5 Temmuz 2012 Perşembe

İTÜ de dönüşüyor

İTÜ de dönüşüyorİTÜ’nün Ayazağa yerleşkesinin dönüşümü için dev proje hazırlandı

Nebahat KOÇ HABER MERKEZİ


İTÜ’nün Ayazağa yerleşkesinin dönüşümü için dev proje hazırlandı. Yerleşkenin içindeki deprem riski taşıyan 20 bina yıkılacak. Caddeye bakan yüzüne konaklama, mağaza ve kafelerin içinde olduğu binalar yapılacak. Kampüste ulaşım güneş enerjisiyle çalışan İTÜ-BÜS’lerle sağlanacak.

İstanbul Teknik Üniversitesi’nin (İTÜ) Ayağazağa yerleşkesinde kentsel dönüşüm için start verildi. Gökdelen ve rezidans bölgesi olarak bilinen Büyükdere Caddesi üzerindeki 247 hektarlık alana sahip İTÜ yerleşkesi artan öğrenci ve akademik birim sayısı ile yapılarının deprem riski nedeniyle düzenlenen ‘Sürdürülebilir İTÜ Yerleşkeleri Master Plan Yarışması’nda Banu ve Ervin Garip’in projesi birinci oldu. 15 bin öğrenci ile 3 bin akademik kadronun görev yaptığı, 1 milyon m2 akademik ve 600 bin m2’lik teknokent alanına sahip Ayazağa kampüsü için arazi ve çevrenin sahip olduğu nitelik ve potansiyelin gözönünde bulundurularak, hazırlanan projenin detayları şöyle:

Yeni yerleşkede yeşil ve çevre öne çıkıyor. Mevcut yeşil dokuya yoğun ağaç grupları eklenecek. Gölet çevresindeki zengin bitki türlerine sahip alan korunacak. Projede, araç trafiği yerine yaya ulaşımı öne çıkıyor. Otoparklar yeraltına alınarak, ulaşım bağlantıları zemin altından sağlanacak. Kampüse bisiklet yolları yapılacak. Ayrıca kampüs içindeki ulaşım güneş enerjisi ile çalışan İTÜ-BÜS’lerle sağlanacak. Kampüs içinde bireysel taşıt kullanımı da en aza indirgenecek. Dönüşümle, fiziki eskime ve deprem riski taşıyan bazı fakülte, enstitülerin de yer aldığı 350 bin metrekarelik yapı stoku yani 20 bina yeniden yapılacak. 1990’lı yıllarda yapılan Rektörlük, Süleyman Demirel Kültür Merkezi, Merkezi Derslik, 75. Yıl Öğrenci Sosyal Merkezi, Mustafa İnan Kütüphanesi gibi 16 bina ise korunacak. 

Üniversitenin yeni yüzü 

Projenin prestij kısmı, üniversitenin rezidans ve gökdelenlerle karşı karşıya baktığı Büyükdere Caddesi bölümünde yer alıyor. Bu kısımdaki yapılar, üniversitenin dış yüzünü yansıtacak. Belli aralıklarla yapılacak binalarda kafeteryalar, konaklama birimleri ve mağazalar yer alacak. Dönüşümle birlikte enstitüler, dekanlıklar, uygulama-araştırma merkezleri, kültür, sanat ve kongre merkezi, spor merkezi, ilave 500 lojman ile bin öğrencilik ek yurdun da içinde olduğu yeni binalar yapılacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var