Sayfalar
- Ana Sayfa
- Mortgage
- Konut Kredisi
- Refinansman Nedir?
- Kira Nedir?
- Sigorta
- Faiz Nedir?
- Fıkralar
- Kefillik Nedir?
- Arsa Payı Nedir, Nasıl Hesaplanır?
- Gayrimenkul Satış Vaadi Nedir?
- Tahliye Taahhütnamesi nedir?
- DEĞER ARTIŞ KAZANCI NEDİR?
- DOP (Düzenleme Ortaklık Payı) NEDİR?
- EMLAK-EMLAKÇILIK NEDİR?
- HACİZ YOLU İLE TAKİP NASIL YAPILIR?
- TAPU NEDİR ?
- Emlak Vergisi
- Sözleşme ve Şekil Şartı Nedir?
- ÖRNEK DANIŞMANLIK VE KOMİSYON SÖZLEŞMESİ
- Emlak Terimler Sözlüğü
Hakkımda
23 Temmuz 2012 Pazartesi
AKP'li bakan kentsel dönüşümden nasıl pay çıkardı?
Cumhuriyet gazetesinde yer alan bir haberde, AKP’li Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın 2009 yılında AKP Genel Merkez Tanıtım ve Medya Başkan Yardımcısı iken, Altındağ Belediyesi ile kişisel ilişkileri aracılığıyla Hamamönü’nde iki tarihi evin bölgede gerçekleştirilecek restorasyon ve dönüşüm çalışmaları sonrasında değerinin artacağını öğrendiği ve evleri danışmanı aracılığıyla üzerine geçirdiği iddia edildi. Daha sonra evlerin restorasyonunu yaptıracağı iddiasıyla gene danışmanı aracılığıyla Ankara İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nden ödenek talep eden Kılıç, müdürlük tarafından verilen 40 bin liralık onarım yardımını ise evlerin restorasyonu için kullanmadı.
Haberde, Kılıç’ın iki tarihi evi 2 Şubat 2009 tarihinde önce danışmanı Erbil Yiğitbaş’a aldırdığı, 29 Nisan 2009’da ise iki gayrimenkulü Altındağ Belediyesi İmar Müdürlüğü’nde görevli Eski Eserleri Koruma Şube Müdürü Alpaslan Ekinci’ye vekâletname vererek Yiğitbaş’tan satın aldığı belirtiliyor. Evlerin gerçek sahibi olan Kılıç yerine yasal olmayan bir biçimde Kılıç’ın danışmanı Yiğitbaş'ın Taşınmaz Kültür Varlıklarının Onarımına Yardım Komisyonu’ndan hibe talep ettiği belirtilirken, Yiğitbaş’ın 11 Mayıs 2010’da bir dilekçeyle kendisine tahsis edilen yardımı kullanmaktan vazgeçtiği öne sürüldü. Kılıç’ın söz konusu evleri 2009’da 50 bin liraya aldığı, ancak bölgede gerçekleştirilen kentsel dönüşümün ardından evlerin değerinin 500 bin liraya çıktığı söyleniyor.
Levent Gök: “Suat Kılıç haksız rant sağladı”
CHP Ankara Milletvekili Levent Gök, bu olayın ardından Kılıç’ın siyasi nüfuzunu kullanarak haksız rant sağladığı gerekçesiyle Kılıç hakkında mecliste gensoru önergesi verdi. Ancak gensoru talebi reddedilen Gök daha sonra, CHP Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan ile beraber, bu sefer Tayyip Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle bakan Kılıç hakkında soru önergesi verdi.
Kılıç’ın danışmanı Yiğitbaş’ın taşınmazların restorasyonunda kullanılmak üzere Kültür Bakanlığı, TOKİ ve İl Özel İdaresi’ne herhangi bir ödenek başvurusunda bulunup bulunmadığı, Kılıçbaş’a tahsis edilmiş bir ödenek olup olmadığı, eğer varsa ödeneğin miktarının sorulduğu önergeye İçişleri Bakanlığı tarafından İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü yazısı üzerinden verilen yanıtta ise, Yiğitbaş’ın, evleri Kılıç’a satmasından 5 ay sonra “Taşınmaz Kültür Varlıklarının Onarımına Yardım Komisyonu”na ödenek istemek üzere başvurduğu kesinleşti.
Suat Kılıç, gazeteci Barış Yarkadaş’ı mahkemeye verdi
Gazeteci Barış Yarkadaş bugün Gerçek Gündem’deki köşesinde, "Yeni Soru: AKP'li bakana hibe verildi mi?” başlıklı 1 Nisan’da yayımlanan yazısı için, AKP’li bakan Suat Kılıç’ın “kendisine hakaret edildiği” gerekçesiyle Yarkadaş’a 10 bin lira değerinde tazminat davası açtığını duyurdu.
Yarkadaş, Kılıç’ın Hamamönü’ndeki evleri erkenden ucuza aldığını teşhir ettiği ve devletten bunun aracılığıyla hibe alıp almadığını sorguladığı yazısının, Kılıç ve avukatları tarafından resmi olmayan bir tekzip yoluyla gazetenin sitesinden kaldırılmasının istendiğini açıkladı. Yarkadaş’a göre 12 Eylül'de gerçekleşecek tazminat davasının sonucunu beklemeden yazının siteden kaldırılmasını talep eden Kılıç ve avukatlarının bu davranışı, Kılıç hakkındaki yolsuzluk iddialarına karşı argümanlarının sağlam olmadığını gösteriyor.
"Suat Kılıç istifa etmeli"
Kılıç’ın, danışmanı Erbil Yiğitbaş’ı kendi amaç ve emeli doğrultusunda kullandığını, evleri satın aldığı tarihten itibaren kendisini gizleyerek çeşitli ödeneklerin çıkarılmasına çalıştığını söyleyen CHP'li milletvekili Levent Gök son olarak bugün, “Evleri satın aldıktan sonra evin önceki sahibi danışmanı Yiğitbaş’ı evin sahibiymiş gibi göstermek suretiyle kurumları yanıltan ve azmettirici pozisyonunda olan Kılıç’ın artık derhal görevinden, milletvekilliğinden ve AKP’den istifası gerekir” dedi.
(soL
İki güzellik bir arada
Ya üçüde olmasaydı
Mehmet Akif Ersoy'dan
Gezi Parkı
Ne Denilebilir!...
Gezi
Günün Fıkrası
1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.
O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.
Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.
Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...
Avukat 1
Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.
- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...
Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş
- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.
Papaz utana sıkıla mırıldanmış.
- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.
Avukat gülümsemiş.
- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.
Avukat 2
George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:
"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "
Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"
George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.
Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.
"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".
Avukat 3
Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:
“İki kere iki kaç eder?”
Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''
Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş
En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:
''Kaç olmasını istersiniz?''
Avukat 4
Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:
Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.
Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.
Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.
“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''
Avukat 5
Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:
“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”
Avukat açtı ağzını:
“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”
Görevli yerin dibine geçmişti.
Sadece:
“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.
Avukat onun sözünü keserek devam etti:
“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”
Günün Sözü
İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder