27 Mart 2012 Salı

İstanbul’da hangi projeler prim yaptı?



Şirketler ürettikleri konutları peynir-ekmek gibi satarken, bu konutları daha maket halindeyken alanlar da yüzde 100’ü aşkın kazanç sağladı.
İstanbul’da Emlak GYO’nun gelir ortaklığı modeliyle yaptırdığı projelerden en fazla Finans Merkezi projesinin etkisiyle Ataşehir’deki konutlar sahiplerine kazandırdı. İkinci sırada Halkalı’daki konutlar var.
Türkiye’de markalı konut üreticileri satış yapmakta zorluk çekmezken bu konutları daha maket aşamasındayken alanlar da büyük kazanç elde etti. Emlak Konut Gayrimenkul verilerine göre Türkiye’de ‘markalı konut’ olarak adlandırılan orta ve üst gelir grubuna hitap eden konutların satışı 2011’de 7 bin 700’den 12 bin 658’e çıktı. Emlak Konut Gayrimenkul ile inşaat firmalarının ortak yaptıkları konut satışından elde edilen hasılat 2milyar liradan 3.2milyar liraya çıktı. Kriz yılı olmasına rağmen satılan daire adedi yüzde 62, satış hasılatı yüzde 55 arttı. Hemmarkalı konut üreticilerinin yaptıkları projelerin sosyal tesisleri ile birlikte değer yaratması hemde konutların yapıldıkları bölgelerde geliştirilen yeni projeler fiyatları artırınca markalı konuta daha maket halindeyken gözü kapalı girenler önemli kazançlar sağladı.
Emlak Konut Gayrimenkul’ün 2005 yılından bu yana geliştirdiği projelerin satış fiyatlarından yola çıkılarak yapılan hesaplamada topraktan projeye giren şanslı ev sahiplerinin projeler tamamlanana kadar kazançları yüzde 100’ü geçti. Başka bir deyişle evlerini yarı yarıya ucuza aldılar.
ŞU ANDAKİ FİYATLA ÜÇ KAT ARTIŞ
Markalı konutların inşaatına başlandığı tarih ile bugünkü piyasa fiyatını karşılaştırdığımızda ise fiyat artışlarının yüzde 175’i aştığı, neredeyse çıkış fiyatının üç katına yaklaştığı görülüyor. Başta İstanbul olmak üzere markalı konutların satışları kolay gerçekleştiği için konut sahipleri bu fiyat artışlarını istedikleri an ceplerine koyabilme lüksüne de sahipler.
Böylece markalı konut yatırımcıları 2005’ten bu yana yatırım araçları içinde en çok kazandıran enstrümanlardan birine de yatırım yapmış oldular. İnşaat firmaları arsa yokluğunun da etkisiyle büyük konut projelerini büyükşehirlerde genellikle Emlak Konut Gayrimenkul ile gelir paylaşımı yöntemiyle yapıp satıyor. Bu projeler de ağırlıklı olarak markalı konut olarak adlandırılıyor.
İstanbul’da brüt-net farkı%33
Markalı konutların satışlarında en çok göze çarpan özelliklerden biri şirketlerin satış yaptığı brüt büyüklükler ile konutları alan insanların kullandığı net büyüklükler arasındaki farklar. İstanbul’da markalı konut olarak satılan evlerin brüt tutarları ile net tutarları arasındaki fark ortalama yüzde 33’e kadar çıkıyor. Bazı projelerde bu oran yüzde 52’yi buluyor.
KÜÇÜK DAİRENİN FARKI FAZLA
Şirketler binaların içindeki boş alanları hesaplayıp her bir konut için bölüştürüyor. Böylece evi brüt metrekare fiyatı üzerinden satın alan vatandaşlar sadece satın aldığı dairenin değil bina boşluklarının parasını da ödüyor. Ancak boşluklar her bir daireye bölüştürüldüğü için 1+1 gibi küçük dairelerde brüt büyüklük ve net büyüklük farkı açılıyor. Satın alınan ev büyüdükçe fark da azalıyor.
FİNANS MERKEZİ PROJESİ UÇURDU
Yapılan konutların büyük bölümü İstanbul Ataköy, Halkalı ve Bahçeşehir civarında yoğunlaşıyor. Fiyatı en fazla artan yerlerin İstanbul Finans Merkezi Projesi’nin gerçekleştirileceği Ataşehir olduğu rakamların dilinden de ortaya dökülüyor. Bu bölgede 200 yılında satışa başlayan Uphill Court’ta metrekare fiyatı 2 bin liradan birinci elden satışların bittiği 2009 yılına kadar yüzde 132 artışla 4 bin 400 liraya kadar çıktı. Şu anda ise metrekare fiyatı 5 bin 500 lira. İkinci sırada Varyap Meridan var.
RAHİM AK/Htemlak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var