28 Mart 2012 Çarşamba

Burs parasını geri ödeyemeyince



İngiliz öğrencilerin çoğu borç batağında. Burs paralarını ödemekte güçlük çeken iki öğrenci ise ilginç bir yöntem bulmuş. Yüzlerini kiraya vererek 6 ayda 30 bin pound kazanmışlar.


Ross Harper ve Ed Moyse, eski kot pantolonları ve spor ayakkabılarının içinde, tıpkı diğer 22 yaşındaki İngiliz öğrenciler gibi görünüyor. Tabii yüzlerindeki “Yüzümü satın al“ ve “Satılık“ yazıları dışında.

Londra’nın en ünlü alışveriş caddelerinin yer aldığı Oxford Circus’un tam ortasında duran Cambridge Üniversitesi mezunu iki genç, yüzlerindeki yazıyla gelip geçenlerin ilgisini çekiyor. Bir İspanyol turist grubunda bulunan bir genç, “Ne kadar“ diye bağırıyor. Eski bir nörobilim öğrencisi olan Harper, iki yüzü bir günlük kiralama bedelinin 100 pound (120 euro) olduğunu söylüyor. Turistler, el kol hareketiyle “100 pound mu?“ diyerek şaşkınlıklarını gözler önüne seriyor.
Caddede şu anda gerçek bir müşteri bulunmuyor ancak normalde, insan yüzünü reklam tabelası olarak kullanmak isteyenler kuyruk oluşturuyor. Harper ve Moyse, ekim ayında, öğrencilik döneminden kalan borçlarını ödemek için “Yüzümü satın al“ çalışmasına başladıklarından bu yana 30 bin pound kazanmış.

Harper ve Moyse, biraz da çaresizlikten başvurdukları bu yöntemi şimdi profesyonel hale getirip uluslararası piyasaya açılmak istiyor. Bunu da mayıs ayında, kendi internet sayfalarından reklam verenlerin sayfalarına yönlendirmeler yaparak başlamayı planlıyorlar.

Harper, “Hong Kong, Kanada, Avustralya, ABD ve tüm Avrupa genelinden ilgi gördüklerini” kaydediyor.

Gençler arasındaki işsizliğin yüzde 22 civarında olduğu ve Cambridge gibi prestijli üniversitelerden mezun olanların bile iş bulmakta güçlük çektiği İngiltere’de, bu olağandışı bir başarı hikâyesi olarak göze çarpıyor.

Mezun olduktan sonra ne yapacakları konusunda çok kafa yorduklarını kaydeden ekonomi mezunu Moyse, “İş piyasasının şu anda çok zorlu olduğunu düşündük. Bir yıllığına neden kendi yaratıcı projemizi denemiyoruz dedik” şeklinde konuşuyor.

Eğitimlerini karşılamak için devletten 25 bin pound burs alan iki öğrenci, “Yüzümü satın al” adlı projeyi uzun uğraşlar ve fikir alışverişleri sonucu yaratmış.

Borç batağındaki öğrenciler 50 bin pound borçları olduğunu söyleyen Moyse, “Bir işletme için binlerce pound daha harcamak istemedik” diyor. Bu iş içinse sadece boyalara 100 pound harcamışlar.

Başlangıçta yüzlerini 1 pounda kiralayan iki öğrenci şimdi günde 400 pounda kadar kira parası alıyorlar.

İki gencin başarı hikâyesinin, borç batağı içerisindeki pek çok İngiliz ve diğer ülkelerdeki öğrenciler için bir örnek teşkil edebileceği belirtiliyor. Örneğin, 2012 yılında İngiltere’de üniversiteye başlayan bir öğrenci, 59 bin 100 pound borçla mezun olacak.

Kaynak: Deutsche Welle Türkçe

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var