2 Temmuz 2012 Pazartesi

Yolsuzluk ve rüşvet sarmalında lüks binalar bir bir çöküyor

Yıllardır süren ‘yolsuzluk ve rüşvet’ sarmalı sonucunda Büyükçekmece Pınartepe Mahallesi’ndeki yaklaşık 2 bin konutluk yerleşimde bazı binalar eğildi, çöktü ve yeniden yapıldı.
Bir yandan depremin bahane edilmesiyle TOKİ'nin “tek imar otoritesi” olarak, “riskli yapı” diye tanımladığı dilediği yapıya el konulmasına, yurttaş haklarının gasp edilmesine, kent ve doğa değerlerinin yağmalanmasına ve sermayeye yeni rant alanlarının açılmasına dayalı olan kentsel dönüşüm süreci devam ederken, diğer yandan da İstanbul Büyükçekmece’deki yerleşimi çok riskli görülen Pınartepe Mahallesi’nde yaklaşık 2 bin konutluk yerleşim içinde bazı binalar çöktü ve tekrar yapıldı.
Bazıları ise 15-25 derece eğildiği için krikolarla kaldırılıyor. Bazılarına da ‘yerinde durması’ için sonradan kazık çakılıyor.
Hürriyet Gazetesi'nin haberine göre, eski Gürpınar Belediyesi’nin imara açmasıyla yıllar önce başlayan ve bölgedeki çok sayıda bürokratın da karıştığı ileri sürülen yolsuzluklar neticesinde pek çok insan mağdur oldu. Bölgede, satın aldıkları dairelere ‘kaymalar ve eğilmeler’ yüzünden yerleşemeyen, evlerini kiraya veremeyen, satamayan vatandaşlar şaşkın. 5 katlı 5 blokun bulunduğu bir ‘lüks’ sitedeki işçiler, “5 bloktan 3’ü eğilmiş, biz krikoyla kaldıracağız. Şu ilerdeki blok çöktü ve yeniden yapıldı. Ama kimsenin haberi olmadı. Yıkılan binada Büyükçekmece eski Kaymakamı Yusuf Odabaş oturuyordu şimdi Kilis Valisi olmuş” diye konuştu.
Savcılığa suç duyurusunda bulunuldu
1188 Ada 52 Parselde bulunan A, B, C, D, E, G Bloklarda imara aykırı yapılaşma nedeniyle Büyükçekmece Belediye Başkanlığı’nca 28.03.2011’de Yapı Tatil Tutanağı düzenlendi. 21.04.2011 tarihinde ceza tebliği yapıldı. İSKİ, İGDAŞ ve BEDAŞ’a; su, doğalgaz ve elektriğin kesilmesi için 13.05.2011’de yazı yazıldı. “Yasal süre sonunda konu encümene havale edilecek” denilerek savcılığa suç duyurusunda bulunuldu.
Bilirkişi raporu: Zayıf zemin olası bir depremde hasarı büyütecek özelliğe sahip
1187 Ada 1 parseldeki 200 dairelik Perlavista 1 Sitesi yönetimi ise binalardaki sorunlar üzerine 02.09.2009’da Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’ne başvurdu. Oda, Yüksek Mimar Aynur Özden, Yüksek Mimar ve Şehir Plancısı Mustafa Erken ile Yüksek Mimar Zafer Kutlu Bayhan’ı bilirkişi atadı ve bu bilirkişi komisyonu sitede inceleme yaptı. Pınartepe Mahallesi Yavuz Selim Bulvarı No: 10 Beykent Büyükçekmece adresindeki sitedeki binalarla ilgili bilirkişi raporunda, böylesine riskli bir bölge için verilen kat izninin bile ihlal edildiği belirtilerek, özetle şu görüşlere yer verildi:
“Maksimum kat sınırlamasına rağmen meyilden kot kazanılarak 1–2 kat ilavesi yapılmış olmakla zayıf zemin aşırı yüklemededir. İnceleme yapılan yer, İstanbul’un heyelan açısından en sorunlu zemini Gürpınar Formasyonu içerisinde yer almaktadır. Gürpınar Formasyonu, su muhtevası ile plastik davranışlar gösteren zeminler ve gevşek çakıl-kum ve kilden oluşan alüvyon alanları olası bir depremde hasarı büyütebilecek davranış gösterebilecek zeminlerdir.”
Öne eğilen bina bir gecede yıkılıp yeniden yapıldı
200 dairelik Perlavista 1 Sitesi için 15.09.2009’da hazırlanan bilirkişi raporunun bölge için ne kadar haklı tespitlerde bulunduğu 5 Ağustos 2010’da Pınartepe Mahallesi’nin alt kısmındaki bölgede ciddi sorunlar görülünce daha iyi anlaşıldı. Ciddi şekilde öne eğilen bir bina ‘yıkım ruhsatı’ alınmadan 1 gecede yakıldı ve yine ruhsat alınmadan yeniden inşa edildi.
Raporunda özetle: “Adı geçen formasyonda, binadaki yer hareketlerine bağlı olarak bina oturmalarının ve deplasmanlarının bol olduğu göz önüne alındığında, inşaat üretim ve öncesindeki tasarım ve projelendirme aşamalarında gerek ve yeter düzeyde teknik önlemlere rastlanamamıştır. Yüzey sularının toplanması için drenaj sisteminin çok yetersiz olduğu ve uygulamada Gürpınar bölgesine özgü önlemlere yer verilmediği, Gürpınar Formasyonuna uygun üretim yapılmadan bu sorunların giderilemeyeceği, bilirkişi ortak görüşüdür.”
Prof. Dr. Ahmet Ercan’ın bölgenin jeolojik yapısı için açıkladığı bilimsel görüşleri, bilirkişi raporuna şöyle yansıdı: “Gürpınar beldesi çevresinde yaygın mostra veren Gürpınar Formasyonu (Güf) İstanbul megapol alanının en sorunlu zemin tipini oluşturur. Birimin Marmara Denizi kıyısı boyunca uzanan mostraları, genişliği yerel olarak 1 kilometrenin üzerinde bir bölge içinde, tümüyle dönel kayma türü (heyelan) aktif kütle hareketleriyle kaplıdır. Bu alanların yapılaşmaya kesinlikle açılmaması gerekir... Zeminde yapılacak iyileştirme işlemleri duyarlılığı sağlamada yeterli olmayacaktır. Bölge dışı mostralarda da killerin ve tüflerin bentonitik olmaları, su alınca şişmeleri, yüksek plastisiteli olmaları, yüksek yapıların farklı oturmalar ile değişen derecelerde hasara uğramaları kaçınılmaz. Gürpınar kooperatifler alanındaki yüksek binalarda önemli çatlak ve kırıklar mevcut. Depremde sıvılaşma göz önünde tutulması gereği çok önemli bir olgudur.”
Fezlekeyi hazırlayan savcıya tayin
Bölgedeki bürokratların yıllarca nasıl bir yolsuzluk çarkı kurulduğu çok sayıda bürokratın mal varlıklarının tespitiyle gün yüzüne çıkacak nitelikte. Ancak, malvarlıklarına dönük bilirkişi raporunun da yer aldığı fezlekeyi hazırlayan Büyükçekmece Savcısı Mustafa Kemal Gül, yaz kararnamesi ile Edirne’ye tayin edildi. Bölgedeki Yolsuzluklara ve Haksızlıklara Karşı Mücadele Derneği Başkanı Huriser Ece Soysev, üyeleri adına HSYK’ya tayinin durdurulması için dilekçe yazdı.
Belediye Başkanı Velittin Küçük ve akrabalarının 178 gayrimenkulü var
Son yerel seçimlerde MHP’ye katılan eski ANAP’lı (1994-2009) Gürpınar Belediye Başkanı Velittin Küçük’ün kendisinin, birinci derecede yakınları ve belediyedeki bazı eski çalışma arkadaşları dâhil isimler üzerinde yaklaşık 1 milyar dolarlık malvarlığı bulunduğu ileri sürülüyor.
Bölgedeki tapu müdürlüklerinde yapılan araştırmayla tespit edilen ilk verilere göre Velittin, Cemile, Mustafa, Hanife, Necati, Ahmet, Erkan, Enis, Emel, Erhan, Sefine, Serkan Küçük adına tescilli 178 adet, eski Gürpınar Belediye Meclis Üyesi Erdem Kadakal ile eşi Semra Mert Kadakal üzerine de 30 adet gayrimenkul bulunuyor. Velittin Küçük’ün Bodrum’da iki oteli, aile şirketleri üzerine Beylikdüzü’nde alışveriş merkezi de var. Küçük’ün durumunun MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından da takibe alındığı öğrenildi.
Bir soruşturma kapsamında daha önce gözaltına alınan ve ifadesi görüntülü kaydedilen Eski Gürpınar Belediye Başkan Yardımcısı Mustafa Bayraktar’ın ifadesinden bir bölüm yolsuzlukların neden önlenemediğini de gözler önüne seriyor.
Bayraktar özetle “Bizi yargılayacak iki kurum vardı. Biri Büyükçekmece Adliyesi. Biri de Kumkapı’daki Bölge İdare Mahkemesi. Her iki kuruma da bedava konutlar verildi. Adalet bilmem ne yapı kooperatifleri kuruldu. 64 daire çıkıyor. Gidip 64 daire için müteahhit buluyorlar. Hâkim ve savcıların yeri, 28 daireyi onlara vereceksin kalanı senin. Tabii katılmayanları tenzih ederim” diyor.
Bölgede yayın yapan yerel gazete sahibi Adnan Eren’in internet sitesine bu konulardaki yayınlarından dolayı mahkemeler yayın yasağı koydu. 2004 yılı ekim ayında da Uğur Dündar’ın Arena programı için de yayın yasağı konmuş, Dündar basın toplantısı ile Eski Gürpınar Belediye Başkanı Velittin Küçük hakkındaki rüşvet ve yolsuzluk iddialarını kamuoyuna açıklamıştı. Dündar ulusal basına da yansıyan açıklamasında özetle, “Bu yayın yasağı aynı adliyede yargılanan Belediye Başkanı Küçük’ün başvurusuyla alınmıştır. Bu olay, arazi ve yapı yağmacılığı olayı... Boyutu milyarlarca doları buluyor. Prof. Ahmet Ercan’ın hazırladığı raporla Gürpınar’ın yüzde 66’sı afete maruz bölge. Bugünkü uygulamada ise afete maruz alanda konutlar yükseliyor...”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var