendirecek gelişmeler yaşanıyor. Türkiye Elektrik İletim AŞ (TEİAŞ), 21 dağıtım bölgesine devralmadıkları 2006-2010 yılına ait 'reaktif bedeli' (sisteme geri verilen elektrik) ve 'güç aşımı' (dağıtım şirketinin alacağını bildirdiği elektrikten fazla alım yapması) nedeniyle toplam 5 milyar lira ceza kesti. Bugüne kadar kesilmeyen cezaların Sayıştay raporu üzerine kesildiğin aktaran kaynaklar, "Bu nedenle büyük cezalar söz konusu. Ancak bu rakamların piyasa gerçekleriyle bağdaşmadığının da farkındayız. Bu konuda bir uzlaşı sağlanması için görüşmeler sürüyor" bilgisini verdi. Adının yazılmasını istemeyen bir şirket yöneticisi ise, "Devir işlemleri bütün borç ve alacakları kapsadığı için TEİAŞ'ın özelleştirme öncesi dönemi kapsayan cezaları şirketleri bağlıyor. Devlet, daha önce kamu yönetimindeki şirketlerden tahsil edemediği paraları şimdi özel şirketlerden tahsil etmeye çalışıyor. Adil olmayan bu durumun düzeltilmesi için Bakan Taner Yıldız ile de görüşüldü. Bir çözüm olacağına inanıyoruz" dedi.
Vatan gazetesinden Ufuk Şanlı'nın haberine göre; şirketlere tüketim miktarlarına göre 100 milyon lira ile 1.3 milyar lira arasında değişen cezalar tebliğ edildiği öğrenilirken, kesilen cezaların toplam büyüklüğünün bugüne kadar yapılan elektrik özelleştirmelerine yakın olması tepkileri de beraberinde getirdi. Ankara Başkent Elektrik A.Ş ve İstanbul'a 1.3 milyar liraya yakın fatura çıktığı belirtilirken, şoku atlatmaya çalışan şirketlerin Enerji Bakanlığı, EPDK ve TEİAŞ arasında mekik dokuyarak cezaların kaldırılması için kulis yaptığı ifade ediliyor.
Şoke eden cezaTEİAŞ'ın kamuya ait dönemdeki uygulamalar nedeniyle elektrik dağıtım şirketlerine 5 milyar lira ceza kesmesi sonbaharda başlayacak yeni özelleşitrme sürecini de olumsuz yönde etkileyebilir. Faturanın özel sektöre çıkarılması şirketleri ciddi anlamda rahatsız ederken, Elektrik Dağıtıcıları Birliği'nin (ELDER) geçen ay Enerji Bakanı Taner Yıldız ile yaptığı toplantıda bu konuyu gündeme getirdikleri öğrenildi. Bakan Yıldız'ın toplantıda gündeme gelen sorun hakkında hemen inceleme başlattığı ve sorunun çözümü için ilgili bürokratlara talimat verdiği gelen bilgiler arasında.
Elektrik dağıtım özelleştirmelerinin işletme devir hakkı yöntemi ile yapıldığını aktaran yetkililer, "Tesis ve mülkiyet kamunun. 2036 yılına kadar işletme özel şirketlerde. Şirketler, özelleştirme bedeli büyüklüğünde ceza ile karşı karşıya. Bu, haksız uygulama. Sorun çözülecek" dedi.
Geri sayım sürüyorÖte yandan Boğaziçi, AYEDAŞ ve Gediz başta olmak üzere dev dağıtım özelleştirmeleri için geri sayım sürüyor. İlgili bölgelerin sonbaharda tekrar ihaleye çıkarılması beklenirken, özelleştirme öncesi yaşanan bu belirsizlik sektörü ciddi anlamda tedirgin ediyor. EPDK verilerine göre halen 13 elektrik dağıtım bölgesinin yönetimi özel sektörün elinde. Abone sayısı ve tüketim rakamlarına göre özel sektör piyasanın yüzde 52'sini elinde bulunduruyor.
Özelleştirmeden 5.6 milyar dolar geldi2009-2011 yılları arasında yapılan elektrik dağıtım özelleştirmelerinden devletin kasasına 5.6 milyar dolar girdi. Özel sektör şirketleri ayrıca önümüzdeki 5 yıl içinde 8.5 milyar liralık yatırım yapmayı da taahhüt etti.
İki güzellik bir arada
Ya üçüde olmasaydı
Mehmet Akif Ersoy'dan
Gezi Parkı
Ne Denilebilir!...
Gezi
Günün Fıkrası
1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.
O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.
Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.
Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...
Avukat 1
Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.
- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...
Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş
- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.
Papaz utana sıkıla mırıldanmış.
- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.
Avukat gülümsemiş.
- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.
Avukat 2
George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:
"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "
Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"
George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.
Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.
"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".
Avukat 3
Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:
“İki kere iki kaç eder?”
Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''
Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş
En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:
''Kaç olmasını istersiniz?''
Avukat 4
Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:
Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.
Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.
Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.
“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''
Avukat 5
Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:
“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”
Avukat açtı ağzını:
“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”
Görevli yerin dibine geçmişti.
Sadece:
“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.
Avukat onun sözünü keserek devam etti:
“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”
Günün Sözü
İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder