Sayfalar
- Ana Sayfa
- Mortgage
- Konut Kredisi
- Refinansman Nedir?
- Kira Nedir?
- Sigorta
- Faiz Nedir?
- Fıkralar
- Kefillik Nedir?
- Arsa Payı Nedir, Nasıl Hesaplanır?
- Gayrimenkul Satış Vaadi Nedir?
- Tahliye Taahhütnamesi nedir?
- DEĞER ARTIŞ KAZANCI NEDİR?
- DOP (Düzenleme Ortaklık Payı) NEDİR?
- EMLAK-EMLAKÇILIK NEDİR?
- HACİZ YOLU İLE TAKİP NASIL YAPILIR?
- TAPU NEDİR ?
- Emlak Vergisi
- Sözleşme ve Şekil Şartı Nedir?
- ÖRNEK DANIŞMANLIK VE KOMİSYON SÖZLEŞMESİ
- Emlak Terimler Sözlüğü
Hakkımda
5 Nisan 2012 Perşembe
Bir milyon yıl önce ateş kullanımına dair kanıtlar
Ateşi kontrol edebilme yeteneğinin insan evriminde önemli bir dönüm noktası olduğu yaygın bir görüş. Korunma ve ısınmanın ötesinde, ateşin kullanımı insan beslenme imkanlarını emsalsiz seviyelere çıkardı. Böylece modern insan yemek pişirmeye evrimsel uyum sağladı, bir başka deyişle bağımlı hale geldi.
Ancak homininlerde, yani insanın atalarında ateş kullanımı kabiliyetinin ne zaman geliştiği konusunda farklı görüşler bulunuyor. Richard Wrangham'ın “yemek pişirme hipotezine” göre bir-iki milyon yıl önce yaşayan Homo erectus türleri pişmiş yemeklerden oluşan bir diyete uyum sağlamışlardı. Dolayısıyla da ateşi kontrol edebilme yeteneğine sahip olmalıydılar. İnsanlar ve insan dışı primatlarla yapılan vücut ağırlığı, beslenme düzeni ve diş büyüklüğü karışlaştırmaları da bu hipotezi desteklemekte. Ancak H. erectus'un ateşi kontrol edip edemediğine dair arkeolojik kanıtlar yetersizdi. Şimdiye kadar Homo sapiens ve Neandertallerin ateşi kontrol edebildiklerine dair veriler en çok 400.000 yıl geriye gidiyordu.
ABD Bilimler Akademisi Dergisi PNAS’ta yayınlanan yeni bir çalışmaya göre, Güney Afrika'da bir mağarada bulunan küller bir milyon yıl önce Homo erectus'un ateşi kontrol etmiş olabileceğine dair kanıtlar sunuyor. Boston Üniversitesi'nden arkeolog Francesco Berna ve ekibi. Kuzey Cape bölgesindeki Wonderwerk Mağarası'nda buldukları yanmış ot, yaprak, çalı ve kemik kalıntılarının küllerini incelediler. Mağara neredeyse iki milyon yıl öncesine uzanan tarihiyle bilinen en eski insan yerleşimlerinden bir tanesi. Mağaranın hangi hominin türü tarafından kullanıldığı tam olarak bilinmese de, ekip bu canlının büyük ihtimalle bir Homo erectus tipi olduğunu düşünüyor.
Mağarada bulunan yanmış kalıntıların çentikli kenarlarının iyi korunmuş durumda olduğunu tespit eden araştırmacılar, bunun malzemelerin mağaranın içinde yakıldığını gösterdiğini belirtiyorlar. Çünkü aksi durumda bu tip kenarların korunması beklenmiyor. Aynı zamanda mağarada yarasa dışkılarına da rastlamayan ekip, bunun zaman zaman kendiliğinden alev alabilen çürüyen guano (kuş veya yarasa dışkısı) kümeleri nedeniyle çıkmış olabilecek bir yangın olması olasılığını da elemiş oldu.
Pişirmenin birden çok faydası var: Birincisi yiyeceklerin çiğnenmesi ve sindirilmesini müthiş kolaylaştırıyor, İkincisi pişirilmiş yiyecekten çiğ haline oranla daha çok enerji ve besin özümsenmesini sağlıyor. Üçüncüsü et gibi yiyeceklerdeki mikropları öldürüyor, kök tipi besinlerdeki zehirleri etkisizleştiriyor.
Yani pişirme sayesinde atalarımız, aynı miktar yiyecekten daha çok enerji elde etmeye ve avlanmak ya da toplamak için daha az vakit harcamaya başladılar. Bu değişimin, insan evrimi sırasında beyin hacminin büyümesine yardımcı olduğu düşünülüyor. Ancak bu uyum sürecinin ne zaman gerçekleştiğini kestirmek güç.
Taş alet yapımının 2,5 milyon yıl önce başladığını biliyoruz. Taş aletlerin aksine, ateşin kullanımına dair kanıtlar yağmur ve rüzgar tarafından çabucak yokediliyor ve dahası böyle kalıntılar bulunduğunda bunun doğal bir yangın mı yoksa insan kaynaklı mı olduğunu anlamak oldukça zor. Bu nedenle, ateş kullanımının erken başladığına dair geçtiğimiz yıllarda yayınlanan bir dizi makale ihtiyatla karşılanmıştı. Bir ila 1.5 milyon yıl öncesine ait yanmış kalıntılar yine Güney Afrika'da Swartkrans'ta ve 700 ila 800 bin yıl öncesine ait kalıntılar da İsrail'deki Gesher Benot Ya'aqov bölgesinde bulunmuştu. Ancak bu alanlar açık alanlar olduklarından dolayı buradaki yangınların yıldırım yoluyla başlamış olma ihtimalleri de var. Wonderwerk Mağarası'nda ise bu ihtimal yok.
Ancak uzmanlar düzenli bir şekilde yemek pişirmenin bir milyon yıl önce başladığı sonucuna kesin olarak varmak için daha çok kanıt gerektiğini belirtiyorlar. Ateşi kullanmış olmanın onu kontrol edebiliyor olmak anlamına gelmeyebileceğine işaret eden Leiden Üniversitesi'nden Wil Roebroeks, bir milyon öncesinin homininlerinin düzenli olarak ateş kullandıkları sonucuna varmak için daha birçok benzer alanın keşfedilmesi gerektiğini belirtiyor. Bu çalışmadan önce, düzenli ateş kullanımına dair bilinen kanıtlar 400.000 yıl öncesine kadar gidiyordu.
Nature dergisinin ilgili haberine göre makalenin baş yazarı Berna ise daha fazla kanıtın bulunabileceğini düşünüyor. Kendilerinin mikroskopik yöntemlerle analizleri gerçekleştirdiğini belirten Berna, uygun yöntemlerin kullanılmasıyla daha çok ateş kullanım alanının ortaya çıkarılacağını savunuyor.
(soL - Bilim)
İki güzellik bir arada
Ya üçüde olmasaydı
Mehmet Akif Ersoy'dan
Gezi Parkı
Ne Denilebilir!...
Gezi
Günün Fıkrası
1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.
O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.
Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.
Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...
Avukat 1
Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.
- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...
Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş
- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.
Papaz utana sıkıla mırıldanmış.
- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.
Avukat gülümsemiş.
- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.
Avukat 2
George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:
"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "
Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"
George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.
Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.
"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".
Avukat 3
Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:
“İki kere iki kaç eder?”
Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''
Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş
En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:
''Kaç olmasını istersiniz?''
Avukat 4
Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:
Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.
Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.
Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.
“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''
Avukat 5
Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:
“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”
Avukat açtı ağzını:
“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”
Görevli yerin dibine geçmişti.
Sadece:
“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.
Avukat onun sözünü keserek devam etti:
“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”
Günün Sözü
İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder