8 Nisan 2012 Pazar

Alıcı temsilciliği ve kiracı temsilciliği geliyor

Artık sokaklarda dolaşıp ev aramaya modası geride kalıyor. Alıcı temsilciliği ve kiracı temsilciliği Türkiye’de Bosforce firması tarafından hayata geçirildi.

hurriyetemlak.com

Boğazda emlak piyasasının bilinen isimlerinden Ulvi Özcan ve Uğur Özcan kardeşler tarafından kurulan Bosforce firmasının web sayfasında  müşterileri adına butik bir hizmet devreye girdi. Konuyla ilgili görüştüğümüz Bosforce Emlak Geliştirme ve Pazarlama Yönetici Ortağı Uğur Özcan sorularımızı cevapladı…

Hürriyetemlak.com : Böyle bir uygulama aklınıza nerden geldi?

Uğur Özcan : Biz 1995’den beri boğazda emlak piyasasının içindeyiz. Müşterilerimizinin de çoğu bize memnun müşteri referansıyla gelmektedir. Ancak; kapıdan gelen bir kısım müşterimizin bilgi kirliliğinden çok rahatsız olduğunu gördük. Bu müşterilerimizin en büyük rahatsızlığı aynı yeri farklı emlak firmalarından, farklı fiyatlara görmek ve ilanların güncel olmamasıydı…

Hürriyetemlak.com : Bu durum nasıl bir çağrışım yaptı sizde ?
Uğur Özcan : Bu durum bizde şunu çağrıştırdı… Herkesin bir avukatı, sigortacısı, muhasebecisi var. Neden bir emlak danışmanı olmasın? Müşterimizin yerine biz arayalım, biz gezelim ve ciddi olmayan bir satıcı adayı müşterimizin adını bilmesin… Müşterimizi ilgisi olmayacak bir satılık emlak kaydına götürüp neden zaman kaybedelim…

Hürriyetemlak.com : Sistem nasıl çalışıyor ?
Uğur Özcan : Bizi arayan veya www.bosforce.com.tr/konutalici linkini ziyaret eden müşterimiz emlak aradığı semtleri, fiyat aralığı, metrekare aralığı, istediği özellikler, istemediği özellikler gibi seçenekleri belirterek adı soyadı, telefon ve e-mail kaydını sisteme giriyor.  Girdiği bu yeri noktalar koymak suretiyle haritanının üzerinde işaretliyor ve bize gönderiyor. Türkiyede bu uygulama ilk olduğu için kolaylık olsun düşüncesiyle bir harita kullanım videosunu da hazırlayarak sayfaya koyduk…


Müşteriler bu kaydı sadece internetten mi kullanabiliyor ?

Uğur Özcan: Telefonla da bize kayıt verebiliyorlar. Zaten e-mail ile gelen talepler için de bir emlak danışmanımız müşterimizi arayarak daha açıklayıcı detay bilgiler istiyorlar ve sisteme giriyorlar.

Hürriyetemlak.com : Daha sonra bu bilgileri nasıl değerlendiriyorsunuz? Nerede kullanıyorsunuz?
Uğur Özcan: Bu kayıtları sonrasında www.bosforce.com.tr/satilikkonutarayanlar adlı sayfamızda yayınlıyoruz. Buradan emlağını çok kimse duymadan el altından satmak isteyen satıcılar veya emlak danışmanları arıyor ve bize ellerindeki yerlerin detaylarını bizle paylaşıyoruz. Biz de konu ilgimizi çekerse gidip raporlamamızı yapıyoruz ve uygunsa müşterimizi bu yere götürüyoruz.

Hürriyetemlak.com : Bu uygulamada temsil ettiğiniz müşterinin ne gibi kazancı oluyor ?

Uğur Özcan: Bu uygulama sayesinde müşterimiz gereksiz yere dolaşmıyor. Adının piyasada dolaşma riski ortadan kalkıyor. Satıcı / Kiraya Veren müşteri kendisi aramış oluyor. Herşeyden önemlisi tanımadığı bir emlak danışmanı kendisine yer satacakken biz müşterimize yer almaya veya kiralamaya çalışıyoruz. Kendi avukatı, mali müşaviri gibi…

Hürriyetemlak.com : Geliştirdiğiniz bu uygulamanın dünyada bir örneği var mı? Telifi size ait mi?
Uğur Özcan: Bu uygulama dünyada real estate hunter (emlak avcılığı) adında yapılmakta ancak bu sistematiği bir yerde görmedik. Telif konusuna gelince hukuki ve teknik bir konu,  bu konuda bir şey diyemeyeceğim. Ancak bu uygulamayı ağabeyim Ulvi Özcan ve çalıştığımız yazılımcı arkadaşlarımız geliştirdi. Proje sorumlusu olarak da ben devam ettiriyorum.

Projemizin duyurulmasına destek verdiğiniz için ben size teşekkür ederim. Bosforce olarak amacımız boğazda emlak piyasasında ve lüx emlak segmentinde; sıradışı uygulamalar ile müşteri memnuniyeti ile kalıcı diyalog kurabilmeyi başararak kalıcı olabilmektir. Ne kadar başarılı olduğumuzu zaman, kazancımız ve yaptığımız yenilikleri sürdürülebilir kılmak belirleyecektir…

Evren KOTOĞLU
ekotoglu@hurriyetemlak.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var