21 Temmuz 2012 Cumartesi

Eş onayı Anadolu’yu birbirine kattı

Yeni Borçlar Kanunu bankalar ile ticari kredi müşterileri arasında renkli olaylara neden oluyor. Ticari kredi almak için başvuran işadamları ipotek gösterdikleri mallarda eşlerinin imzasının gerektiğini öğrendiğinde şaşkınlık yaşıyor
Temmuz ayı başında yürürlüğe giren yeni Borçlar Kanunu, bankacılık sektöründe ticari kredi kullanan müşterilerin sıkıntı yaşamasına yol açtı. Yeni kanunun getirdiği yükümlülüklerden haberi olmayan çok sayıda ticari kredi müşterisi, yerine getirmek zorunda oldukları yükümlülükleri bankalardan öğrenirken, en büyük sıkıntı teminat gösterilen mallarda eşlerinin onaylarını almalarında yaşanıyor.
Kredi yenilenmesinde dahi evlilikten sonra edinilen malların bankaya kredi teminatı olarak gösterilmesinde eşlerinin onayının alınması gerektiğini öğrenen banka müşterileri, şaşkınlık yaşıyor.
Bu durumun şu anda banka şubelerinde sıkıntı yarattığını ifade eden Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Nafiz Karadere, müşterilerine yeni kanuna göre işlem yapmak zorunda olduklarını ve bazılarını da daha kredi talebi gelmeden gelişme hakkında bilgilendirerek yeni uygulamaya hazırladıklarını söyledi.
Karadere, eşi şehir veya yurtdışında olan ticari kredi müşterilerinin sorun yaşadığını belirtiyor. Ticari kredi müşterilerinin, özellikle Anadolu’da eş onayını almayı normal karşılamadıklarını ifade eden Nafiz Karadere, “Böyle bir kültür yok. Banka kredisi alırken, teminat gösterilen malda eşin onayını almak zorunda olduklarını anlamakta zorlanıyorlar. Eşinin imzası gerekiyor dendiğinde itiraz ediyor, ‘Nasıl yani’ diyor” dedi.
‘KANUN DOĞRU, UYGULAMAK LAZIM’
Nafiz Karadere, “Bunlar yüzyüze geldiğimiz hayatın renkli gerçekleri. Şu anda şubelerimizde sıkıntı yaşıyoruz ama bunları hep birlikte zamanla çözeceğiz” dedi.
Yeni Borçlar Kanunu’nun Medeni Kanun ile uyumlu hale getirildiğini vurgulayan Karadere, ‘Dünyadaki uygulama bu. Bizde de böyle olması gerekir. Evlilikten sonra edinilen mallar üzerinde eşler eşit haklara sahipler. Bir işadamı ticari kredi alırken mal varlığını ipotek gösterdiğinde eşinin onayını almak zorunda. Banka hacze giderse eşi de ortak maldan dolayı zarara uğrar” dedi.
KANUN EŞİN RIZASINI İSTİYOR
Evlilikte edinilen malların kefaletine ilişkin eşlerin rızasını zorunlu hale getiren yeni Borçlar Kanunu’nun 584’in maddesi şöyle:
Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır. Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan değişiklikler için eşin rızası gerekmez.
İTO BAŞKANI UYARMIŞTI
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Murat Yalçıntaş da bir süre önce yaptığı açıklamada ticari kredi almak için eşlerden kefalete rıza verilmesinin sıkıntılara sebep olabileceğini belirtmişti.
Yalçıntaş, “Bu kanun tüm evli tacirleri zora sokacak gibi görünüyor. Rızası istenen eşin kendi adına malı varsa, kefalete rıza talebi o eşlerde çok önemli endişe ve kararsızlığa sebep olacak. Hele acil durumunda, stresli bir işadamının eşinden imza talebinin nerelere varabileceğiyle ilgili olarak hiç de iyimser değilim” demişti.
Gazeteport

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var