Sayfalar
- Ana Sayfa
- Mortgage
- Konut Kredisi
- Refinansman Nedir?
- Kira Nedir?
- Sigorta
- Faiz Nedir?
- Fıkralar
- Kefillik Nedir?
- Arsa Payı Nedir, Nasıl Hesaplanır?
- Gayrimenkul Satış Vaadi Nedir?
- Tahliye Taahhütnamesi nedir?
- DEĞER ARTIŞ KAZANCI NEDİR?
- DOP (Düzenleme Ortaklık Payı) NEDİR?
- EMLAK-EMLAKÇILIK NEDİR?
- HACİZ YOLU İLE TAKİP NASIL YAPILIR?
- TAPU NEDİR ?
- Emlak Vergisi
- Sözleşme ve Şekil Şartı Nedir?
- ÖRNEK DANIŞMANLIK VE KOMİSYON SÖZLEŞMESİ
- Emlak Terimler Sözlüğü
Hakkımda
1 Nisan 2012 Pazar
İstanbul'un yeni merkezi Kartal-Pendik-Tuzla
İstanbul'un Anadolu Yakası'ndaki en önemli gelişim bölgesi Kartal için yakın geçmişte iki önemli tarih var. Bunlardan birisi 2006 yılında Zaha Hadid'in Kartal için hazırladığı Kentsel dönüşüm projesinin konsept proje olarak seçilmesi oldu. Kentsel dönüşümün gündeme gelmesi ve büyük sanayi kuruluşlarının eski fabrikalarının bulunduğu büyük ölçekli araziler üzerinde projeler gerçekleştireceği beklentisi, Kartal'da gayrimenkul, emlak fiyatlarını en az 3 kat artırmaya yetti.
Diğer dönüm noktası ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Nisan 2011'de açıkladığı ve Ak Parti'nin seçim beyannamesinde de yer alan İstanbul'da iki yeni şehir projesi. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, tek bir merkez olarak büyüyen 15 milyonluk İstanbul'da iki yeni şehir kurulacağı ve yeni merkez oluşturularak İstanbul'un yükünün hafifletileceğini açıklaması gözleri Avrupa Yakası'nda Silivri'ye Anadolu Yalasın'da ise Kartal - Tuzla hattına çevirdi. Bu açıklamanın ardından konuttan ofise kadar gayrimenkul sektörünün önemli oyuncularının yeni projelerinin adresi de Kartal Tuzla hattı oldu. Birbiri ardına, gayrimenkul projesi geliştiricileri ve inşaat şirketleri boş arsalarda ve eski fabrika alanlarında konut projelerine start verdi. E-5 hattı boyunca yükselen konut projelerini, otel ve ofis projeleri takip etti. Önümüzdeki dönemde de inşaat şirketleri Kartal Tuzla hattında yeni projelere başlayacaklarının sinyalini veriyor.
Kartal dönüşümün simgesi Kartal'da inşaatı devam eden Anadolu Yakası Adalet Sarayı ve Kadıköy Kartal Metro Projesi ile şu anda 1/5.000'lik planları askıya çıkartılmayı bekleyen Kartal Kentsel Dönüşüm Projesi Kartal'ın bir merkez olarak gelişiminde büyük rol oynuyor. Bu projelerin yanı sıra, bölgedeki hastane, otel ve üniversite yatırımları da bu gelişimi destekliyor. Kartal'ın havalimanına yakınlığı, TEM ve E-5 gibi ulaşım aksları üzerinde olması da Kartal ve çevresinde otel yatırımlarını tetikliyor.
Kartal'da yeni açılması planlanan vakıf üniversiteleri de bulunuyor. Bölgede konut ağırlıklı yatırımların devam edeceği öngörülürken, konutun yanı sıra ofis yatırımlarının da artacağını görüşü ağırlık kazanıyor. Bölgenin kaderini değiştiren bir diğer yatırım projesi de Anadolu Yakası Adalet Sarayı'nın bu bölgede yapılıyor olması. İnşaatına sona gelinen ve hizmete açılması planlanan Adalet Sarayı'nda yaklaşık 8 bin kişinin çalışacağı öngörülüyor. Bu da bölgeye önemli bir nüfus transferini ve emlak hareketliliğini beraberinde getirecek.
Tuzla-Pendik üniversite merkezi oldu Tuzla ve Pendik bölgeleri eğitim kurumları açısından oldukça zengin. Halen eğitim veren Koç İlköğretim Okulu ve Lisesi, Sabancı ve Okan Üniversiteleri, İTÜ Denizcilik Fakültesi ile yakın gelecekte tamamlanması planlanan Süleyman Şah, Medeniyet, Gedik, Piri Reis ve İstanbul Ticaret Üniversitelerinin kampüslerinin hizmete girmesiyle bu bölge çok önemli bir eğitim merkezi olacak. E-5 ve TEM otoyolları ile Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı ve Pendik feribot iskelesine yakınlığıyla ayrı bir avantaja sahip olan bölge yapımı süren Marmaray'ın Sabiha Gökçen'e bağlanmasıyla daha da önem kazanacak. Çevredeki beş yıldızlı oteller arasında; Divan Otel Asia, The Green Park, Titanic ile Crown Plaza Asia sayılabilir. Viaport, Atlantis, Pendorya, Neomarin ve Marina Mall bölgedeki önemli alışveriş merkezleri olarak öne çıkıyor. Bölgede ayrıca Marmara Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Anadolu Sağlık Merkezi, Teknopark ve Tübitak gibi önemli tesisler bulunuyor.
Sabah
İki güzellik bir arada
Ya üçüde olmasaydı
Mehmet Akif Ersoy'dan
Gezi Parkı
Ne Denilebilir!...
Gezi
Günün Fıkrası
1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.
O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.
Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.
Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...
Avukat 1
Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.
- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...
Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş
- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.
Papaz utana sıkıla mırıldanmış.
- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.
Avukat gülümsemiş.
- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.
Avukat 2
George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:
"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "
Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"
George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.
Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.
"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".
Avukat 3
Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:
“İki kere iki kaç eder?”
Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''
Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş
En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:
''Kaç olmasını istersiniz?''
Avukat 4
Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:
Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.
Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.
Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.
“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''
Avukat 5
Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:
“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”
Avukat açtı ağzını:
“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”
Görevli yerin dibine geçmişti.
Sadece:
“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.
Avukat onun sözünü keserek devam etti:
“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”
Günün Sözü
İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder