9 Nisan 2012 Pazartesi

Araplar parayı peşin veriyor konutları 500'er 500'er alıyor

Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı mütekabiliyet beklentisiyle artan Arap ilgisini anlattı

Şenay KÖŞDERE

Akşam’dan Şenay Köşdere’nin sorularını yanıtlayan Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı, son dönemde İstanbul'da proje arayışında olan Arap yatırımcı sayısının hızla arttığını, halen 100 civarında kişinin satın alma için projeleri dolaştığını söylüyor. Peki mütekabiliyet beklentisiyle Türkiye'ye ilgisi artan Arap yatırımcılar ne tarz projelerle ilgileniyor, hangi şehirleri tercih ediyor, satın almayı nasıl yapıyorlar. Eva Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı anlattı...
- Arapların Türkiye'ye ilgisinin artığı doğru mu?
Evet, bu aralar Körfez ülkeleri yatırım için çok geziyor. Biz geçen yıl toplam 3 kişiyle görüştüysek, bu yıl sene 3 ayda 15 kişiyle görüştük diyebilirim. Sadece son 15 günde 3 grupla konuştum. Geliyor, projeyi incelettiriyor buna bağlı olarak yatırım kararı veriyor ya da vermiyorlar. Çevreden de benzer şeyler duyuyorum. Sanırım şu anda 100 civarında grubun temsilcisi Türkiye'de yatırım arayışındadır.

- Bireysel yatırımcı yok mu?
Hayır tek tek yatırımcılar görmüyoruz. Onlar yasa çıktıktan sonra gelecektir. Şimdi alım yapanlar ya büyük projelerde rezerve yapıyorlar, parasını ödeyip tapuyu devralmıyor, mütekabiliyeti bekliyorlar ya da şirket üzerinden alım yapıyorlar.
YÜZDE 25 İNDİRİM

- Ne tarz projeleri tercih ediyorlar?
Sadece konut projeleriyle ve sadece İstanbul'la ilgileniyorlar. Şehir merkezindeki, büyük montanlı projelere bakıyorlar. Ve indirimli alabilecekleri konut projeleri ile ilgililer. Sizin 10 liraya aldığınızı Araplar, 7.5 liraya alıyor. Çünkü 1-2 tane değil, 100 tane birden alıyor.

- Bu toplu alımlara örnek verebilir misiniz?
En son geçen hafta bir Arap grubun 150 milyon dolarlık toplu alım yaptığını duydum. Tek bir şirketin ürettiği değişik projelerden 500 civarında daire aldılar. Parayı ödediler ama tapuyu devralamadılar. Mütekabiliyetten sonra alacaklar.

- Alım yapmadan ülkelerine dönenlerin, 'almama' nedeni ne peki?
Onların ülkelerinde vergi yok. O yüzden yüzde 20 vergiyi bir türlü anlayamıyorlar. Bir de istedikleri boyutta bulamayabiliyorlar. Çünkü sadece çok büyük projelere bakıyorlar, 100-200 konutluk projelerle ilgilenmiyorlar.
AVM'den sonra yeni moda otel yatırımı
- AVM'lerle ilgili ilginç bir araştırmanız var. AVM'ler hastane, okul olacak tezini doğruluyor mu bu araştırma?
Araştırma sonucuna göre Türkiye'de kapanan, işlev değiştiren 23-24 AVM var. Bunlardan 15-16 tanesi İstanbul'da. Ankara'da bir AVM semt pazarına dönüşmüş durumda. Sivas'ta bir AVM de hastaneye dönüşecek. Dershane olarak kullanılanlar var. Önümüzdeki dönemlerde de kapanan AVM'lerde böyle fonksiyon değişiklikleri olacak. Bir 5 seneye kadar bazı otellerin başına da aynı şey gelecek. Çünkü AVM'den sonra şimdi yeni moda otel yatırımı.

4+4+4 YENİ PAZAR YARATACAK
- Okul yatırımı önermenizde yeni 4+4+4 sisteminin etkisi var mı?
Evet. 4+4+4'le yeni bir pazar doğuyor diyebiliriz. Çünkü ciddi anlamda bir derslik ihtiyacı oluşacak. Okular daha erken öğrence almaya başlayacaklar. Lisesi olan okullar, ortaokullarını kapamışlardı. Şimdi yeniden açacaklar. Bunun için de yeni derslikleri yeni binalara ihtiyaç olacak. Devletin çok acil yeni okul alanları üretmesi lazım.

Fransa'ya kızgınlar, bize geliyorlar
- Sizin görüştüğünüz Arap yatırımcıların beklentileri ne yönde?
Geçenlerde görüştüğüm bir Arap yatırımcı, Fransa'nın Müslümanlara olan tutumundan sonra bölgede Fransa'ya karşı çok ciddi bir tepki oluştuğunu anlattı. Paris'i çok seven ve Fransa'da çok ciddi paralar harcayan kesim için İstanbul'un artık ilk tercih olabileceğini söyledi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var