9 Temmuz 2012 Pazartesi

Atları barındıran devlet Romanları ‘barındırmıyor’

İzmir’de Kahramanlar semtine bağlı Ege Mahallesi, “Afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi hakkındaki yasa” ile kentsel dönüşüm kapsamına alınan 26 mahalleden biri. İzmir’in merkezindeki bu Roman Mahallesi’nin arka tarafına, Büyükşehir Belediyesi tarafından geniş bir at barınağı yapıldı. Hayvanlara bile barınacak yer bulan devlet, yeni yasalarla birlikte emekçileri oturdukları iki göz evlerinden de etmek istiyor.
Elbette bu Roman Mahallesi’nin sorunu sadece evleri değil. Kendi kültürlerini yaşatmaya çalışan Romanlar şehrin göbeğinde oturmalarına rağmen, şehirden izole edilmiş gibi yaşıyor. Gittikleri okul, mahallenin bir yanının tren yoluyla kapatılması ile şehirle bağlantısının kesilmesi, işsizlik ve dışlanmışlık… Bütün bunların üzerine gündeme gelen yıkım konusu ise, Romanları nasıl bir gelecek beklediğini gözler önüne seriyor. Yani hiçbir şekilde Romanlar ‘buralarda barındırılmak istenmiyor’.
Tüm bunları Ege Mahallesi’nde yaşayan Kadriye Ok ile konuştuk.

‘BURASI DA YOK EDİLECEK’
Ege Mahallesi’nde resmi olmasa da öncelikle 84 eve yıkım kararı çıktığı söyleniyor. Yeşildere yolunu Kahramanlara bağlamak amacıyla geçit yapılacağı ve evlerin yıkılacağı söylenmiş. Ancak Kadriye Ok buna inanmıyor, “Ne kadarı doğru bilmiyoruz. Şimdi 84 hane, daha sonra 100 derken bence burası yok edilecek” diyerek endişesini dile getiriyor. Ardından da dediklerinin doğruluğunu kanıtlamak istercesine yeni oluşturulan İzmir Banliyö Sistemi (İZBAN) ile mahallenin bir yanını kapatan ve geçişi engelleyen tren yolunun nasıl yapıldığını anlatıyor: “Köprü için de aynısını diyorlardı. Ama bir baktık tangır tungur yapıldı. Kimse ne olduğunu anlamadan yolumuz kapandı. Herkese şaka gibi geldi.”

DEVLET İNSANLARINA DEĞER VERMİYOR
İzmir Büyükşehir Belediyesi mahallenin arka tarafında bulunan geniş bir alanı Kordon'da bulunan faytonlar için park alanı olarak yaptırdı. Bu alanda aynı zamanda 36 at için ayrı ayrı barınak bulunuyor. Özel bir veteriner de atlarla ilgileniyor. Ege Mahallesi’nin yanı başında bulunan bu at barınağı için Kadiye Ok, "Bakın atlara bile barınacak yer bulundu. Onlara bütçe ayrıldıysa buradaki 750 haneye de bütçe ayrılsın. Hayvan barınağı bile lüks olmuş, konforu sağlanmış. Yapılsın onlara da tabii ama insanlara da yapılsın. Devlet o değeri insanlara da versin" diyor.

ATLARA TOP SAHASI KADAR YER, EMEKÇİYE BİR GÖZ ODA
Bir oda bir salon eve beş kişiyi sığdırmak zorunda olan Kadriye Ok sözlerine şöyle devam ediyor: "Bak burada yanıyoruz. Kışın ısıtamıyoruz, yazın serinleyemiyoruz. Benimki yine en lüksü. Bunların daha kötüleri var. Tek odada yaşayan aileler var. Ama top sahası kadar yeri atlara verebiliyorlar. Biraz denge olmalı."
Ege Mahallesi İzmir'in tam göbeğinde bir Roman mahallesi. Ancak sanki şehirden izole edilmiş. Mahalleye girdiğiniz anda bunu hissedebilirsiniz. Zaten Kadriye Ok da “Bu kadar dışlamaya ne sebep var. Bizim çocuklarımızı da askere alıyorlar. Davullu zurnalı gönderiyoruz. Oy veriyoruz. Peki, şimdi nerede bu vekil, belediye başkanları? Sadece oy istemeye geliyorlar. Ten renklerine bakıp insanlar damgalanıyor. Ama ne kadar insanlık dışı bir şey bu. Hep Kürt, Çingene diye ayrılıyoruz" diyor. (İzmir/EVRENSEL)

HEM AYRIMCILIK HEM İŞSİZLİK
Mahallede işsizlik oranının çok yüksek olduğunu söyleyen Kadriye Ok, kapılarının önünde birbirlerine bir şeyler satarak geçimlerini sağladıklarını ifade ediyor. Ok ailesi 15 yıldır evlerinin önünde dondurma satarak ekmek paralarını çıkarıyor. İşsizlikle ilgili olarak şunları söylüyor: “Gençlerimizin hiçbirinin işi yok. İyi ki bu sucular çıktı da gençlerimiz su satıyor. Burada kime sorsan sucuda çalışır. Başka işe alınmıyorlar ki. Form dolduruluyor. 'Nerede oturuyorsun' sorusuna 'Ege Mahallesi' dedin mi, 'Tamam biz sizi arayacağız' diyorlar. Ama aramıyorlar. Ege Mahallesi dendiği zaman zaten insanlar durup düşünüyor.”

‘MEB BİR ÇÖZÜM BULMALI’
Mahallelerinde bulunan ilköğretim okulu ile ilgili sorunlarına da değinen Kadriye Ok şöyle konuşuyor: “Okulun mevcudu çok az. Bunun sonucu olarak dersler yeteri gibi işlenmiyor. Kimse çocuklarını bu okula göndermek istemiyor. Bu okuldan mezun olup, liseye geçince çocuklarda bir utanma oluyor. ‘O okuldan mı mezunsun?’ Hemen ilk akla gelen bu mahallenin ‘Roman mahallesi’ olduğu. Milli Eğitim bunları araştırmalı ve bir çözüm bulmalı.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var