2 Nisan 2012 Pazartesi

Baldan sonra şimdi de zeytinyağı

Baldaki taklit ve tağşiş olaylarının gündeme gelmesinin ardından, zeytinyağında aynı sıkıntının daha fazla olduğu öne sürüldü

Burcu TANER

İZMİR - Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın Aralık’ta yayınlanan son yönetmeliği çerçevesinde laboratuar incelemeleriyle taklit ve tağşiş (benzer başka ürün karıştırma) yapıldığı kesinleşen firmanın adı, ürün adı, markası gibi bilgilerinin Bakanlık resmi internet sitesinde kamuoyunun bilgisine sunulmasının ardından ilk skandal balda ortaya çıktı. Bu gelişmeleri yakından takip eden zeytinyağı sektörü ise kendilerinde sorunun çok daha büyük olduğunu ve daha etkin önlemler alınmasını istedi.

İSİM YAZMAK KESİN ÇÖZÜM DEĞİL
Zeytindostu Derneği Yönetim Kurulu Başkanı ve Ege Zeytin ve Zeytinyağı Tanıtım Komitesi Başkanı Metin Ölken, uygulamanın yeni başladığını, pratikte nasıl karşılık bulacağını yaşayarak göreceklerini dile getirdi. Şimdiye kadar balda sadece iki firmanın açıklanmasının sistemin yavaş ilerlediğine işaret ettiğini kaydeden Ölken, zeytinyağında da benzer bir uygulamanın fayda getireceğini kaydederek, "Ancak isim yayınlamak kesin çözüm değil. Çünkü bunu yapan insanlar zaten vurgunu yapıp başka isimlerle ortaya çıkıyor" dedi.

EGE PİRİNASI ANTEP’TE ZEYTİNYAĞI OLUYOR
Para cezalarının da daha caydırıcı olması gerektiğini savunan Ölken şu değerlendirmeyi yaptı:

"Bu iş sırf balda değil. Bal zaten yıllardır konuşulan bir alandı. Geç kalınmış da olsa bir adım atılmasını önemsiyoruz. Bizim durumumuz baldan daha kötü. Beyaz tenekeden tutun, ambalajlı ürüne kadar pek çok taklit ve tağşiş sorunu hala dizboyu. Balda 1 ise zeytinyağında 5 sorun var. Örneğin Ege’den giden pirina (sabun yapımında kullanılan) Antep’te zeytinyağı diye satılıyor. Bu tür şeyleri önlemek lazım. Bu sahtekarlık işleri çözülmedikçe fiyatlar da dengeye giremeyecektir."

’BÜYÜK FİRMALARIN İŞİNE GELİYOR’

Zeytinyağındaki sahtekarlıktan bunu yapmayan büyük firmaların da kazanç elde ettiğine ve aslında sorunun çözümü için tam olarak irade konamadığına işaret eden Ölken, şunları söyledi:

"Bu sahtekarlığı yapmayacağını bildiğimiz markalar var. Onlar aslında bunun düzelmesini istemiyor. Çünkü tüketici, korkusundan ufak firmalardan mal almıyor. Bu yönüyle aslında büyük firmaların işine de geliyor ve böylece rekabet yanlış işliyor."

TAN: 117 ŞİKAYET İLETTİK
UZZK Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Tan ise Bakanlığın attığı adımların olumlu olduğuna dikkat çekerek, bugüne kadar kendilerine ulaşan 117 şikayeti Koruma Kontrol Genel Müdürlüğü’ne ilettiklerini, iletmeye de devam edeceklerini söyledi. Tan, bu konuda takiplerin sürdüğünü de ifade ederek "Zeytinyağı biraz daha kontrollü şekilde gidiyor. Üreticilerin yüzde 80- 90’ı beyaz listede olduğu için yapanların oranı daha düşük kalıyor" bilgisini verdi.

ÇETİN: HERKES SORUMLU
TARİŞ Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Başkanı Cahit Çetin, sadece imal eden değil büyük marketlerin ve reklam yapan basın kuruluşlarının da sorumluluğu paylaşması gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi:

"Katkılı ürün ve taklitle vatandaşın bariz şekilde aldatılması, insanın içini acıtıyor. Bu konuda bir yasal düzenleme şart. Üç kişiyi ilan etmekle bu iş bitmez. O çok uluslu, tüketiciye raflarında güven veren hipermarketler ve marketlerden tutun da, bu ürünlerin reklamlarını yayınlayan kuruluşlara kadar herkesin elini taşın altına koyması, sorumluluğu alması gerekiyor. Deşifre edilmesi, duyurulması çok yerinde bir uygulama ancak kalıcı çözüm için bu önerilerimiz hayata geçirilmeli. Marketler gerekirse laboratuvarda test etmeli, sertifika istemelidir."

TEK KRİTER UCUZLUK OLMAMALI
Tüketiciye ucuz ürüne şüpheyle bakmaları tavsiyesinde bulunan Çetin, yaşadığı bir olayı şöyle örnek verdi:

"Geçtiğimiz günlerde büyük bir marketin zeytinyağı rafını inceledim. 1 kilogramlık iki ürün yan yana duruyordu. Birinin fiyatı 7.5 TL, diğerinin ise 15 TL idi. Bir kere 7.5 TL’ye satabilmeniz için ambalajı, işçilik ve nakliye maliyetini de düşünürseniz yağı üreticiden 2.5 TL’ye almanız lazım. Öyle bir fiyat da yok. Üreticiden en az 5- 5.5 TL’ye alıyorsunuz. O yüzden tek kriter ucuzluk olmamalı. Taklit ve tağşiş olduğunu anlamak için illa uzman olmak gerekmiyor."

ZEYTİNYAĞINDA TAĞŞİŞ NEDİR?
Genelde sızma zeytinyağlarına belli ölçüde (genellikle yüzde 10) kanola, mısır veya ayçiçek yağı gibi daha ucuz yağlar karıştırılarak elde edilen yağdır. Tağşiş, yüksek teknolojik analizlerle tespit edilse de, tüketici de donma derecelerindeki farklılıklara bakarak yağın taklit ve tağşiş olduğunu anlayabilir. Derin dondurucuya 15 dakika bırakılan numune zeytinyağının bir kısmı donar, bir kısmı donmazsa tağşiş söz konusudur.

Bunun dışında farklı niteliklere sahip zeytinyağlarının karıştırılıp nitelikli zeytinyağı gibi satılması da tağşişe girerken; son yıllarda yapılan ’kolon sızması’ da yeni bir zeytinyağı sahtekarlığı olarak biliniyor. Bu yöntemde de asidi yüksek, kötü koku ve görüntüye sahip yağlar, ısıl işlemden geçirilerek sızma yağ standartlarına getiriliyor ve sızma zeytinyağı olarak satılıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var